Bakan Yumaklı: Tohumun stratejik değerinin bilincindeyiz
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yerli tohumun stratejik öneminin bilincinde olduklarını, gen bankasında 37 ata tohumunun diğer ürünlerle birlikte koruma altında tutulduğunu söyledi.
Haber Merkezi |ADANA / EKONOMİ
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Adana’da Bakanlığıyla ilgili birimlerde incelemelerdi bulundu, çiftçi temsilcileri ile buluştu. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde tohum dağıtım programına katılan Bakan Yumaklı, sürdürülebilir tarımsal üretime değindi.
Tarımsal üretim sürecinin birçok etkene bağlı olduğunu anlatan Yumaklı, “Tohum da işte bunun en hayati, en önemli başlangıç noktası. Hastalıklara dayanıklı, bulunduğu iklime uygum sağlamış, gerçekten istenen kalitede dirençli tohumların olması tarımdaki üretimin ve verimliliğin en önemli şartı” dedi. Türkiye’nin iklim koşulları açısından tohumculuğun geliştirilmesinde önemli avantajları bulunduğunu ve yerli tohumun stratejik değerinin bilincinde olduklarını anlatan Bakan Yumaklı, gen bankasında 37 ata tohumunun diğer ürünlerle birlikte koruma altında tutulduğunu söyledi.
“Bitkisel üretim 2023’de 137 milyon tona çıktı”
Bakan Yumaklı, temasları sırasında Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi (TAKE) ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. İşlenmeyen tarım arazilerinin etkinleştirilmesi ya da kullanılmasının önemine dikkat çeken Yumaklı, “Üretimin artırılması olmazsa olmazımız. 2022 yılı sonu itibariyle bitkisel üretim rakamımız 129 milyon tondu. 2023’de bu rakam 137 milyon tona çıkmış durumda. İnşallah 2024 yılında çok daha ileriye taşıyacağız. Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesini uygulamaya devam edeceğiz. Belli oranlarda hibelerle yüzde 50’den yüzde 75’e kadar üreticilerimizi sertifikalı tohumla daha verimli, kaliteli üretim yapabilmeleri amacıyla desteklemiş olacağız” dedi.
“Su stresi altında bir ülkeyiz”
Yumaklı, programı kapsamında Hiltonsa Otel’de tarım sektörü temsilcileriyle bir araya geldi. Konuşmasında su verimliliğinin ‘hayati’ önem taşıdığını vurgulayan Yumaklı, şöyle devam etti:
“Türkiye'mizin Akdeniz kuşağında, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan ülkeler arasında ilk sıralarda yer alması sebebiyle bizler, bütün faaliyetlerimizi sadece bizim Bakanlığımızın uhdesindeki konularda değil, ülkemizdeki bütün faaliyetlerimizde suyu merkeze alan bir yaklaşımla yapmak zorundayız. Şöyle bir örnek vereyim; Türkiye'de kişi başına 1313 metreküplük bir su potansiyeli var, su stresi altında bir ülkeyiz. Hiçbir şeye dokunmazsak, bu şekilde devam ederse yani inanılmaz bir 2.5 kat trilyonluk bir suyla alakalı yatırımı olan bir ülkenin bile 2030 yıllarında su fakiri olan bir ülke pozisyonuna geçmesi işten bile değil. Biz bunu durduramayız ancak yönetebiliriz. Dolayısıyla bütün unsurlarıyla beraber bu hususun tüm sektörler tarafından dikkate alınması mecburiyeti vardır. Bundan sonraki dönemde de sizler de sıklıkla göreceksiniz zaten özellikle suyun yüzde 77'sini kullanan tarım sektörü, yüzde 13'ünü kullanan sanayi sektörü, geri kalanı evsel ve kentsel kullanımla alakalı bütün taraflar aslında 85 milyon, suyu merkeze alarak faaliyetlerini yeniden düşünmek durumunda."