Tüketiciye gerçek Ezine peyniri için ambalajında "EPD logosu arayın" uyarısı
Üreticiler, gerçek Ezine peyniri ambalajlarına Ezine Peynirciler Derneği (EPD) logosu basarak sahtecilikle mücadele etmeye çalışıyor.
AA |Çanakkale'nin Ezine, Ayvacık ve Bayramiç ilçelerinden toplanan koyun, keçi ve inek sütlerinin karışımından yapılan peynirin üreticileri, sahte ürünlerle mücadele etmeye çalışıyor.
Ezine Peynirciler Derneği Başkanı Ali Atak, "Ezine peynirinin yıllık 250 bin teneke üretim hacmi var. 250 bin tenekeden hesapladığımızda 4 milyon 500 bin kilogram peynir üretildiğini görmekteyiz ancak şu anda sahtelerle beraber Türkiye'de 2 milyon 500 bin teneke peynir, 'Ezine peyniri' adı altında tüketilmektedir. Bizim en büyük derdimiz bu. Ezine Peynirciler Derneğinin logosu olmayan bir peynir Ezine peyniri değildir. Çünkü yazı ile yazmak kolay, peynirin ve tenekenin üzerine 'Ezine peyniri' yazabilirsiniz ama derneğimizin logosunu kullanamazlar" dedi.
Çanakkale'nin Ezine, Ayvacık ve Bayramiç ilçelerinden toplanan koyun, keçi ve bir miktar inek sütünün karıştırılmasıyla elde edilen meşhur Ezine peynirinin üreticileri, sahte ürünlere karşı uyardı.
Kendine has lezzetiyle tüketicilerin en çok tercih ettiği kahvaltılık damak tatlarından coğrafi işaretli Ezine peyniri, bölgede yıllık ortalama 250 bin teneke üretiliyor.
Yılda yaklaşık 4,5 milyon kilogram imal edilen üründen çok daha fazla miktarda peynirin bu isimle satılması, üreticilere sıkıntı yaşatıyor.
Üreticiler, gerçek Ezine peyniri ambalajlarına Ezine Peynirciler Derneği (EPD) logosu basarak sahtecilikle mücadele etmeye çalışıyor.
Dernek Başkanı Ali Atak, açıklamasında bölgede daha önce kaşar peyniri üretildiğini söyledi.
Teknolojinin gelişmesiyle beyaz peynir imalatına başlanması ve ardından Bulgaristan'dan gelen ustaların kendilerine yol göstermesi üzerine yaklaşık 60 yıldır Ezine peynirinin üretildiğini belirten Atak, "Ezine peynirinin en büyük özelliği yüzde 75 koyun ve keçi sütünden elde edilmesidir." dedi.
Atak, bölgede 32 çeşit endemik bitki bulunduğunu aktardı.
Bu bitkilerden otlanan hayvanların sütü ve etinin ayrı bir lezzetinin olduğunu vurgulayan Atak, şöyle devam etti:
"Bizlerin en büyük derdi aslında sahte ürünler. Bizim yaptığımız peynir bugünkü şartlarda Türkiye'nin 10'da birine yetmez ama ülkenin neresine giderseniz gidin Ezine peyniri görürsünüz. Bunların yüzde 90'ı da sahte peynirdir. Tüketicilerimizin Ezine peynirini gönül rahatlığıyla tüketebilmesi için aldıkları ürünlerinin üzerinde Ezine Peynirciler Derneğinin logosu olması lazım. Ezine Peynirciler Derneğinin logosu olmayan bir peynir Ezine peyniri değildir. Çünkü yazı ile yazmak kolay, peynirin ve tenekenin üzerine 'Ezine peyniri' yazabilirsiniz ama derneğimizin logosunu kullanamazlar. Müşteriler için en büyük ayırt edici özellik budur. Tabii ki nefaset olarak, tat olarak da farklı bir lezzeti olduğu için sürekli Ezine peyniri tüketen müşterilerimiz ve tüketicilerimiz bunu biliyor ve ayırt edebiliyor. Yeni Ezine peyniri tüketmeye başlayacak olan tüketicilerimizin ürünün gerçeğini sahtesinden ayırt edebilmeleri için derneğimizin logosunu muhakkak aramaları gerekmektedir."
"Sütü üreticimizden daha pahalı alıyoruz"
Atak, yeni tip koronavirüs sürecinde Ezine peynirinin market satışlarının azaldığını, internetten satışlarının ise arttığını anlattı.
Soğuk zinciri bozmamak için internetten satışları biraz frenlediklerini dile getiren Atak, özel koli ve ambalajlarda buz tüpleriyle müşterilere gönderdiklerini bildirdi.
Dernek Başkanı Ali Atak, Ezine peynirinin evlerden sonra en çok tüketildiği yerlerin kafeterya, restoran ve oteller olduğu bilgisini verdi.
Ezine peynirinin yıllık 250 bin teneke üretim hacmine sahip olduğunu, ürünün 18 kilogramlık tenekelerde hazırlandığını söyleyen Atak, "250 bin tenekeden hesapladığımızda 4 milyon 500 bin kilogram peynir üretildiğini görmekteyiz ancak şu anda sahteler le beraber Türkiye'de 2 milyon 500 bin teneke peynir, 'Ezine peyniri' adı altında tüketilmektedir. Bizim en büyük derdimiz bu." diye konuştu.
Atak, hayvan üreticilerini desteklemek için aldıkları süte bölge şartlarında iyi bir fiyat verdiklerini belirtti.
Bölgelerinde sütün fiyatının ülke ortalamasına göre yüzde 25 pahalı olduğunu kaydeden Atak, "Sütü üreticimizden daha pahalı alıyoruz. Biz bunun karşılığını da tüketicimizden alabiliyoruz. Tüketicilerimiz peynirlere karşı teveccühünü gösteriyor ve bize bunun karşılığını veriyor. Bir yerde farklı bir fiyata Ezine peyniri var, diğer bir yerde farklı bir fiyata. Tüketicinin kafasını bu karıştırıyor." ifadelerini kullandı.
Süt toplama işlemi günde iki kez yapılıyor
Ezine peyniri üreticilerinden Ali Öztürk de çok meşakkatli bir üretim süreçlerinin olduğuna dikkati çekti.
Araçlarla saat 05.00 sularında yola çıkılarak toplanan sütlerin 09.00 civarında mandıralara getirildiğini kaydeden Öztürk, şöyle konuştu:
"Ustalarımız sütleri belli bir dereceye kadar ısıtarak kaynatır. Ondan sonra mayalama, kesme ve baskı süresi devam eder. Öğleden sonra saat 16.30-17.00 gibi bu işlemler de sona erer. Böylelikle peynirler dinlenmeye başlar. Belli bir zaman sonra bu peynirlerimiz olgunlaştıkça, bunun bazı kriterleri vardır ve bu ölçümler yapılır, cihazlarla asitliğine bakılır, ardından 3-4 gün içinde peynirler kapatılarak soğuk hava deposuna konulur.
Ezine peynirinin başka bir özelliği ise peynir yapılacak sütten hiçbir şekilde krema veya sütün yağının alınmamasıdır. Sütün yağının muhakkak sütün içinde kalması gerekmektedir. Bu yüzden akşam sağılan sütleri toplamak için arabalarımız saat 20.30 gibi çıkar. Herhangi bir yağ kaybı olup nefasette bir tatsızlık bir bozukluk olmaması için sütleri toplayıp mandıraya getiririz. Yani süt toplama işinde iki kez işlem yapıyoruz. Bu da peynir üretimimizde ikinci bir maliyet oluyor. Günde çift vardiya yapıp aynı kaliteyi ve lezzeti korumaya çalışıyoruz."