Hataylı kadın girişimciler, coğrafi işaretli lezzetlere yatırım yapıyor

Hataylı iş kadınları coğrafi işaretli gastronomi ürünlerine yönelik yatırımlarına hız verdi. ‘Yerelden Dünyaya Açılan Kapı – Coğrafi İşaretler Zirvesi’nde söz alan kadın girişimciler, yöresel ürünleri ulusal ve uluslararası pazarlara taşımak için yaptıkları çalışmaları anlattı.

Haber Merkezi |

Eray ŞEN

HATAY - Dünya Gazetesi’nden Selçuk Altun’un da moderatörlük yaptığı programda, coğrafi işaretli ürünlerin kent ve ülke ekonomisine katkılarının yanı sıra, süreçte yaşanan sorunlar da dile getirildi.

Hollanda merkezli sivil toplum kuruluşu SPARK’ın, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Hatay Kadın Girişimciler Derneği (KAGİD) ve Güvenilir Ürün Platformu ile birlikte Antakya’da düzenlediği ‘Yerelden Dünyaya Açılan Kapı – Coğrafi İşaretler Zirvesi’ne kadın girişimciler damga vurdu. Program kapsamındaki üç panelde söz alan konuşmacıların büyük bölümünü kadınlar oluştururken, izleyicilerin da kadın ağırlıklı olduğu gözlendi.

Ottoman Otel’deki etkinliğin açılış konuşmasını yapan Antakya TSO Başkanı Hikmet Çinçin, coğrafi işaretli ürünler konusunda bugüne kadar yaptıkları çalışmaları anlattı. Çinçin, 2008 yılında Antakya Künefesi’ne coğrafi işaret alınması ile başlayan süreçte çok sayıda ürünü tescil ettirdiklerini belirterek, “Çok zengin bir coğrafyadayız. Sadece Antakya TSO değil, bu konuda başta Hatay Büyükşehir Belediyesi olmak üzere diğer kurumların da ciddi çalışmaları var. Eski Antakya evlerini restore edip, lezzetleri onun içinde sunmaya başladık. Bu uygulama Antakya’yı daha ziyaret edilebilir kıldı” dedi.

Program kapsamındaki ilk panel Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. ‘Coğrafi İşaretli Değerleri ile Medeniyetler Şehri Hatay’ konulu panele; Teofarm markasının kurucusu Elif Ovalı, Pales Süt Ürünleri’nin sahibi Lale Çavuşoğlu Kuseyri, Antakya Mutfağı kitabının yazarı Süheyl Budak ve Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Kenan Yurttagül katıldı.

“Burası neden bir Toskana olmasın?”

Karakılçık buğdayı, enginar gibi yöreye özgü ürünleri, günümüz insanının sofrasına yeniden taşımak için çalışmalar yapan Elif Ovalı, Teofarm markasını, yüzyıllardır tarım ile uğraşan bir ailenin bünyesinde 10 yıl önce kurduklarını söyledi. Ovalı, “Yaptığımız çalışmalarla çok önemli perakende zincirlerinin tedarikçisi olduk. Bir ürünle çıktığımız yolda, şu anda 65 ürünümüz var, bunların 16’sı ‘Macro Center’larda, Migros’larda Anadolu lezzetleri olarak sunuluyor” dedi. ‘Sadece marka ya da ürün çıkarmak için değil, ürünün çıktığı topraklara vefa borçlarını ödemek için’ atölyeler oluşturduklarını anlatan Ovalı, “Çıtayı çok yukarı koyduk, ‘Teofarm Atölye neden bir Toskana olmasın’ dedik. Bu hedefle, aslında bir kırsal kalkınma modeli yazıyoruz” diye konuştu.

“Coğrafi işaret, ürünün sahtesi ile gerçeğini ayırır”

‘Pales’ markası ile uluslararası pazarlara açılan Lale Çavuşoğlu Kuseyri, coğrafi işaretli ürünlerin önemini şu sözlerle anlattı: “Coğrafi işaret, dünyada bir ürünün sahtesi ile gerçeğini ayırt edebilme krıteridir. İkinci önemli nokta ise şu; bir ürünü hikayesi satar, dolayısıyla ürünü çıkartırken o ürünün hikayesini bulmak zorundasınız. Coğrafi işaret ile ürünün geçmişini araştırıyor, buluyorsunuz ve bunu bir sonraki nesle taşıyorsunuz, yok olmamasını sağlıyorsunuz.”

Gastronomi yazarı Talip Bayram’ın moderatörlük yaptığı ‘Coğrafi İşaretler Dünya Menülerine Nasıl Girer?’ konulu ikinci panelde; Hatay Kadın Girişimciler Derneği (KAGİD) Başkanı ve Kebo A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Çiğdem Kıral, Sultan Sofrası’nın sahibi Metin Tansal ve program yapımcısı şef Tuna Aktan yer aldı.

“Samandağ biberinin acısını dönerimize kattık”

Hatay’ın yemek kültürünü tavuk döner ile birleştirip ‘Kebo’ markasını yaratan Çiğdem Kıral, şirketi 1996 yılında kurduklarını, şu anda 10 şubeye ulaştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Sadece tavuk döner yapıyoruz. Avrupa’ya açılma hayalimiz var. Antakya’nın farklı kültürlerden gelen mutfağı, bizim dönerimize de yansıdı, diğerlerine göre daha baharatlı, daha aromatik, soslu ve çok daha lezzetli. Bu yörenin insanı acıyı çok seviyor, acının yemeğe lezzet verdiğine inanıyoruz. Yayladağı süs biberini ürünümüze kattık ve en çok da Karadenizliler sevdi.”

Dünya Gazetesi Adana Hatay Osmaniye Temsilcisi Selçuk Altun’un yönettiği ‘Yerel Ürünlere Kadın Eli Değmeli’ konulu panelde ise Altınözü İlçe Belediye Başkan Yardımcısı Leyla Ayvazoğlu, zeytinyağı sektöründen Serra Nalçabasmaz, Neşeli Mutfak’ın kurucusu Dilek Tecirli ile gastronomi yazarı Berrak Berro düşüncelerini paylaştı.

“Yöremizin zeytinleri ile madalyalar kazandık”

‘Elea Antiocheia’ ve ‘Meriç Çiftliği’ markalarının kurucusu Serra Nalçabasmaz, aile şirketi bünyesinde 110 bin zeytin ağacına sahip olduklarını belirterek, şu bilgileri verdi: “Burası zeytinin anavatanı ve biz kendi yerel zeytin çeşitlerimiz konusunda çok fazla çalışma yapıyoruz. Gemlik zeytini de ürettik ancak kendi bölgemize ait çeşitleri yetiştirebilmek için kendi fidanlarımızı yetiştirmeye başladık. Her sene bu yöntemle yöremize ait ağaç sayısını çoğaltıyoruz ve bunu bir noktada akademik çalışma gibi görüyoruz. 2017 yılında Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’ndan aldığımız destekle zeytinyağı tesisimizi kurduk ve istediğimiz standardı yakaladık. Her sene ulusal ve uluslararası yarışmalara katılıyoruz, ‘halhalı, karamani, saurani, haşabi’ çeşitleri ile altın, gümüş ve bronz madalyalar aldık.”

Simpsonlar ABD’deki büyük yangını 20 yıl önceden nasıl bildi? Borsada servet inşasının formülü uzun vadeli yatırım TFF'den harcama limitleri kararı: Yüzde 30'luk pay iptal edildi Hiç gitmediği kasabaya 10 milyon euro miras bıraktı Yalancı bahar bitti, İstanbul'a kar yağacak mı? Uzmanı yanıt verdi İthal bir alkol grubuna zam geldi