Jeotermalde hedef dünya liderliği
Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyelinde Avrupa’nın lideri, kurulu güç sıralamasında ise dünyanın 4’üncü ülkesi olduğunu dile getiren JED Başkanı Ali Kındap, liderlik için de her türlü olanağa sahip olduğunu ifade etti.
Haber Merkezi |İZMİR / EKONOMİ
Jeotermal Enerji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, Türkiye’nin halihazırda keşfi yapılmış jeotermal kaynak potansiyeliyle bile dünyanın açık ara lider ülkesi olabileceğini ifade etti.
Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyelinde Avrupa’nın lider, kurulu güç sıralamasında ise dünyanın 4’üncü ülkesi konumunda olduğunu dile getiren Kındap, “Jeotermal enerji, ülkemizin dünyada açık ara lider ülkesi olabilecekken adeta varlık içinde yokluk çektiği bir kaynak. 2023’e 1.700 MW elektrik enerjisi kurulu gücü ile başlamıştık, sıfır seviyesinde artışla yine 1700 MW ile yılı kapattık. Bu seviye ile dahi Avrupa’nın birinci ülkesiyiz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 2023 yılı Ocak ayında açıklanan Ulusal Enerji Eylem Planı’ndaki jeotermal hedefleri de potansiyelin çok altında kaldı. Plana göre 2030’da jeotermalin biyokütle enerjisi ile birlikte 5.100 MW kurulu güç hedefi bulunuyor. Bu hedef Türkiye’nin potansiyelinin çok çok altında olması bir yana, biz sektör olarak kurulu gücümüzü kısa sürede ve tek başımıza 5 bin MW ve üzerine taşımaya hazırız. Bunun için keşiflerimiz, sermayemiz, teknolojimiz ve insan kaynağımız hazır” dedi.
Yeni yatırımlar yolda
Güneş enerjisi dışındaki tüm temiz enerji kaynaklarına yatırımda belirgin bir gerileme yaşandığının altını çizen Ali Kındap, yatırım ivmesindeki düşüşte, Türkiye’de finansman kaynaklarına erişimde yaşanan sorunların ve uzun süren izin süreçlerinin etkili olduğunu vurgulayarak, bu süreçlerin hızlandırılması ve yatırımların önünün açılması gerektiğini ifade etti. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nda (YEKDEM) 1 Mayıs 2023’te güncellenen fiyat ve alım garantisi sürelerinde jeotermal enerjiye pozitif yönde ayrımcılık yapılmasından memnuniyet duyduklarını kaydeden Kındap, şöyle devam etti: “Jeotermal kaynaklı elektrik üretiminde yeni yatırımlar yolda. Bu yatırımcılar arasında Türkiye’nin en yüksek kapasiteli demir çelik şirketleri de bulunuyor. Ancak yatırım maliyeti en yüksek yenilenebilir enerji kaynağı olan jeotermalde mevcut alım fiyatı; tamamı dövize endeksli olan finansman, yatırım, işletme ve bakım maliyetlerini destekler seviyeden uzaklaşıyor. Yatırımcılarımız için yurt içi kaynaklı döviz finansmanı pencereleri kapalı durumda. Bunun yanı sıra; yatırım sürecinde bir kurum görüşü için 1 yıl beklenmesi gereken durumlar da söz konusu oluyor. Bu da yapılacak yatırımın potansiyelinde ve gücünde kayıplara neden oluyor.”
Organize tarım bölgeleri hayati önemde
Kındap, enerji üretimi dışındaki jeotermal kullanım alanlarında da çok güzel gelişmeler yaşandığını, organize tarım bölgeleri (OTB) çalışmalarını memnuniyetle izlediklerini belirterek, “41 ilde toplam 60 OTB’nin yatırım süreci devam ediyor. Aydın-Efeler ve Denizli-Sarayköy OTB’lerde üretim başladı. Dünya yakın gelecekte gıda ve su savaşlarına tanık olacak. Ülkemiz; geleneksel tarım üretimini mutlaka topraksız tarım ve jeotermal seracılık uygulamaları ile desteklemek zorunda. 85 milyon insanımızı sağlıklı, ucuz ve erişilebilir gıda ile buluşturmak zorundayız. Bu alanda açık ara dünyanın üretim üssü olma potansiyeline sahip konumdayız. Jeotermal kaynaklarımızla, Anadolu coğrafyasının her yerinde istediğimiz sebze ve meyveyi üretebilecek imkâna sahibiz. Bu alanda yatırım yapmak isteyen çok sayıda yatırımcımız var. Ülkemizin zengin jeotermal varlıkları dikkate alındığında, seracılıkta başlayan ivmemizin termal turizm alanında da gerçekleşmesini diliyoruz” diye konuştu.