Gebze üretimi kesintisiz sürdürüyor nitelikli çalışan sorununa çözüm arıyor
EKONOMİ gazetesi ile Sertrans Logistics’in iş birliğinde düzenlenen Dış Ticarette Yeni Ufuklar konulu toplantılar serisinin dördüncüsü Gebze Ticaret Odası'nın ev sahipliğinde gerçekleşti.
Haber Merkezi |Sabiha TOPRAK
Murat KÜÇÜK
KOCAELİ - Açılış konuşmasını yapan Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nail Çiler, ilçenin Türkiye ekonomisindeki önemine dikkat çekti. Salgın etkisinden çıkan ve düzelme eğilimi gösteren ekonominin küresel durgunluk ve Rusya-Ukrayna savaşı ile tekrar yavaşladığını belirten Nail Çiler, “Karşılıklı uygulanan ambargolarla üretim düştü ve büyüme yavaşladı. Bu süreçlerden biz de etkilendik” dedi. Avrupa’ya giriş vizesi konusuna da değinen Çiler, “İş insanları olarak bizler Avrupa’ya ürettiğimiz ürünler kadar kolay giremiyoruz. Bu konuda bir yumuşama ve kolaylık bekliyoruz” diye konuştu. Türkiye’de sanayicinin nitelikli eleman eksikliği sebebiyle zorlandığını ifade eden Çiler, bölgedeki 307 okulun sadece 27’sinin meslek okulu olduğunu ve bunun da talebi karşılayamadığını söyledi. Çiler, özellikle Gebze gibi bölgelerde proje okullarına önem verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Çiler, Türkiye'de girişimcilerin ihracatı keşfetmesinin sevindirici gelişme olduğunu kaydetti.
“Türkiye’de bir ilçe il olacaksa bu Gebze olmalıdır”
Gebze’nin ilçe olmasına rağmen Türkiye’nin en büyük üretim üslerinden bir tanesi olduğunu söyleyen Çiler, “Gebze, 10 organize sanayi bölgesine, 4 teknoloji geliştirme merkezine, 1 serbest bölgeye, 7 küçük sanayi sitesine ve 10’dan fazla limana ev sahipliği yapıyor. Odamıza kayıtlı 377 yabancı sermayeli firma var. İSO 500’de 66, ikinci 500’de 38 firmamız yer alıyor. Çalışan sayısının ikamet eden sayısından fazla olduğu tek ilçeyiz” dedi. Gebze’nin ekonomisine ve üretim merkezi kimliğine dikkat çeken Çiler, “Cumhuriyetin 100’üncü yılında bir ilçe il olacaksa bu Gebze olmalıdır” dedi. Gebze OSB’nin tek başına 15 milyar dolarlık ihracata imza attığını dile getiren Çiler, “Şirketlerin merkezinin ya da gümrüklemenin Gebze’de olmaması, ihracat rakamlarımızın yüksek çıkmasını engelliyor. Biz istiyoruz ki şirketlerimiz nerede üretim yapıyorsa o kentin vergi dairesine kaydolsun. Böylece il ve ilçelerin üretim kabiliyetleri gerçek anlamda ortaya çıksın” dedi.
Nilgün Keleş: “Start-Up Firmalara İhracat desteği sağlıyoruz”
Yerli üreticileri uluslararası pazarlara ulaştırmak için çalıştıklarını belirten Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, “Ülkemizin refahını yükseltmek için çok fazla üretmeli ve dünyaya ihraç etmeliyiz. İhracatı da doğru planlanmış lojistik süreçleri ile yönetmeliyiz” dedi. Dünyanın e-ihracata doğru yol aldığını belirten Keleş, Türkiye’de mevzuatların güncel olmadığını aktardı ve bu konuda çalışmalar yapılması gerektiğine işaret etti. Sertrans olarak ihracat yapmak isteyen fi rmaların yanında olduklarını belirten Keleş, “İhracat yapmak isteyen tüm Start- Up fi rmalara, hiçbir ticari beklentimiz olmadan lojistik desteği sunuyoruz. Tek amacımız var bu topraklardan yeni ihracat öykülerinin çıkmasını sağlamak” dedi.
Şeref Dündar: "Dündar Makina, 9 ülkeye ihracat yapıyor"
Talaşlı imalat ve vinç imalatı üzerine çalışmalarını yürüttüklerini ifade eden Dündar Makine Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Dündar, ‘İhracata İlk Adım Programı’ ile uluslararası pazarlar ile tanıştıklarını söyledi. Programı tam anlamıyla uygulayamadıklarını söyleyen Şeref Dündar, buna rağmen bugün 9 ülkeye ihracat yaptıklarını ifade etti. Dündar ihracatın önemli bir gelir kapısı olduğunu da hatırlattı.
Özlem Akalın: “Ar-Ge ve inovasyon ile kar marjları yüzde 300’leri görüyor”
Panelin ilk konuşmacısı olan Plustechno Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Özlem Akalın, Türkiye’de ilk kez melamin sülfonat esaslı polimerleri, reaktör kurarak laboratuvar ölçeğinden büyük ölçeğe aktaran şirket olduklarını söyledi ve 3 yıl içinde Türkiye’nin 4’üncü büyük katkı fi rması olmayı başardıklarının altını çizdi. Ar-Ge ve inovasyon odaklı hareket etmenin karlılığı artırdığını dile getiren Özlem Akalın, “Ticaretten yüzde 3-5, hacimli alım-satımdan yüzde 10-15 kazanılıyor. Ancak Ar-Ge ve inovatif yaklaşımla geliştirilen patentli ürünlerde kar marjları yüzde 300’lere kadar çıkabiliyor” dedi. Know-how ile ihracat kilogram fi yatlarının da arttığına dikkat çeken Akalın, “Çimento sektörüne verdiğimiz katkı ürünlerinin kilogram fi yatı 1,3 dolarken çimentonun tonu ancak 50 dolar ediyor. Bu da inovatif ürünlerin mali getirisini gözler önüne seriyor” şeklinde konuştu.
Erhan Aslanoğlu: “Dünya tıpkı bir savaş ekonomisi yaşıyor”
Başkan Çiler’in ardından kürsüye gelen Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu’nun ekonomiye dair son gelişmeleri içeren sunumu, katılımcılar tarafından ilgiyle takip edildi. Dünyanın tarihi bir dönemden geçtiğini dile getiren Aslanoğlu, şu bilgileri verdi: “2020’de yüzde 3,1 daralan dünya ekonomisi 2021’de yüzde 6,1 büyüdü. Bu daralma II. Dünya Savaşı’ndan beri yaşanan en büyük daralma olurken ardından yaşanan büyüme de 1950’lerden sonra görülen en güçlü büyüme oldu. Biz aslında bir bakıma ‘savaş ekonomisi’ ve onun sonuçlarını yaşıyoruz. IMF, 2022’de dünyanın yüzde 3,2 büyümesini öngörüyor. Bu rakamın gelecek yıl 2,7 olması bekleniyor ve trendin bundan sonra aşağı yönde seyretmesi bekleniyor.”
“Küreselleşme yerini bölgeselleşmeye bırakacak”
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’in eski büyüme oranlarının uzağında kaldığını belirten Aslanoğlu, Çin’deki yavaşlamanın tüm dünyayı etkileyeceğini söyledi. Gelecek yıl birçok ülkede resesyon yaşanması beklendiğini hatırlatan Prof. Dr. Aslanoğlu, “Dünya eski büyüme rakamlarına ulaşamayacak. Çünkü bugüne dünyanın her zaman Çin’in yarısı kadar büyüdüğünü gördük. Çin’in güvenliği birinci plana alması ve ekonomiyi ikinci sıraya itmesi de zaten bunu gösteriyor” dedi. Çin, Avrupa Birliği ve ABD’nin güvenlik öncelikli hareket etmesinin Türkiye için olumlu yanları olduğunu aktaran Aslanoğlu, “Yakın dönemde küreselleşmenin yerini bölgeselleşme dönemine bırakmasını bekliyoruz. Bu dönemde Türkiye, güçlü olduğu Akdeniz ve Avrasya’da daha da güçlenecektir. Türk sanayicisi bu fırsatı kaçırmamalı ve bölgenin taleplerini karşılayabilecek donanıma sahip olmalıdır” ifadelerini kullandı. Eurodolar paritesinin 1 seviyesine düşmesinin Türk ihracatçısını olumsuz yönde etkilediğini dile getiren Prof. Dr. Aslanoğlu, paritenin bir süre daha böyle olacağını ancak 1-2 sene içinde yeniden 1,30 seviyesine çıkacağını söyledi. Hem Türkiye hem de dünyanın aynı anda önce enfl asyonu sonra da stagfl asyonu yaşadığını hatırlatan Aslanoğlu, gelecek yıl da resesyon dönemine girileceğini belirtti. Bundan sonraki dönemde enfl asyonun düşüşe geçeceğini ve dezenfl asyon döneminin başlayacağını vurgulayan Aslanoğlu, “Borçlanma maliyetleri gelecek yıl da yüksek olacak. Fed faiz artırımları bittikten sonra altın ve gümüş gibi değerli madenler biraz yukarı çıkmaya aday gibi duruyor” dedi. Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, borçlarını ödeyemeyen ve resesyona düşen ülkeleri de katılımcılar ile paylaşarak tüm ihracatçıları uyardı.
Bader Arslan:“2023 ihracatçi için 2022’den daha kötü geçecek”
“2023, ihracat anlamında 2022’den daha kötü geçecek” diyen Nasıl Bir EKONOMİ CEO’su Bader Arslan, bunun sebebini ise şu sözlerle açıkladı: “Dünya ekonomisi yavaşlarken Türkiye’nin ihracatının artması beklenemez. İhracatımızın yüzde 55’ini küçülme beklentisi yaşayan Avrupa Birliği’ne yapıyoruz. Ayrıca ihracat yaptığımız diğer pazarlarda da ciddi daralmalar var. Tüm bu veriler bize ihracatın yavaşlayacağını söylüyor.” Bunun yanı sıra ihracatı düşürecek bir diğer sebebin de parite etkisi olduğunu belirten Arslan, dolar ve Euro kurlarının sabit kalmasının karlılığı düşürdüğünü ifade etti. Arslan, son olarak hammadde fi yatlarında yaşanan düşüşün de nihai mamul fi yatını aşağı çektiğini aktardı ve bunun ihracata yansıdığını vurguladı. İhracatçılarımızın yüzde 45’inin sadece 1 ülkeye çalıştığı bilgisini paylaşan Arslan, yüzde 75’inin de hacim olarak 1 milyon doların altında kaldığını vurguladı. Daimi ihracatçı olmamanın karlılığı düşürdüğünü aktaran Arslan, “Firmalarımızın sadece yüzde 8’i kesintisiz ihracat yapıyor” dedi.