'Pamuk üretiminin geleceği belirsiz'
Artan maliyetler ve fiyatların düşük kalması nedeniyle pamuk üreticisinin para kazanamadığını söyleyen İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, “Üretim maliyetleri kilogramda 25 TL’ye ulaşmışken, çekirdekli pamuk fiyatları 19-21 TL seviyelerinde seyrediyor. Böylesi bir fiyat yapısı sürdürülebilir üretimi ve doğal olarak ticareti olumsuz etkiliyor” dedi.
Haber Merkezi |NURETTİN BAKİ / İZMİR
Türkiye’nin en önemli tarımsal ürünlerinin başında gelen pamuk, bu sezon üreticisini üzüyor. Sektör temsilcilerine göre pamuk üreticisinin yaşadığı en önemli sorun mahsulünü ucuza satması. Kilogram başına verilen prim desteğinin 1,60 TL olması da üreticiyi üretimden uzaklaştıran bir diğer önemli etken olarak görülüyor.
Sektör, bu desteğin en az 5 TL olmasını istiyor. Pamuk sektörünün hiç olmadığı kadar zor bir dönemden geçtiğini belirten İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Pamuk Ajanı Bülent Uçak, “Bugün üretici için mahlıç pamuğun kilosunun minimum 50 TL bandının üstünde olması lazım. Kütlü pamuk karşılığı da minimum 20 ile 22 TL arasında olmalı. Bu fiyatların aşağısı üreticiye zarar ettirir ve üretimden uzaklaştırır” diye konuştu.
Pamuk üretiminde Türkiye’nin geleceğinin belirsiz olduğunu söyleyen Uçak, “Dünya pamuk fiyatları neredeyse 60 TL/Kg seviyelerinde dolaşırken yerli pamuk fiyatımız 46 lira seviyelerini geçemiyor. Üretim maliyetleri 25 TL/Kg’a ulaşmışken, çekirdekli pamuk fiyatları 18-20 TL/Kg seviyelerinde seyrediyor. Böylesi bir fiyat yapısı sürdürülebilir üretimi ve doğal olarak ticareti olumsuz etkiliyor. Bir an önce üreticinin ve sanayicinin finansmana erişimi sağlanmalı ve özellikle tarımsal üretim maliyetleri döviz kurlarındaki artışa karşı korunmalı” ifadelerini kullandı.
“Depremin etkilerini hala hissediyoruz”
Pamukta sürdürülebilir üretim için üreticinin yeterli kazanç elde etmesi gerektiğini belirten Uçak, şunları söyledi: “Bu kapsamda prim desteğinin kilogram başına en az 5 TL olması lazım. Pamuk üreticisinin içinde bulunduğu sorunlara hızlı ve uzun vadeli çözümler sunulmadığı takdirde ekim alanlarımız ve dolayısıyla üretimimiz bir sonraki yıl daha da gerileyecek ve 30 milyar doların üzerinde bir ihracat gelirine sahip olan tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün hammadde açısından dışa bağımlılığı artacak.”