Pandemi yat turizmine ilgiyi artırdı, marina kapasiteleri yetersiz kaldı

Pandemiyle birlikte yat turizmine ilginin arttığını söyleyen TEOS Marina İşletme ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Faruk Günlü, marinaların yetersiz kaldığına dikkat çekerek, “Ülkemiz kıyılarında deniz turizmi tesisi yapmak üzere oldukça istekli yerli ve yabancı yatırımcılar olduğunu biliyorum fakat bürokrasi bu yatırımları yavaşlatıyor” dedi.

Haber Merkezi |

NURETTİN BAKİ / İZMİR

Yoğun şehir yaşamı, deniz ve doğaya özlemin artması, aktif faaliyetlerde yer alma isteği ve teknolojik gelişmeler deniz turizmi kapsamında yatçılık ve yat turizmi faaliyetlerinin gelişmesini de hızlandırdı. Ancak yat sektörüne ilginin artması marinaları yetersiz bıraktı.

Ege Bölgesi’nde hemen her marinanın yüksek doluluk oranıyla çalıştığına dikkat çeken TEOS Marina İşletme ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Faruk Günlü, yeni marina yatırımlarına ihtiyaç olduğunu ifade etti. Günlü, “Ülke genelinde acil marina büyütme yatırımlarına ihtiyaç olduğu gibi yeni marina yatırımlarına da ihtiyaç var. Ülkemizde bu alanda yatırım yapmak için hevesli yatırımcıların olduğu ve bu dönemin iyi değerlendirilip devletin gerekli planlamaları yapıp, izin süreçlerini hızlandırarak yatırımcının önünü açmasında fayda var” dedi.

“Kurumlar arası güç çekişmesi yatırımları yavaşlatıyor”

Yatırımların önündeki en büyük engelin bürokrasi olduğunu belirten Günlü, “Ülkemiz kıyılarında deniz turizmi tesisi yapmak üzere oldukça istekli yerli ve yabancı yatırımcılar olduğunu biliyorum. Ancak ilgili kurumlar arasında koordinasyon eksikliği ve kurumlar arasındaki güç çekişmeleri sebebiyle gerekli izinler hızlı çıkmıyor, yatırımcılar izin döneminde uzun süre ve enerji kaybediyor. Ayrıca yatırımın dışında izin sürecinde yatırımcılar yüksek meblağlarda harcama yapmak zorunda kalıyorlar. Bu süreç öyle 1-2 yıl da değil. Bazı projelerin izin sürecinin 10, 15, 20 yıl sürdüğünü, 20 yıldan sonra projenin iptal edildiğini de biliyorum. Yatırımcı adayının 20 yılda harcadığı parayı sineye çekmekten başka çaresi de yok böylesi bir senaryoda” ifadelerine yer verdi.

Türkiye’nin Akdeniz çanağında rekabet içerisinde olduğu İtalya, Fransa, İspanya ya da Hırvatistan’da bu süreçlerin çok daha hızlı ilerlediğini de sözlerine ekleyen Günlü, “Bu ülkelerde izin verecek ilgili kurum temsilcileri yuvarlak masa diye tabir ettikleri bir platformda buluşuyor. Birkaç oturum sonrasında projenin hayata geçirilip geçirilmeyeceğine dair karar ortaya çıkıyor. Sonuç olarak 1980’li yıllardan bu yana bu ülkelerde bağlama kapasitesi bazı ülkelerde yüzlere katlamışken ülkemizdeki ilerleyişinin kağnı hızında olmasının altında yatan asıl sebep budur. İlgili kurumların her birinin güç çekişmesi içinde oluşu maalesef yatırım süreçlerini yavaşlatıyor” diye konuştu.

Özellikle pandemi dönemi ve sonrasında sıfır ya da yurt dışından getirilen ikinci el teknelerle tekne sahibi olan kişi sayısının artmasının bu ihtiyacı daha çok gözler önüne serdiğini belirten Günlü, “Son birkaç yılda Hırvatistan ve Yunanistan’dan çoğunlukla charter firmalarınca kullanılmış çok sayıda ikinci el tekne ülkemiz vatandaşlarınca alınıp ülkemiz kıyılarında kullanılmaya başlandı. Bu ülkemiz kıyılarındaki bağlama yeri talebini yükseltti. Diğer yandan Rusya ve Ukrayna vatandaşları da ülkelerinde devam eden savaş ve bunun çeşitli etkileri yüzünden teknelerini ülkemiz kıyılarına getirdi. Bu husus da ülkemiz kıyılarındaki barınma talebini arttırdı” değerlendirmesinde bulundu.

“Yunanistan ile işbirliği Ege’yi çekim merkezi yapar”

Yunanistan ile işbirliği içinde ortak turizm politikaları geliştirildiğinde Ege Denizi kıyılarının dünya turizminin merkezi haline gelebileceğini söyleyen Günlü, “Türkiye dünyanın en önemli 10 turizm destinasyonundan biri ve rakiplerine kıyasla muazzam avantajlara ve fırsatlara sahip. Hem daha fazla turist çekmek hem de dünya turizm pastasından daha fazla gelir elde etmek için çok sayıda fırsat var. Maalesef ülkemizce bu fırsat ya görülemiyor ya da görülse de doğru bir turizm politikası çerçevesinde doğru değerlendirilemiyor. Ben komşumuz Yunanistan ile de iyi ilişkiler yürütülürse ve işbirliği içinde ortak turizm politikaları geliştirilirse her iki ülkenin sinerji içinde Ege Denizi kıyılarının dünyanın turizm merkezi haline gelebileceğini ve her ülkenin de bu iş birliği ile şu anki turizm gelirlerini katlayabileceğini düşünüyorum” dedi.

Bu hafta hangi yatırım aracı ne kadar kazandırdı? Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi AKOM'dan İstanbul için saatli uyarı: Fırtına, yağış, kar... NASA keşfetti: Dünya'daki herkesi milyarder edecek asteroit! Bakanlıktan kasesi 1000 TL'lik çorbaya inceleme SPK'dan 17 şirketin sermaye artırımına onay