ATSO Başkanı Davut Çetin: Enflasyonun nedeni sebze ve meyve değil

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve ATSO Başkanı Davut Çetin, enflasyonun nedeninin sebze-meyve ve giyimden kaynaklanmadığını ifade etti.

FİKRİ CİNOKUR-ANTALYA

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Ekim ayı enflasyon verilerini değerlendirdi. Temel girdi maliyetlerinde kura bağlı artışların fiyatlara güçlü şekilde yansımaya başladığını, Merkez Bankası’nın TL’ye güven eksikliğini ve politika etkinliğini sorgulayarak gerekli adımları atması gerektiğini belirten Çetin, şunları kaydetti: “Enflasyondaki artışın ana nedeni mevsimlik ürünler değil. Veriler bize enflasyondaki artışın sebze-meyve veya giyimle açıklanmasının doğru olmadığını, yani ana nedenin mevsimlik ürünlerdeki artış olmadığını gösteriyor. Nitekim 12 aylık ortalama enflasyon meyve ve sebzede yüzde 6.8, giyimde yüzde 6.1’dir. İşlenmiş et, buğday ve ekmek, yumurta, yağ, bakliyat, içecek, mobilya, beyaz ve kahverengi eşya gibi dayanıklı tüketim mallarında ise fiyat artışları aylık yüzde 3, yıllık yüzde 20 civarındadır. Otomobil fiyatı aylık yüzde 3-4, yıllık yüzde 40-60 arasında, elektronik ürünler aylık yüzde 4-7, yıllık yüzde 40-70 civarında arttı.”

“Kura bağlı girdi maliyeti, fiyatlara güçlü biçimde yansıyor”

Kurdaki yükselişin girdi maliyetlerini artırdığını ifade eden Çetin, “Yıllık tüketici enflasyonunu enerji, giyim ve hizmet fiyatlarının nispeten dizginlediği görülüyor. Enerji ve giyim fiyatları üretici fiyatlarını da frenliyor. Buna rağmen temel girdi maliyetlerindeki kura bağlı artışların fiyatlara güçlü biçimde yansımaya başladığını görüyoruz” dedi. 

“Sorun dönemsel değil, yapısal”

Çetin, “Pandeminin ekonomik koşulları zorlaştırdığı, buna rağmen dünyada sıfır enflasyon döneminde Türkiye, döviz kuru ve enflasyon artışında başı çeken ülkeler arasında yer alıyor. Bu durum, sorunun dönemsel değil, yapısal olduğuna işaret ediyor” diye konuştu. Çetin, sözlerine şöyle devam etti: “Döviz kuru artışı, 2018 yılından bu yana yaklaşık yüzde 100, son bir yılda yüzde 50 civarında gerçekleşti. Mevcut yüksek düzeyde bile kurda psikolojik sınır kalmadı. Merkez Bankası’nın milli paramıza güven eksikliğini ve politika etkinliğini sorgulayarak gerekli adımları atmasının zamanı geçiyor. Haziran ayından bu yana hem Türkiye’nin hem de ülkemizin turizm lokomotifi olan Antalya’nın turizm geliri kaybını öngörerek, kredi ve diğer desteklerin seçici olarak verilmesi konusunda uyarılarda bulunduk. Ancak aşırı iyimser beklentiler ve kredi desteklerinin pandemiden etkilenme durumuna göre il ve sektör bazında seçici olmaması bugün bir yandan kur ve enflasyon artışı, diğer yandan ihtiyacı olan sektörlere yeterli destek verilememesi sonuçlarını doğurdu. Bu noktadan sonra daha hem yapısal reformlar, hem de halen zor durumdaki sektörlerimize destek yönünde kararlı adımlar atılmasını ümitle bekliyoruz.”

Türkiye’nin en zengin 28 iş insanı belli oldu! Forbes açıkladı, liste güncellendi: Borsa düşerken paniklemek yerine fırsatları yakalayın Ünlü köftecide domuz eti iddiası: Bakanlıktan açıklama İş dünyası zam için harekete geçti! Asgari ücret tartışmaları başladı Fed tutanakları: Üyelerin büyük çoğunluğu faiz indirimini destekledi Honda, 1,7 milyon aracını geri çağıracak