Bursa’da zemin sıvılaşması riskine karşı önlem alınmalı

Bursa’da en büyük riskin zemin sıvılaşması olduğunu belirten BTÜ Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Beyhan Bayhan, biran önce tedbir alınması gerektiğini belirtirken, “Bursa için Marmara havzası fayı kadar şehrin içinden geçen ve 1855’ten bu yana sükunet içinde olan fay hattı da büyük risk oluşturuyor” dedi.

Ali Şahin |

ALİ ŞAHİN/BURSA

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) 11 ilde büyük yıkıma yol açan ve on binlerce vatandaşın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin teknik rapor hazırladı. Bugün resmi olarak açıklanması beklenen raporun ayrıntılarını paylaşan Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar, “Biz bu deprem sürecinde aktif rol almaya gayret ettik hazırladığımız iki TÜBİTAK 1002-C projesi kapsamında raporlar hazırladık. Depremler konusunda belli bilgilere sahibiz. Ülke olarak yapı stokumuz gereği 6.0’ın üzeri yıkıcı depremler kategorisine giriyor. Yaşadığımız depremin süresi ve yüzey yakınlığı gibi parametreler göz önüne alınınca 1999’dan daha yıkıcı bir deprem yaşadık. Edindiğimiz bilgiler ışığında inşaat mühendisliği açısından konuyu değerlendirirsek yapısal elemanların bütünlüğünün bozulmaması, kolon ve kiriş bağlantı noktalarının ayrılmaması, kolonların bütünlüğünü koruması gerekirdi. Bu depremde ne yazık ki kolonlar parçalandı, kolon kiriş birleşimleri açıldı, yapısal bütünlük korunamadı. 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş binalarda beton kalitemiz çok düşük, düz yüzey donatıları kullanımı fazla ve yumuşak zeminler kullanılmış. Bunlar Bursa’nın da en büyük sorunu. TOKİ binaları nasıl ayakta kaldı diye soruluyor. TOKİ doğru zemine yönetmeliklere uygun olarak inşa ediliyor. Şunu net söyleyebilirim ki Türkiye’de bir bina 1975 yönetmeliğine uygun yapılırsa hasar alabilir ama tamamen göçmez” dedi.

“Bursa fayı 1855’ten beri sükunet halinde”

Bursa’nın 3 fay hattının etki alanında kaldığını hatırlatan BTÜ Deprem Araştırma Merkezi Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan ise “Bursa’da protokolü imzalanan deprem master planı kapsamında çeşitli adımların atılması önemli ama bizim risklerin de bilincinde olmamız gerekiyor. Kentsel dönüşümün olması gereken noktalarda doğru bir biçimde planlanması ve bu çalışmaların hızlandırılması gerekiyor. Ayrıca yapı denetimden geçen binalar sorgulanmalı, bina sertifikası gibi konular önemli. Bu şehir mühendislik hizmeti almayan yapılarla dolu. Zemin sıvılaşması potansiyeli olan yerlerin acilen belirlenmesi gerekiyor. Bursa’da deprem olmadan heyelan ile yıkılan binalar gördük. Bu yüzden depremin tetikleyeceği heyelanlar konusunda da bir çalışma yapılması gerekiyor. Düzgün temel inşaatı, zemin iyileştirme uygulamaları yapılması oldukça önemli. Bursa için Marmara havzası fayı kadar şehrin içinden geçen ve 1855’ten bu yana sükunet içinde olan fay hattı da büyük risk oluşturuyor. Bursa olarak civar şehirlere çok yakınız ve bugüne kadar şehir çevresinde farklı illerde gerçekleşen 1509, 1766, 1894 ve 1999 depremlerinden etkilendik. 1855’teki depremin ardından 1949’da Harmancık ve 2006’da Gemlik’te büyük depremler yaşadık. 3 fay hattının ortasında riskin arttığı bir bölgedeyiz” ifadelerini kullandı.

“Hazırlıkların başlaması gerekli”

Bursa’nın olası bir depreme hazır olması için acilen hazırlıklara başlaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Bayhan, “Deprem anında stratejik olan yapıları elden geçirmeliyiz. Okulları izolatörlü bir hale getirerek buraların aynı anda sığınma alanı olmasını sağlayabiliriz. Enerji ve haberleşme hatlarının kontrolü oldukça önemli. Özellikle OSB nakil hatları elden geçirilmeli, trafolar kontrol edilmeli. Silo ve kimyasal tankların depremde hasar almaması gerekiyor. OSB’lerdeki eski prefabrik yapıların mutlaka kontrolü gerekli. Çünkü Kahramanmaraş’ta da gördük eski prefabrik bina bağlantıları depremde önemli hasarlara neden oluyor. Bunlarla birlikte yol ve ulaşım konusunda adım atılmalı. Bazı depremlerde 6 metrelik yolların kapandığını gördük. Bu sebeple alternatif yollar hazırlayıp, acil durum ulaşım planının belli olması gerekli” diye konuştu.

“Şehrin büyük bölümü ovada”

Deprem bölgesindeki en büyük hasar sebeplerinden birisinin zemin sıvılaşması olduğuna vurgu yapan ve bu konudaki izlenimlerini paylaşan Doç. Dr. Eyüphan Avcı, “Sıvılaşmaya karşı zemin iyileştirme konusunda yapılan doğru adımların nasıl fayda sağladığını deprem bölgesinde çok net gördük. Bursa’nın büyük bölümü ova alanlarına kuruldu. Bu alanlar alüvyonlu topraklar ve zemin sıvılaşması ve zemin büyütmesi gibi yıkıma neden olabilecek riskli bölgeler. Şu an biz Bursa’nın zemin risk haritasını çıkarmak için Osmangazi ve Yıldırım belediyelerinin katkıları ile pilot bir uygulamaya başladık ama bunu şehrin geneline yaymalıyız. Ova yerleşimi depremde Bursa’nın en büyük handikabı. Hâlihazırda zemin problemi olan yerlere de müdahale edilmesi gerekiyor. Zemin sıvılaşması konusunda senelerdir süren çalışmalarımız var. Patentini aldığımız “bor kökenli enjeksiyon malzemesi” ile zemin sıvılaşmasına çözüm bulmayı amaçlıyoruz. Patentlerini aldığımız bu proje için de sıvılaşabilir alanlarda testine başlayacağız” diye konuştu.

Bursa’nın yüzde 50’si bile güvenli değil

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Bursa Şube Başkanı Engin Er şehrin riskleri hakkında konuşurken, “Bursa’da fay segmentlerinin çok acilen paleosismolojik çalışmalarının tamamlanarak 1/1000’lik uygulama planlarında işlenmesi gerekmektedir. Paleosismolojik çalışmalar sadece üniversitelerce değil yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından da yapılmalı ve yetkili uzmanlar tarafından da gerekli denetimler mutlaka sağlanmalıdır. Planlamaya yönelik yapılaşmada ilk iş olan jeolojik jeoteknik etütler mutlaka denetlemenin en başında yer almalıdır. Çünkü yapılaşmaya gitmekte zemin etütleri güvenliğin birinci değeridir. Binanın yapımının denetlenmesinde mevcut yapıların yönetmeliklerde sadece beton ve demirin kontrolü dışına çıkılmalı yapı denetim firmaları ve belediyelerin çalışma sistemleri yeniden yapılandırılmalıdır. Organize Sanayi bölgeleri mutlaka özel olarak yeni ve yeniden doğal afetlere yönelik olarak yapılandırılmalıdır. ‘Bursa’nın yüzde 50’si bile güvenlidir’ diyemeyiz. Depremde ilk 72 saatin önemli olduğunu herkes söylüyor. İnsanlar gözük altında kalmasın. Bursa’yı bekleyen 7’den büyük deprem tehlikesinde on binlerce bina yıkılacağını söyleyebiliriz” dedi.

Zeytinyağında 'var yılı'na girildi: Fiyatlar nasıl etkilenir, düşüş görülür mü? Borsa düşerken paniklemek yerine fırsatları yakalayın Bir ilimizde yanardağ riski! Bilim insanları magma odaları keşfetti: Püskürme ihtimali gündemde EYT'liler risk altında! Uzmanı tarih vererek uyardı: Hak kaybına neden olabilir Aile ve coğrafya etkisi: Zengin doğmak mı, aklını kullanarak zengin olmak mı? Apple Watch'unuzun pil ömrünü iki kat artıracak. Şarj sorununu tarihe karıştıracak 10 etkili ayar