Efectis Era Avrasya'dan yüksek riskli projelere yangın mühendisliği hizmeti

Ceylan DEMİR

KOCAELİ - Era Laboratuvarları (Türkiye) ve Efectis Holding ortaklığı ile 2011 yılında kurulan Efectis Era Avrasya, her tip yapıda yerel yönetmelikler ve uluslararası kabul görmüş standartlara göre test, mimari ve elektro-mekanik tasarım projesi hazırlama, yangın algılama, yangın söndürme sistemlerinin değerlendirilmesi, kaçış yolu hesaplamaları, yangın risk analizi ve uygunluk kontrolü gibi projelerin tüm adımlarında yangın danışmanlığı ve mühendisliği hizmetleri sunuyor.

Yapılarda yangın güvenliğinin sağlanması için yangın mühendisliği hizmetlerinin proje tipine göre sunulmasının önemli olduğunu belirten Efectis Era Avrasya Yönetim Kurulu Başkanı İlker İbik, “Efectis Era Avrasya, 40 yıla varan deneyime sahip, NFPA (Amerikan) ve ISO (Avrupa) sertifikalı yangın danışmanlarıyla yangın güvenliği hizmetleri sunuyor. Sadece konutlarda değil, otel, yurt gibi konaklama tesisleri ile havalimanları ve AVM’ler gibi olası bir yangında can kaybı riskinin çok yüksek olduğu yapılarda, tünel ve metro gibi yeraltı yapılarında, endüstriyel tesisler ve nükleer santraller gibi çok yüksek riskli projelerde, yangın güvenliğinin sağlanması disiplinler arası bir çalışma olarak ele alınmalıdır” dedi.

Yüksek risk teşkil eden plastik geri dönüşüm tesislerinde, yangın mühendisliği yaklaşımının tesisin tasarım aşamasından başlayarak, çalışma süresi boyunca periyodik test ve kontrollerinin devam etmesi gerektiğini vurgulayan İbik, “Yapısal olarak binanın taşıyıcı sistemlerinin ve binanın birbirinden farklı yangın riski taşıyan bölümlerinin yangına dayanıklı olması, yangının ve dumanın yayılma riskini en aza indirebilecek şekilde projelendirilmesi ve doğru ürün seçimi yangın güvenliğinin ilk adımıdır. Uygun söndürme ve algılama sistemlerinin devreye girmesi ile erken tahliye imkânı, yangını söndürme veya itfaiye gelene kadar kontrol altına alınması mümkün” ifadesini kullandı.

Yılda 1,1 milyon plastik atık dönüşümle ekonomiye kazandırılıyor

Paris İklim Anlaşması ve toplumsal bilincin artmasına paralel olarak, çevre kirliliğini azaltmaya yönelik çeşitli çalışmaların başlatıldığını söyleyen İbik, “Söz konusu çalışmaların en önemlilerinden biri hiç kuşkusuz plastik geri dönüşümünü sağlamak üzere kurulan tesislerdir. Sayıları hızla artan ve hâlihazırda yaklaşık bin 300 işletmenin faaliyet gösterdiği plastik geri dönüşüm sektörü, ülkemizde 1 milyar doları bulan cirosu ile 350 bin kişiyi istihdam etmektedir. Çeşitli kaynaklardan edinilen verilere göre, Türkiye'nin yıllık geri dönüşümünü gerçekleştirdiği plastik atık miktarı 1,1 milyon tonu buluyor” diye konuştu.

Plastik geri dönüşüme son yıllarda çok önem verilmeye başlandığını ama geri dönüşüm konusunda bilinçli ve tedbirli yol alınmadığını belirten İbik, “Sürdürülebilir bir dünya için yapılan bu önemli çalışmada iyi bir şey yapılmaya çalışılırken yanlış uygulamalar nedeni ile çevreye büyük zararlar verilebiliyor. Gerekli önlemlerin alınmaması nedeni ile çıkan yangınlar sonucu yanan plastikler hava kirliliğine yol açarken yangın söndürmede kullanılan eski nesil flor bazlı köpükler ise telafisi çok güç bir şekilde toprak kirliliğine neden oluyor. Uygun yapı ve sistem tasarımı ne kadar önemli ise eğitimli acil durum ekiplerinin oluşturulması da bir o kadar önemlidir. Yangına ilk müdahale doğru yapılmaz ise yangın kontrol edilemeyecek boyutlara erişebilir. Tesislerde görevlendirilen acil durum ekiplerinin eğitimleri her yıl mutlaka yenilenmeli ve yangın tatbikatları ile uygulamalı olarak gerçekleştirilmelidir” dedi.