“Orman yangınlarının su kaynaklarına etkisi gözardı edilmesin”

Yangın sonrası bölgenin alacağı herhangi bir yağış durumunda suyun, toprak geçirgenliği olmadığı için yüzeyden kül ve alüvyonu en yakınında ki su kütlesine taşıdığını ifade eden TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. İlknur Meriç Turgut, sucul ekosistemin bozulduğunu söyledi.

Haber Merkezi |

Duygu GÖKSU

İZMİR - Orman yangınları sadece orman alanlarına zarar vermekle kalmayıp, orman ürünleri üretimini etkiliyor, erozyon, kütle kaybı, su kaynaklarının bozulması, hava kirliliği, çölleşme, sel, heyelan, çığ gibi felaketlere neden olarak ekoloji ve ekonomiye farklı açılardan zarar veriyor. Orman yangınlarının sadece karasal ekosistem değil sucul ekosistemi de büyük ölçüde etkilediğini söyleyen TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. İlknur Meriç Turgut, toprak geçirgenliğini kaybettiği için yanan bölgenin üzerinden yağmur sularıyla taşınan kül ve alüvyonun en yakın su kaynaklarına taşındığını ifade etti.

Orman yangınlarının verdiği ağır tahribat genellikle karasal ekosistem üzerinde net bir şekilde gözlense de sucul ekosistem üzerine olan etkilerinin çoğu zaman gözardı edilebildiğini ifade eden Turgut, “Ülkemizin bir yarımada olduğu ve üç tarafının denizler ile çevrili olduğu düşünülürse yangınların etkilerinin sadece karasal ekosistem üzerine olmadığı ayrıca sucul ekosistemi de çok ciddi etkilediği göz önünde bulundurulmalı. Yangın sonrası geriye kalan kül ve yanmış bitki kütlesi toprağı hidrofobik hale getirerek suyun geçişine izin vermiyor ve yangın sonrası bölgenin alacağı herhangi bir yağış durumunda su toprak geçirgenliği olmadığı için yüzeyden kül ve alüvyonu en yakınında ki su kütlesine taşıyor. Taşınan bu maddeler su ortamında oluşturdukları tabaka nedeni ile öncelikle güneş ışıklarının geçirgenliğini azaltarak, su bitkilerinin gerçekleştirdiği birincil üretimi engelliyor ve besin zincirini bozuyor, su da bulunan oksijen seviyesini düşürüyor ve sucul ekosistemde yaşayan balık başta olmak üzere tüm canlıların solunumunu etkiliyor” diye konuştu.
Ayrıca suya giriş yapan yüksek miktarda ki fosfor, azot ve potasyum gibi besin elementleri de zararlı alg patlamalarına ve red-tide dediğimiz oluşuma neden olduğunu belirten Turgut, “Besin elementlerinin yanında yangın nedeni ile oluşan külden ortama yüksek oranda özellikle demir ve mangan gibi metaller de salınıyor. Yüksek miktarda demir ise balıkların solungaçlarında, deri ve kas dokusunda birikime uğrayarak toksisite oluşturuyor” dedi.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Emine Helil İnay Kınay da, “Orman alanlarının korunması, geliştirilmesi, yönetimi ve olası yangın gibi risklere karşın gerekli önlem, müdahale çalışmalarının kamu ilgili idareler tarafından yürütülmesi zorunluluğu bulunuyor. Ülkemizde, bu sürecin yönetilmemesi, orman alanlarının kaybına yol açıyor. Ayrıca, yangınla mücadelede gelişmiş ülkelerde araç, teçhizat ve donanım bakımından teknolojik olanakların gelişmiş olmasına rağmen, ülkemizde ilgili idarelerin bu konudaki eksiklikleri, uygulama süreçlerindeki yetersizlikler, liyakate dayalı personel politikasının terkedilmiş olması da, yangınla mücadelede yetersiz kalınmasının sebepleri olarak ağır sonuçları ile karşımıza çıkıyor” açıklamalarında bulundu.

Üniversitelerde sistem değişiyor... Tek alanda eğitim için çalışmalar başladı Borsa düşerken paniklemek yerine fırsatları yakalayın Bir ilimizde yanardağ riski! Bilim insanları magma odaları keşfetti: Püskürme ihtimali gündemde EYT'liler risk altında! Uzmanı tarih vererek uyardı: Hak kaybına neden olabilir Aile ve coğrafya etkisi: Zengin doğmak mı, aklını kullanarak zengin olmak mı? Apple Watch'unuzun pil ömrünü iki kat artıracak. Şarj sorununu tarihe karıştıracak 10 etkili ayar