KOBİ’lere güneş enerjisi teknolojileri projelerinde devlet destekleri
Smart Güneş Teknolojileri, KOSGEB, Mimarlar ve Mühendisler Grubu, İkon Enerji ve Pimtaş Sürdürülebilirlik Direktörlüğü’nün de yer aldığı “Enerji Projelerinde Devlet Destekleri ve Enerjinin Geleceği” semineri Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi toplantı salonunda gerçekleştirildi.
Haber Merkezi |SÜHEM BEYAZ / KOCAELİ
Sanayi KOBİ’lerinin Güneş Enerjisi yatırımlarının desteklenmesi projesinin konuşulduğu ve KOSGEB, Smart Güneş Teknolojileri, Mimarlar ve Mühendisler Grubu (MMG), İkon Enerji ve Pimtaş Sürdürülebilirlik Direktörlüğü’nün yer aldığı “Enerji Projelerinde Devlet Destekleri ve Enerjinin Geleceği” semineri düzenlendi. Pimtaş Sürdürülebilirlik Direktörü Özlem Kozankurt ve İkon Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Murat Durak moderatörlüğündeki seminere; Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aslantaş, Gebze Güzeller OSB Başkanı Adem Ceylan, KOSGEB Kocaeli Batı Müdürü Hakan Demirci, Smart Güneş Teknolojileri İş Geliştirme ve Satış Başkan Yardımcısı Borga Karagülle, Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Bülent Şen ve çok sayıda iş insanı katıldı.
Smart Güneş Teknolojileri İş Geliştirme ve Satış Başkan Yardımcısı Borga Karagülle, “Smart Enerji 2009 yılında kuruldu. 2009 yılından bu yana güreş enerji sektöründe faaliyet gösteriyor. Modül üretimiyle tanınıyoruz ama güneş enerjisi yatırımcısıyız. 2009 yılında bugüne geldiğimizde 300 megavatta yakın Avrupa ve Türkiye'de santrallerimiz mevcut, bu santralleri de büyütmeye devam ediyoruz. Şu anda ise elimizde 2 tane yaka projemiz var, inşaatlarını başladık, projeler devam ediyor. Bir tanesi 120 megavatt bir diğeri de 20 megawatt. Yatırımlarımızı önümüzdeki dönemde 500 megavat üzerine taşımayı hedefliyoruz. Bunun dışında tabii ki anahtar teslim kurulum hizmetlerimiz var. Özellikle Avrupa ve Türkiye kalibresi büyükten tutun en küçük projelere kadar birçok segmentte anahtar teslimi kurulum hizmeti veriyoruz” dedi.
“Hücre tesis teknolojisine sahip ve hücre üreten ikinci firma olmayı hedefliyoruz”
Modül üretimde 3 üretim tesisimiz mevcut. Bunlardan bir tanesi Türkiye'de bir diğeri de Amerika'da kurulmakta olduğunu söyleyen Karagülle, “Avrupa’da bir üretim tesisi ile görüşüyor ve yer bakıyoruz. Aynı zamanda Türkiye’de 3 üretim tesisimiz bulunmakta, Kocaeli’nde Gebze ve Dilovası ilçelerinde faaliyet gösteren iki tesisimiz vardır. Üçüncü tesisimiz İzmir Aliağa’dadır. Aliağa'daki tesisimizde şu anda bir hücre fabrikasının kurulumunu devam ettiriyoruz ve yaklaşık 2 ay içerisinde hücre tesisini de devreye almış olacağız. Burada da kalyonla beraber aslında Avrupa'da ve yakın coğrafyada Uzak Doğu ülkelere bırakırsanız hücre tesis teknolojisine sahip ve hücre üreten ikinci firma olmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Karagülle, “Şirket olarak kadın istihdamına çok önem veriyoruz. Yüzde 50’nin üzerinde kadın istihdam ediyoruz. Dünyada 8 ofis ve bin 700’ün üzerinde çalışan sayımızla güneş enerjisine dokunduğumuz her noktada servis vermeye devam ediyoruz” dedi.
Tüm dünyanın gerçeği olan karbon sertifikası konusunun da masada olduğunu vurgulayan Karagülle, “Öncelikli sektörler var ve bu sektörler, karbon sertifikası uygulamasına yakın zamanda geçiyorlar. Karbon sertifikası uygulamasında, yenilenebilir enerji kaynaklarında elektrik üretmeniz ve bunu karbon sertifikasıyla karbon sıfır hale getirmeniz, ürettiğiniz ürünleri çok önemli bir hale getiriyor” dedi. Karagülle, “Bir diğer katma değer ise hammadde üretimi, ham madde üretiminde Türkiye'nin çok yol alması gerekiyor. Türkiye'de üretilen neredeyse tüm mamullerin ham maddesini üretebilirsek ihracatta çok önemli noktalara gelebiliriz. Ayrıca, Avrupa'da ve Amerika'da herkesin dikkat ettiği en önemli konulardan bir tanesi takip edebilme. Diyelim ki bir ürün aldınız, bu ürünün ham maddesi nerede üretildi, hangi şartlarda üretildi ve nasıl üretildi? Buna çok dikkat ediyorlar. Bu yüzden katma değerleri sağlayabilirsek hemen her üründe ciddi bir rekabet şansımız olabilir” ifadelerini kullandı.
KOSGEB imkânlarından yararlanarak ve finansal destek alarak projelerin yapılması mümkün olabilir diyen Karagülle, “Türk firmalarının uluslararası pazarlardan ciddi bir marka bilinirliği yaratarak kendilerine pay aldığını görüyoruz. Teknoloji değişecek, daha verimli hale gelecek, daha iyi teknolojiler çıkacak ama bunun bir sonu yok. Metrekareden ürettiğimiz elektriği optimize etmeye çalışıyoruz. Yani 1 metrekareden ne kadar çok elektrik üretebiliriz? Buna bakıyoruz” dedi.
“Güneş enerjisi panellerinin 25 yılda bir üretim garantisi vardır”
Panellerin kullanım ömrü garanti süresi ile ilgili de bilgi veren Karagülle, “Güneş enerjisi panellerinin standartta garantisi 12 yıldır. 25 yılda bir üretim garantisi vardır. Üretim panel güneşi gördüğü anda dekrade oluyor. Panel 100 brimse güneşi gördüğü anda yüzde 3 düşüyor. Her yıl bu düşme devam ediyor. 25 yılın sonunda panelin yüzde 80’in altına inmemesi gerekiyor. Garanti süresini 25 yıldan fazla uzatamıyorsunuz. Bunların sebeplerinden bir tanesi panelin arkasında bir izolatör tabaka vardır, arka koruma tabakası. Arka koruma tabakasını üreten firmalar bize 25 yıl garanti veriyorlar. Bunun arkasındaki 25 yıllık garantinin gerçeği, ham madde tedarikçimizin bize bu şekilde garanti veriyor olması. Ayrıca, panellere yaşlandırma testi yapıyoruz, laboratuvar ortamında. 25 yıla kadar bu panel nasıl performans gösteriyor bunu kontrol ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Türkiye'nin dünyayla entegrasyonunu sağlayan cihazı 2005 yılında geliştirdik”
Türkiye’de renewable enerji yasasının 2013 yılında çıktığını vurgulayan İkon Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Murat Durak, “2013 yılından sonra kurduğumuz güneş santralleri ile şebekeye bağlayabilir ve devletten teşvik alabilir konuma geldik. 1997 TÜBİTAK girişliyim, 2005 yılında ülkeleri dünyada diğer devletlerle entegre etmek için ulusal metraj enstitüleri kullanılırdı. Türkiye'nin dünyayla entegrasyonunu sağlayan o sistem ve cihazı 2005 yılında geliştirmiştik. Devletimiz hala dünyayla entegrasyonunu o gün geliştirdiğimiz o sistemle sağlıyor. Yani Türkiye bu yasayı çıkarmadan 8-9 yıl önce biz hazırlığı yapmıştık. Ayrıca, kurulan güneş enerji santrallerini bir şebekeye bağlamanız gerekiyor. Çünkü güneş santralleri gündüz üretiyor, fazlasını şebekeye vermeniz lazım. Kullanmadığınız durumlarda şebekeden enerji sağlamanız gerekiyor. 2008 yılında biz bu sistemi kurduk, şebekeye bağladık ve TEDAŞ’a da bunun raporunu yazdık. 5 yıl sonra da yasa çıkmış oldu.
“KOSGEB olarak KOBİ’lere GES ve verimlilik projeleri için 14 milyon TL destek”
Türkiye'de çatı sistemleri dönüşümünde potansiyel olarak İstanbul birinci sırada diyen KOSGEB Kocaeli Batı Müdürü Hakan Demirci, “Bölgemiz güneş enerjisi yatırımı potansiyeli olarak diğer illere göre güneşi az alıyor fakat çatı o kadar fazla ki potansiyelimiz bizim diğer illere göre bir basamak önde. Aynı zamanda KOSGEB olarak KOBİ’lere GES ve verimlilik projeleri için 250 milyon dolar kaynak ayırdık. Projenin süresi en az 8 ay; en fazla 12 ay olacak. Bu projelere azami 14 milyon lira ve proje bedelinin yüzde 60’ına kadar geri ödemeli destek verilecek. Geri ödemeler ise proje süresinin bitiş tarihinden sonra 12 ayı ödemesiz olmak üzere, dörder aylık dönemler halinde 6 eşit şekilde yapılacak” dedi.
Avrupa Birliği karbon borsası
Sıfır faizli bir krediyi kullanmak sizin bu enflasyonist ortamda ciddi anlamda faydanıza olacağını vurgulayan Demirci, “İşin maliyet tarafı konuşuluyor ama bir zorunluluk olarak sınırda karbon uygulamasından da Avrupa Birliği'ne gidişte bir karbon sertifikası zorunluluğu olacaktır. Bizim gibi ihracat temelli büyüme stratejisi izleyen ülkeler için ciddi bir risk oluşturuyor. Cari açığı azaltma anlamında, ihracatımızı arttırıp ithalatı kısıyoruz. İthalatı nasıl kısacağız? En büyük enerji gider kalemimiz olacak. Her yenilenebilir enerjiye yatırım yaptığınızda oradan bir eksiğiniz var. Ayrıca ithalatınızı kesiyorsunuz. Ayrıca da ihracat yapabilmek için sınırda karbon uygulaması anlamında da bir adım atmış oluyorsunuz. O sertifikayı elinize alıyorsunuz, alamazsanız ise Avrupa Birliği bununla ilgili karbon borsası kuruyor. Karbonu ekside olanlara hisse senedi satacaklar. Yani bu da size ek bir maliyet getirecek” ifadelerini kullandı.
Özellikle Gebze bölgesinde projeye daha çok başvuru beklediğini belirten Demirci, “Enerji verimliliği, su verimliliği, ham madde verimliliği, sürdürülebilir ve iklime dayanıklı atık geri dönüşümü ve döngüsel ekonomi. İşletmelerimiz GES’e odaklanmış olsa da Türkiye'nin önündeki en önemli problemlerden bir tanesi de enerji verimliliği. Burada 14 milyona kadar geri ödemesiz destek veriyoruz. Fakat daha önemli aksiyonlar da alabiliriz. Enerji verimli makinalara yatırım yapabiliriz. Suyumuzu daha az tüketebiliriz. Ham madde verimliliği veya benim atığım nereye gidiyor? O atığı başka birisi değerlendirebilir mi? gibi sorulara çözümler üretebiliriz. Aynı zamanda gri su kullanabiliriz, temiz suları kullanmak yerine belediyelerin bu imkanlarından faydalanabilir ve su verimliliği sağlayabiliriz.
“Yüzer GES Türkiye'de yakın zamanda da devreye alınacak”
Yüzer GES bir yatırım olacak diyen Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Bülent Şen, “Yüzer GES’lerle alakalı neresinde olmamız gerekiyor? buna sürekli bakıyoruz. Yüzer GES’te bir yatırımcı olabiliriz, yüzer GES’te bir anahtar teslim kurulum yapan firma olabiliriz veya bunun dışında da panel tedarikçisi olabiliriz. Burada bir megavatlık, bir yüzer GES santraline zaten şu anda panel tedariki yapıyoruz. Yüzer GES Türkiye'de yakın zamanda da devreye alınacak. Burada önemli olan yüzer GES santrallerinde kullandığınız panelin oradaki şartlara uygun oluyor olması” dedi. Şen, şu ifadeleri kullandı: “Sürdürülebilirlik bizim en önem verdiğimiz konulardan bir tanesi, bununla ilgili komitemiz var. Komitemizde sürekli olarak çalışma gerçekleştiriyor ve bununla ilgili bir rapor yayınlıyor.”
Güneş enerjisi, rüzgar enerjisine göre çok talep gördü diyen Şen, “Rüzgar enerjisi için farklı bir çok yasal süreç ve izin gerekiyor. Rüzgar tribünün dönmesi için 15-16 aylık bir süreç var. Güneşin megavattı değişiyor, malzemesine göre 400-500 bin dolar olsa, rüzgarın 1 megavattı 1 milyonun Euro’nun üzerinde. Trafo izinleri daha farklı çünkü volümler yüksek. Güneşin verimliliği yüzde 22, rüzgarın verimliliği ise daha yüksek. Ben rüzgarı tercih ederim. Çünkü rüzgar sistemi yormuyor. Güneş enerjisinde Almanya ve İspanya ciddi sıkıntılar yaşadı ‘BAZ’ olmamasından dolayı. Almanya’nın radyasyon değeri Türkiye’nin Karadeniz’inden daha kötü olmasına rağmen 60 GB geçti” ifadelerini kullandı.