UHK, 2024 Ocak- Şubat dönemi iklim ve bitki gelişimi raporunu yayımladı
Ulusal Hububat Konseyi (UHK) tarafından yayımlanan raporda, bölgelere göre değişkenlik göstermekle birlikte, geçen yıllara göre daha yağışlı bir dönem geçirildiği belirtilerek, Kasım ayından başlayan ve Şubat dahil 4 ayın hepsinin son 53 yılın en sıcak ayları olduğuna dikkat çekildi.
Haber Merkezi |MUHAMMET YİĞİTOĞLU /KONYA
Raporda bölgelerde lokal bazı alanlar hariç yeterli ve sağlıklı çıkışların olduğu, kardeşlenmenin de daha erken ve yoğun olduğu belirtilirken, geçen sezon 7,3 milyon hektar olarak öngörülen buğday ekim alanının bu sezon 7,5 milyon hektar olacağının bilgisi verilerek, rekoltenin geçen yıl düzeyine ulaşılabileceğinin altı çizildi. Ayrıca bu yıl daha sıcak bir sonbahar- kış mevsimi yaşandığına, Kasım ayından başlayan ve Şubat dahil 4 ayın hepsinin son 53 yılın en sıcak ayları olmasına dikkat çekildi.
Yağışlar dikkatle takip edilmeli
Yağışların özellikle İç Anadolu Bölgesinde ortalamanın altında olduğunu vurgulanarak, “Uzun yıllara ve geçen yıllara göre daha yağışlı bir dönem geçirilmiştir. Bununla birlikte sonbahar mevsiminde uzun yıllara göre daha yüksek yağış alınırken, kış mevsiminde daha düşük yağış alınmıştır. Ege, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesinde uzun yıllara göre yağış azalışı daha dikkat çekici boyuttadır. Özellikle en önemli buğday üreticisi bölge olan İç Anadolu ve Geçit Bölgelerinde yağışların daha düşük düzeyde oluşu, bilhassa daha yoğun üretim yapılan Konya, Afyonkarahisar, Burdur, Tokat ve Amasya gibi illerde bölge ortalamalarının oldukça altında oluşu sonraki ayların daha dikkatli takip edilmesini gerekli kılmaktadır” ifadelerine yer verildi.
“Buğday ekim alanı 7,5 milyon hektar olacak”
UHK’nın mevcut iklim parametreleri ile bitki yetiştiriciliği ve gelişimi açısından bazı değişimlere neden olduğunu belirttiği raporda şu açıklamalara da yer verildi;
“Bu iklim şartlarında bitkilerin toprak altı aksamı yanında toprak üstü aksamı gelişimi kış aylarında bile büyüme ve gelişmeye devam etmiştir. Bölgeler ve bölge içinde bitkilerin fenolojik dönemleri farklılık göstermektedir. Ülke genelinde kardeşlenme, sapa kalkma ve başaklanma başlangıcı evrelerine farklı bölge, rakım ve yetiştirme koşullarına bağlı olarak rastlamak mümkündür. Özellikle İç Anadolu ve Geçit Bölgelerinde daha geç ekim mümkün olmuş, bu ekimler risk oluşturmamıştır. Erken ekimler ise yağış ve sıcaklığın uygun olması sebebiyle iç bölgelerde aşırı bitki gelişimini teşvik etmiş, ani sıcaklık değişimleri ve sıcaklık düşüşlerinden etkilenme riski ortaya çıkmıştır. Aşırı bitki gelişimi ile kış aylarına girilen bazı tarlalarda üreticilerin hayvan otlatma, hatta toprak üstü aksamı biçme gibi önlemler almaya çalıştıkları dikkati çekmektedir. Maliyet artışı ve bitkilerde zararlanma ortaya çıkarabilecek bu uygulamaların nedeni sadece elverişli yağış ve sıcaklık koşulları değil, asıl etken kışlık bölgelerde baharlık çeşit tercihi, erken ekim, zamansız ve gereksiz aşırı sulama, yüksek dozda ve zamansız azot uygulaması şeklinde sıralanabilir. Tarlalarda tüm bölgelerde olmak üzere özellikle iç ve geçit bölgelerde yüksek fare ve köstebek populasyonu ile görülen zararlar söz konusudur. İklimin etkisi ortada, özellikle sıcaklığın ve bitki gelişimini artıran şartların bunda payı büyüktür. Tarım ve Orman Müdürlükleri ile irtibatlı olarak mücadele uygulanması yanında, kalıcı çözüm, biyolojik mücadeleyi devreye sokarak doğal dengeyi yeniden tesis etmektir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında buğdayda geçen yıl 7,3 milyon hektar olarak öngördüğümüz ekim alanının bu yıl 7,5 milyon hektar olacağı (İç Anadolu ve Geçit Bölgelerinde mısır ve ayçiçeğinden, Güneydoğu, Akdeniz ve Ege Bölgelerinde pamuktan buğdaya muhtemel geçiş ile) beklenildiği de dikkate alındığında, geçen yılki rekolte beklentisine ulaşılabileceği tahmin edilmektedir.”