Egeli ihracatçılar katma değerli ihracat için yol haritası çiziyor

Türkiye'nin, bugünkü 1,3 dolarlık ortalama kilogram ihraç fiyatını, 2,5-3 dolara çıkaracak adımları atmak zorunda olduğunu belirten EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, ihracatçının rekabetçiliğini sürdürebileceği bir finansman desteğine ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Haber Merkezi |

Duygu GÖKSU

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’nin, bugünkü düzey olan 1,3 dolarlık ortalama kilogram ihraç fiyatını, 2,5-3 dolara çıkaracak adımları atmak zorunda olduğunu belirtti.

EİB’in DÜNYA Gazetesi ve Arkas Lojistik iş birliğinde düzenlediği, ‘Ege İhracat Buluşmaları’nın ilk toplantısı İzmir’de gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Handan Sema Ceylan’ın gerçekleştirdiği toplantıda, DÜNYA Üst Yöneticisi Hakan Güldağ, Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım ve Yazar Erhan Aslanoğlu, Türkiye’nin ihracat stratejisinin ne olması gerektiği, katma değerli ihracatı artırmak için gerekli yol haritası konusunda öngörülerini Egeli ihracatçılar ile paylaştı. Daha sonra Manisa, Aydın, Muğla, Balıkesir, Afyon ve Uşak’ta da gerçekleşecek olan toplantıda ihracatın önündeki sorunlar gündeme taşındı.

Toplantının açılışında konuşan Jak Eskinazi, EİB olarak gerek kamu yetkilileriyle bir araya geldiklerinde, gerekse yaptıkları basın açıklamalarında ihracatçının yolundaki taşların kaldırılması taleplerini sürekli dillendirdiklerine dikkat çekti. Eskinazi, “Türkiye, 2021’de pandemiye rağmen 225 milyar dolar ihracat yaparken Ege Bölgesi olarak bu ihracata 28 milyar doların üzerinde katkı sağladık. Demir ve demir dışı metaller, kimya ve hazır giyim ihracatımıza en büyük katkıyı sağlayan sektörlerimiz olurken, Türkiye’nin 2021’deki 23 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatına 5,1 milyar dolarlık katkı vererek, bu alanda Türkiye lideri olduk” diye konuştu.

“Rekabetçiliğimizi sürdürebileceğimiz bir finansman desteğine ihtiyacımız var”

EİB olarak sürdürülebilirlik, dijitalleşme, tasarım ve Ar-Ge konu başlıklarına yoğunlaştıklarını söyleyen Eskinazi, “Türkiye, bu yıl 250 milyar dolar ihracat hedefl iyor. Pandemi döneminde ekonomideki belirsizliklerin de körüklemesiyle enfl asyon TÜİK verilerine göre TÜFE’de yüzde 49’a, ÜFE’de yüzde 93’e ulaştı. Bu şartlarda sanayicinin sermayesi eridi. Rekabetçiliğimizi sürdürebileceğimiz bir finansman desteğine ihtiyacımız var. Uygulamada ise tam tersi bir durum söz konusu. Merkez Bankası reeskont kredileri musluklarını kapatırken, bankalar yüzde 30-35 faizle kredi kullandırıyor. Bu şartlarda 250 milyar dolar hedefinin tutmasını beklemenin hayalcilik olur. Bu yılın ilk çeyreğinden sonra ihracat rakamlarımızdaki artış durabilir” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin, pandemi döneminde ihraç pazarlarına yakınlığı sayesinde başarılı olduğunun altını çizen Eskinazi, “Daha fazla üreterek, daha fazla ihracat yaparak ihracat rakamlarımızı artırdık. Ancak, ortalama ihraç fiyatımızı yukarı çekerek ihracat rakamlarında hedefl ediğimiz noktaya gelebileceğimizi unutmalıyız. Türkiye’deki iklim ihracatçıya bu olanağı sağlamaktan uzak. Elektrik, akaryakıt, doğal gaz, hammadde ve lojistik fiyatlarındaki astronomik artışlar ihracatımızın geleceğini tehdit ediyor. Türkiye, yakıcı, yıkıcı, kanser gibi tüm hücrelerimizi esir alan yüksek enfl asyondan kurtulacak yolları bulmalı. 2000 krizindeki gibi geniş yetkilerle donatılmış, ekonomiyi bilen, dünyadaki gelişmeleri iyi tahlil eden, özgür hareket edebilen bir ekonomistle ya da ekiple bu krizden çıkabiliriz” değerlendirmelerinde bulundu.

“Türkiye’nin sanayi planlamasına ihtiyacı var”

Türkiye ekonomisinin geçen sene ihracatla, turizmle, sanayiyle büyüdüğünü ancak tasarruf açığı bulunduğunu söyleyen Erhan Aslanoğlu ise, “Tüketim eğilimi yüksek olan Türkiye, kredi sağlandığında, dış kaynak geldiğinde büyüyor. Tüketiyoruz, yatırım yapıyoruz. Kredi ivmesi düşse de ihracat ve turizm katkısıyla ekonominin büyüyeceği görünüyor. Kredilerde güçlü bir ivme görülmeyecek gibi duruyor. Türkiye’de ihracat ve turizm desteği olmasa biz bu kadar kur artışı ve enfl asyonla birlikte muhtemelen stagfl asyon yaşardık” diye konuştu.

Türkiye’de kapasite kullanımının yüzde 80’lerde olduğunu hatırlatan Aslanoğlu, “Kapasite kullanımının artırılmasına ihtiyaç var. İşletme sermayesi ihtiyacı, yatırım kredisi ihtiyacı var ancak iş dünyası bunları bulmakta zorlanıyor. Bu durum faaliyet dışı verimsizliği artıran bir kısır döngü yaratıyor. İş dünyası, inovasyon, yenilik, pazar arayışı gibi konulara odaklanması gerekirken kredi ve maliyetlerle uğraşıyor. Türkiye’de yatırım göstergeleri aşağı yöne doğru gidiyor. Verimlilik artışı için yukarı gitmesi gerekirken, bugünkü şartlarda çok mümkün görünmüyor. Reel sektör kapasiteyi artıramazsa, ihracata öncelik vereceği için iç piyasaya sunulan ürünler azalabilir” dedi.

Merkez Bankası’nın faizi indirerek piyasadaki para miktarını artırmasıyla birlikte TL’nin değer kaybettiğinin altını çizen Aslanoğlu, “Türkiye’nin yeni ekonomi programının amacı Türkiye’nin cari fazla vermesi. İhracatta kalıcı yüksek teknolojiye dönüşü sağlayamayız. Türk sanayicisi, iyi bir destekle planlamayla bu işi yapabilir. Türkiye’nin sanayi planlamasının, 10 yıl sonrasını görerek hazırlanması lazım. Burada ciddi bir kamu-özel sektör işbirliğine ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

“İhracat üreticinin sigortası”

İhracat stratejisini oluştururken öncelikli ihtiyacın, zamanın ruhunu kavramak olduğunu ifade eden Hakan Güldağ, devlet planlama teşkilatını tekrar kurmak gerektiğini belirterek, “Önümüzdeki 10 yılın ana eksenini ikiz dönüşüm oluşturacak. Şu anda Atlantik’in iki yakasında, Paris İklim Anlaşması’na dayalı yeni bir üretim ve ticaret bölgesi oluşuyor. Bunun dışında kalamayız” diye konuştu.

Teknolojinin bir tüketim kalemi haline geldiğini vurgulayan Şeref Oğuz ise, “Herkes dijitalleşiyor ve dijitalleşenler hep kazanıyor gibi bir algı var. Ne kadar dijitalleşmeye ihtiyaç duyulduğunu ölçmeden teknoloji alanlar büyük zarar ediyor. Organik zeka olmadan yapay zeka işe yaramaz. Dijitalleşmeyi zamanında ve doğru ayarda yapmak hayati önem taşıyor” dedi.

Tarımsal üretimin ve ihracatın sürdürülebilirliğini sağlamak için atılması gereken adımları paylaşan Ali Ekber Yıldırım ise şunları söyledi: “İhracat üreticinin sigortası. Türkiye öyle bir ülke ki hem kendi ihtiyacını karşılayabilecek hem de dünyanın önemli ürünlerde ihtiyacını karşılayabilecek bir potansiyele sahip. Ama bunu değerlendirme noktasından uzağız. Sorun, üretimden sofraya, üretimden ihracata kadar olan sürecin iyi yönetilememesi. Üretimi katma değere çevirmeye de odaklanmalıyız.”

EİB üyelerine parsiyel yüklerde %15’lik avantaj

Toplantıya katkı sunan Arkas Lojistik’in Dijital Platform ve Müşteri Deneyimi Koordinatörü Emre Ertürk, dijital platformları shipeedy.com hakkında bilgi vererek, parsiyel yükler için EİB ile bir protokol imzaladıklarını ve birlik üyesi firmalara önümüzdeki 3 ay boyunca yüzde 15’lik indirim uygulanacağını söyledi. Shipeedy. com’un Arkas Lojistik Ar-Ge Merkezi tarafından geliştirilmiş, lojistik operasyonların dijital ortamda yönetilebileceği bir platform olduğunu anlatan Ertürk, “Aralık ayı itibariyle müşterilerimizin ve tüm ihracat ve ithalat yapan firmalarımızın hizmetine sunmuş olduğumuz bu platform, Arkas Lojistik’in operasyonel yönetimde, kalitesini, deneyimini ve iş süreçlerini yansıtıyor. Dünyanın herhangi bir yerinden farklı bir noktaya göndermek istenen lojistik iş yüklerini kolaylıkla, operasyonun başından sonuna bir şekilde platform üzerinden yönetilebilecek özelliklere sahip” dedi. Tek platform olmasının hizmet verdikleri kurumların lojistik süreçlerine dijitalleşmelerine de katkı sunacak bir özellik olduğunu vurgulayan Ertürk, “Ar-Ge merkezimiz teknolojiyi geliştirirken lojistik ihtiyaç duyan firmaların bütün ihtiyaçlarını göz önüne alarak bu geliştirmeleri gerçekleştirdi. Fiyat teklifi istenmesinden, operasyon gerçekleşmesine kadar. operasyon gerçekleştikten sonra da yükün nerede olduğu da dahil her şey shipeedy.com platformu üzerinden takip edilebilecek. Sadece teknolojik olarak yani yapay zeka ile hizmet verdiğimiz bir modül gibi de düşünmemek gerekiyor. Gerekli olunan tüm noktalara insani dokunuşları da dahil etmiş durumdayız” diye konuştu.

Shipeedy.com’un dört değer teklifini anlatan Ertürk, “Teklifl erin hizmet verdiğimiz kurumlar için önemli olduğunu düşünüyoruz. Bunlar, kolay ve hızlı kullanım, kaliteli ve güvenli lojistik operasyonu, geniş hizmet ağı ve avantajlı fiyatlar. Denizyolu, demiryolu, havayolu ve karayolu olmak üzere tüm taşıma modlarında farklı hizmetler sunuyoruz. Özetle hizmet verdiğimiz kurumların lojistik süreçlerini shipeedy.com’a devretmelerini, platform üzerinden bu süreçlerini yönetmelerini ve tamamen kendi işlerine odaklanarak, kendi işlerini nasıl yönetebileceklerine yönelik gündemlere vakit ayırmalarına olanak sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Altın zeytin ilk kez görücüye çıktı! 300 dolardan satılıyor Mert Başaran’dan finansal özgürlük yolunda altın ipuçları Bakan Yumaklı: Deprem bölgesi için 46 milyar liralık su yatırımı planlandı Kredi ve kredi kartı borcu nasıl yapılandırılacak? İşte örnek ödeme tablosu İPA Başkanı Buğra Gökce: 784 bin kişi yasal takip altında İstanbullular dikkat! Hava bir anda soğuyacak, tarih belli oldu