“AB zirvesinde Türkiye’ye yaptırım kararı çıkması zor”

Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslarararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Arıkan, AB zirveside Türkiye’ye yönelik geniş içerikli bir yaptırım kararının çıkma olasılığının görünmediğini ifade etti.

Haber Merkezi |

ERAY ŞEN-ADANA

Yüksek lisansını İngiltere Manchester Üniversitesi, doktorasını Birmingham Üniversitesi,  post-doktorasını Oxford Üniversitesi’nde yapan, uzmanlık alanı Avrupa Bütünleşmesi ve Türk Dış Politikası olan Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslarararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Arıkan, AB zirvesine yönelik DÜNYA’ya değerlendirme yaptı. Arıkan, Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi zirvesinin Türkiye’ye olası yansımalarını yorumladı. Avrupa Parlamentosu’nun gecen hafta aldığı AB Konseyi’ni Türkiye’ye yaptırım uygulamaya çağırması, AB  Dışişleri Bakanları toplantısı sonrası Birliğin Dış İlişkiler ve Güvenlikten sorumlu  Yüksek Komiseri Josep Borrell’in Türkiye AB ilişkilerinde önemli bir yol ayrımında olduğunu ifade etmesi sonrası tüm gözlerin zirveye çevrildiğini aktaran Prof. Dr. Arıkan, şöyle devam etti: “Zirvede Türkiye AB arasında Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler, Libya, Suriye ve Rusya gibi dış politika konularında yaşanan görüş ayrılıklarının yanı sıra, Türkiye’de insan hakları konusunda yaşanan gelişmeler de ele alınacak. Bu bağlamda zirve öncesi,  Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıyıdaş ülkeler arasında diyalog ve işbirliğini tesis etmeye yönelik ‘Doğu Akdeniz Konferansı’ çağrısı ve Türkiye’nin Hukuk Reformu Paketi’nin Avrupa Zirvesinde nasıl değerlendirileceği de merak konusu haline geliyor.”

“Kapsamlı yaptırımların telafisi mümkün olmayan sonuçları olur”

“Türkiye AB İlişkilerinde yaşanan tüm gelişmelere rağmen zirveden geniş içerikli bir yaptırım kararının çıkma olasılığı gözükmemektedir” ifadesini kullanan Arıkan, şöyle devam etti:  “Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında Türkiye’ye yönelik sert yaptırımların uygulanmasını isteyen Yunanistan, Fransa, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Belçika gibi ülkelere karşı, Almanya, İtalya İspanya, Macaristan ve Bulgaristan gibi ülkeler Türkiye ile pozitif bir diyaloğa ihtiyaç duyulduğunu savunuyor. Ayrıca, KOVID 19 salgının en yoğun yaşandığı ve ekonomik krizin etkin olduğu bir ortamda Türkiye’ye uygulanacak olası kapsamlı yaptırımlar sadece taraflar arasında ekonomik ilişkileri değil, telafisi mümkün olmayan siyasal ve sosyal sonuçları da beraberin de getirir. Ancak Zirve Sonuç Bildirgesinde, AB üyesi ülkeler Türkiye’ ye çağrı yaparak,  Doğu Akdeniz, Maraş bölgesinin yerleşime açılması ve insan hakları gibi konularda Türkiye’den politika değişiklileri talep edebilirler.”

“Türkiye AB ilişkilerinde pozitif gündeme ihtiyaç var”

Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir dinamizm kazandıracak, taraflar arasında siyasal, ekonomik ve sosyal alanlarda karşılıklı güven ve işbirliğine dayalı pozitif bir gündeme ‘mutlaka ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Arıkan, “Ekonomik alanda güncellenmiş Gümrük Birliği ve Türk vatandaşlarına vize muafiyeti de dâhil olmak üzere taraflar arasında siyasal, kurumsal ve sivil diyaloğa ihtiyaç var” diye konuştu.

“Türkiye-AB ilişkilerinde 1980 darbesinden bu yana en zorlu dönem”

Türkiye- Avrupa Birliği ilişkilerinin, 1980 askeri darbe döneminden bu yana en kritik ve zorlu süreci yaşadığına dikkat çeken Prof. Dr. Arıkan, şunları söyledi: “Doğu Akdeniz’de tırmanan gerilim, Fransa ile karşılıklı yaşanan diplomatik kriz, Kapalı Maraş’ın kademeli olarak yerleşime açılması, insan hakları gibi bir diz konularda taraflar arasında yaşanan görüş ayrılıkları Türkiye AB ilişkilerini önemli ölçüde etkiliyor. 1999 Helsinki Zirvesinde Türkiye’nin resmi aday olarak tanınmasıyla başlayan pozitif süreçle birlikte Türkiye ile Yunanistan arasında ikili sorunların çözümü konusunda taraflar arasında başlatılan ‘istikşafi görüşmeler’ mekanizmasının başlatılmasına rağmen, Yunanistan’ın Kıbrıs ve Ege Denizi ile ilgili konularda taviz vermeyen politikaları sonucu bir ilerleme sağlanamamıştı.  Yunanistan, 1981 yılında AB Üyesi olduktan itibaren Türkiye ile ikili sorunlarını Avrupalılaştırarak, Türkiye AB İlişkilerinde ilerleme sağlanması da dâhil olmak ürere Türkiye’nin üyelik beklentilerini, koşulluluk politikasına bağladı. Bu bağlamda Türkiye ile arasındaki ikili sorunları kendi tezleri doğrultusunda çözmek için Avrupa Birliğini bir ‘üçüncü taraf’ olarak kullanmayı sürdürüyor.”

AKOM açıkladı: İşte fırtına ve yağışın İstanbul'a bilançosu Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Öğretmenlerin 24 Kasım beklentisi: Birer maaş ikramiye Türkiye dünyanın en sinirli ikinci ülkesi oldu! Trump Hazine Bakanı adayını açıkladı: 'Amerikan rüyasının' bir örneği AKOM'dan İstanbul için saatli uyarı: Fırtına, yağış, kar...