Tedarik sanayii, finansa erişim ve maliyet kıskacında

Otomotiv endüstrisinin üretim, satış ve ihracatta yılın 7 aylık dönemini başarılı geçirdiğine işaret eden Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, ancak tedarik sanayinin finansmana erişim ve erişilen finansmanın maliyeti sorunları nedeniyle büyüyen otomotiv pastasından hak ettiği payı alamadığını söyledi.

Esra Özarfat |

Esra Özarfat / BURSA
Global otomotiv pazarında çip sorununun minimize olduğunu belirten OİB Başkanı Baran Çelik, ayrıca birikmiş talebe karşılık gelen üretim ve ihracatın da talebi karşılar seviyeye ulaştığını söyledi. İç piyasada da otomotiv endüstrisinin gerek üretim gerekse ihracatta 7 aydır iyi bir performans sergilediğini kaydederek, “Türkiye’de 7 aydaki üretim ve ihracat rekorunun en önemli sebebi enflasyonist piyasada insanların otomobili yatırım aracı olarak görmeleri yer alıyor. Genel olarak üretim, satış ve ihracatın 7 ayı iyi geçti. Ama özellikle sanayinin inanılmaz bir finansmana erişim sorunu ve erişilen finansmanın da maliyeti sorunu var. Bunun yükünü de tedarik sanayi yaşıyor. Aylık finansman maliyetlerinin yüzde 3-4 olduğu yerde finans maliyetleri kadar yüksek marjlarda çalışmadığından dolayı tedarik sanayi bu büyüyen ve rekor kıran pastadan aynı ölçüde payını alamıyor” dedi. Yükseliş trendinin ardından iç pazarda bir miktar yavaşlama beklendiğini ifade eden Çelik, “Pandemi öncesi 14.5 milyon adet araç üreten Avrupa pazarı 10 milyona düştü. Bu yıl ancak 11 milyona çıkacağı konuşuluyor. Hâlâ çok geride. Öte yandan Amerika’da 15 milyon adet olan araç üretim miktarı pandemide 10 milyona gerilese de şu anda 17 milyon adede geldi. Avrupa pazarı otomotiv endüstrisinde düşüşü sert bir şekilde yaşadı. Öte yandan elektrikli araç dönüşümü, mobilite ekosistemi, insanlardaki araç kullanım alışkanlıklarını da değiştirdi. Düşüşte bunun da etkisi olduğu söylenebilir. Öyle ki bundan sonra global otomotiv pazarında bir büyüme beklenmiyor. araç paylaşımı, mikromobilite araç kullanımının artması, toplu taşımanın özendirilmesi de bu rakamların artmasının önünde engel” diye konuştu.

“Avrupa’nın Meksikası olmak istiyoruz”

Ocak-Temmuz döneminde otomotiv endüstrisi ihracatının yüzde 16’lık artış kaydederek 20,1 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Baran Çelik, “Türkiye'nin temmuz ayı ihracatı yüzde 8,4 artarken, otomotiv endüstrisi ihracatı Türkiye ihracatından yaklaşık 4 kat fazla büyüyerek yüzde 33,2’lik artış kaydetti. İlk 10 ülkenin 9’unu Avrupa ülkeleri oluşturdu. Yılsonu için ihracat hedefimiz 34 milyar dolar. Ancak 35 milyar doları geçeceğimizi düşünüyoruz. Artış mevcut pazarlardaki büyümeden kaynaklanıyor. Amerika’nın Meksikası var. Biz de Avrupa’nın Meksikası olmak hedefiyle ihracattaki gücümüzü artırmaya odaklandık. Şu anda Avrupa pazarına ihracat oranımız İngiltere’yi de dahil ettiğimizde yüzde 75 oranında. Öte yandan Amerika pazarı da bizim için büyüyor” değerlendirmesini yaptı.

OGTY “Sürdürülebilirlik” teması ile düzenlenecek

SKDM, Yeşil Mutabakat kapsamında sürdürülebilirlik konusunun otomotiv endüstrisinin gündeminde ilk sıralarda yer aldığına vurgu yapan Baran Çelik, bu noktada sürdürülebilirlikle ilgili aksiyon almamış firmaların özellikle global pazarda ihracatta rekabette zorlanacağını ifade etti. Fiyat endeksinden çok sürdürülebilirlik endeksi üzerinden ticaretin şekillenmeye başlayacağı uyarısında bulunan Çelik, “Yeşil Mutabakat kapsamında 2035’te karbonu sıfır olmayan araçların üretimine müsaade edilmeyecek. 2050 yılında ise karbon salınımı olan araçların trafiğe çıkışları da yasaklanacak. Herkes buna yönelik yatırım yapıyor. Özellikle Çin bu konuda ciddi bir rekabetçi olarak öne çıkıyor” dedi. Baran Çelik, OİB olarak her yıl düzenledikleri Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışmasını (OGTY) bu yıl Sürdürülebilirlik teması ile 25 Ekim’de Bilişim Vadisinde düzenleyeceklerini duyurdu.

“Doğu Avrupa pazarı Türkiye için en büyük tehdit”

Global otomotiv endüstrisi üretiminin Doğu Avrupa ülkelerine kaydığının altını çizen OİB Başkanı Çelik, “Doğu Avrupa pazarı Türkiye için en büyük tehdit” dedi. Çelik, buralarda özellikle belli iş kollarında önemli teşviklerin sunulduğuna dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “Bu teşvikler Türkiye’deki teşviklerden farklı olarak nakit teşviki de barındırıyor. O nedenle yatırımcılar için cazip görülüyor. Öte yandan Türkiye’de enflasyonist yapı nedeniyle alınan teşvikler yatırım tamamlanana kadar avantajını kaybediyor. Bu durum Doğu Avrupa’yı bize rakip kıldı. O bölge şu anda yatırım açısından çok cazip. Bu konuda devlet nezdinde önlem alınması gerekiyor.”

Hoşgeldin faizleri yükselişe geçti, yatırımcılar soluğu bankada aldı Borsa düşerken paniklemek yerine fırsatları yakalayın Meteoroloji uzmanı açıkladı: Soğuklar soba yaktıracak Okan Buruk'tan Fatih Terim'e cevap geldi: 'Bu sözler bana olabilir...' Gelir İdaresi Başkanlığı: Oyuncaklara ÖTV yok Terör örgütü lideri Gülen’in yeni adresi ifşa edildi! Evi 1 milyon dolar değerinde