Urfa, 4 yıldır Balıklıgöl Alan Yönetim Başkanlığı’nı bekliyor
Şanlıurfa’nın tarihi kent merkezi olan Balıklıgöl Platosu’nun korunması ve sürdürülebilir olarak gelişimi için hazırlanan Alan Yönetim Planı’nın idari yapılanma eksikliği nedeniyle 4 yıldır uygulanmaması turizm yatırımlarını olumsuz etkilerken, bölgenin kimyasını bozacak betonlaşma riski ve denetimsizlik artıyor.
Haber Merkezi |Mehmet Nabi Batuk / ŞANLIURFA
Taşınmaz kültür varlığı sayısında Türkiye’nin öncü illerinden biri olan Şanlıurfa’da tescil edilen yapı sayısı son eklenenlerle birlikte 1737’e ulaştı. En çok taşınmaz kültür varlıklarının kümelendiği bölge olan Balıklıgöl Platosu’ndaki tarihi yapının korunması ve sürdürülebilir projelerle geleceğe taşınması için Şanlıurfa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı başlattığı çalışmaları 2019 yılında tamamlayarak Balıklıgöl Alan Yönetim Planı’nı tamamladı.
Ancak projenin idari ayağı olan Balıklıgöl Alan Yönetim Başkanlığı’nın 4 yıldır kurulamaması 12 bin yıllık geçmişi olan bölgeyi ve çevresindeki tarihi Urfa Evlerini betonlaşma riski yaratırken bölgedeki denetim sorunu da turizm faaliyetlerini sekteye uğratıyor. Eski Urfa’daki tarihi ve kültürel değerlerin geleceğe taşınması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olacak olan Balıklıgöl Alan Yönetim Başkanlığı’nın bir an önce kurulması gerektiğini ifade eden TMOOB Şehir Plancıları Odası Şanlıurfa İl Temsilcisi Mehmet Selim Açar, “Bölgede tescil edilen ve kamulaştırılan kültür varlıklarının yanı sıra özel mülk kapsamında yüzlerce tarihi Urfa evi var. Özel mülkiyete konu tarihi evler depremden sonra sahipleri tarafından asıllarına uygun restorasyon işlemine tabi tutulmak yerine betonarme yapılara evrilmeye çalışılıyor. Bölgenin tarihi kimyası bozulmadan Eski Urfa’nın ayağa kaldırılması için hazırlanan planlar uygulamaya alınmalı. Bu alanda daha fazla kaybedecek zamanımız yok. Söz konusu planı inceledik. Herhangi bir teknik sorunla karşılaşmadık. Asıl eksik olan şey söz konusu planda belirtilen evrensel değerleri ortaya koyacak bir iradedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu alanda daha hızlı adımlar atmasını bekliyoruz” dedi.
Yetki karmaşası milyonlarca liralık turizm yatırımları baltalanıyor
Balıklıgöl Platosu Alan Yönetim Planı uygulanmadığı için tarihi bölgeyi korumak ve geliştirmekle mükellef kurumlar arasında da bir yetki karmaşası sorunu olduğunu ifade eden Mehmet Selim Açar, “Bölgede milyonlarca TL yatırımı bulunan turizmcilerimizin, oradan yaşayan insanlarımızın plansızlıktan ve koordinasyonsuzluktan kaynaklı mağduriyetleri her geçen gün artıyor. Eğer plan uygulanırsa bölge tek bir merkezden ve belirli standartlarla yönetileceği için hem kurumlar arasındaki çatışmalar ortadan kaldırılacak hem de tarihi yapılar korunup daha sürdürülebilir projelerle geliştirilebilecek. Söz konusu planda, tabelalardan tutun, temizlik hizmetlerine, esnaf denetimlerine, restorasyon çalışmalarından, imar faaliyetlerine kadar pek çok alanda net mevzuatlar var. Bu stratejiyi bölgede harekete geçirirsek yeni turizm yatırımlarını da beraberinde getirebiliriz. Gelibolu, Uludağ ve Kapadokya bu vizyon sayesinde dünyanın en önemli turizm merkezleri haline geldiler. Eski Urfa’nın da küresel bir çekim merkezi haline gelmesi için olumsuz bir neden yok” diye konuştu.
Plan ölçeği tüm ‘Sur İçini’ kapsayacak şekilde genişletilmeli
Balıklıgöl Platosu Alan Yönetim Planı’nın bölgenin potansiyeline göre çok küçük bir ölçekle hazırlandığına da dikkat çeken Mehmet Selim Açar, şöyle devam etti: “Sur İçi olarak adlandırılan ve Yakubiye, Göl, Bıçakçı, Camikebir Türkmeydanı, Hakimdede, Yusufbey, Atatürk, Hızmalı gibi tarihi mahalleleri içeren bölgenin tamamının plana dahil edilmesi gerekiyor. Alan Yönetim Planı eski Urfa Merkezi’ni kapsayacak şekilde genişletilmeliki bölgenin kimyası bölgesel olarak korunabilsin.”