100. Yıl G3 Girişimcilik Zirvesi Antalya’da yapıldı
Cumhuriyetin 100. Yılında, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) ev sahipliğinde, ‘’100. Yıl G3 Girişimcilik Zirvesi’’ düzenlendi.
Haber Merkezi |FİKRİ CİNOKUR
ANTALYA - Cumhuriyetin 100. Yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi ve ANSİAD ev sahipliğinde GEN Türkiye, Habitat Derneği, TOBB iş birliğiyle ‘’100. Yıl G3 Girişimcilik Zirvesi’’ne, Türk iş dünyasının önemli isimleri katıldı.
Zirvede, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez ve KAGİDER Başkanı Emine Erdem Gen Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Aydın ve Habitat Derneği Başkanı Sezai Hazır ile girişimcilik alanında çok sayıda önemli isim katıldı. 60 ilden yaklaşık bin 600 genç girişimci adayının katıldığı zirvede birçok iş insanı deneyimlerini anlattı.
‘’Kadın girişimci sayısını yüzde 4’den yüzde 10’a çıkardık’’
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, konuşmasında genç girişimcilere önerilerde bulundu. Bu yılın ilk 6 ayında Türkiye'nin e-ticaret hacminin, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 110 arttığını ve 653 milyar lira ticaret hacmi gerçekleştiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti.
‘’Ülkemizde E-ihracat hacmi 2 milyar doları aştı. Ama bu alanda kat edeceğimiz daha büyük mesafeler var. KOBİ'lerimizin ancak yüzde 25'i e-ticarete dahil oluyor ve sadece yüzde 4'ü e-ihracat yapabiliyor. Petrol ve doğalgaz ile ülkelere kalıcı zenginlik gelmiyor. Günümüzde, çağı yakalayan, başımıza icat çıkaranlar, dünyanın yeni zenginleri. Yeni fikir bulan ve teknolojiyi kullanan uçuyor. Eskiden dünyanın en büyük şirketleri, enerjiden, bankalardan, sanayiden çıkardı. Şimdinin büyükleriyse teknolojiden çıkıyor. Geçen yıl 340 civarında Türk start-up girişimine, yurtdışından 1,7 milyar dolar para geldi, yatırım yapıldı. Özellikle oyun ve fintech uygulamaları, rekor seviyede yatımcı çekti. Bunların çoğunu da, üniversite öğrencisi veya okulu yeni bitirmiş genç girişimci kardeşlerimiz kurdu. Rakam büyük geliyor ama aslında okyanusta sadece bir damla.’’
Dünya genelinde bu tür girişimlere gelen paranın yılda 450 milyar dolar olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, ‘’Biz bu pastadan ancak binde 4 pay almışız. Demek burada da almamız gereken daha çok mesafe var. Dünyada artık para bol, ama fikir kıt. Bu devirde asıl sermaye para değildir, iyi fikir ve azimdir’’ dedi.
"Girişimcilikte dünyanın en önemli 20 merkezinden biri olacağız’’
Türkiye’de binlerce yeni girişimci kazandırdıklarını anlatan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti.
‘’20 yıl önce ülkemizdeki girişimcilerin sadece yüzde 4’ü kadındı. Şimdi bu oranı da yüzde 10’a çıkardık. 2000 yılında Türkiye'nin toplam Ar-Ge harcamaları ancak 1,2 milyar dolardı. Şimdi Türkiye, yılda yaklaşık 11,5 milyar doları Ar-Ge'ye ayırıyor. Teknoloji geliştirme bölgelerimizin sayısı 2001 yılında sadece 2'ydi. Bugün Türkiye'de 101 teknopark var. O vakitler Türkiye'nin henüz unicorn'u, yani değeri 1 milyar doları geçen start up girişimi yoktu. Bugün Türkiye'nin 7 teknoloji tabanlı girişimi, unicorn olmayı başardı. 2025’de bu sayının 10’a çıkması hedefleniyor. 2030’da Türkiye'den 100 bin teknogirişimin kurulmuş olması öngörülüyor. Girişimcilikte dünyanın en önemli 20 merkezinden biri haline gelmemiz bekleniyor.’’
"Ekonominin öngörülebilir bir patikaya oturması lazım’’
Cumhuriyetin 100 yılda büyük bir yol kat ettiğini ifade eden Turan, sözlerini şöyle sürdürdü;
‘’Ama bu yeterli mi? Elbette değil. Hep birlikte Cumhuriyetimizi Büyük Atatürk’ün gösterdiği hedef doğrultusunda, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine, taşımak için çalışmalıyız. Bunun için dünyayı ve zamanın ruhunu doğru okuyan, dünyaya entegre olmuş, yerel potansiyeli en iyi şekilde değerlendiren, verimli, üretken, sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı, yüksek katma değerli bir ekonomiye ulaşmak, en önemli gücümüz olacaktır. Bu bağlamda, ekonomimizde büyüme kompozisyonunun hem ihracat, hem de yatırım lehine değişmesi gerekiyor. Enflasyonu kontrol altına almamız için de uzun soluklu, sabır gerektiren, bir o kadar da kararlı olmamız gereken bir süreçteyiz. Ekonominin öngörülebilir bir patikaya oturması ve makro istikrar için son dönemde attığımız doğru adımların sürdürülmesi önem taşıyor. Umuyorum ki enflasyonla mücadele sürecimizde, tüm paydaşlar olarak sabırla arzu ettiğimiz sonuca ulaşırız.’’
‘’Güçlü yatırım ortamına ihtiyaç var’’
İçinde bulunduğumuz çoklu kriz ortamının tüm dünyayı etkilediğini anlatan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, şunları kaydetti;
‘’Ülkemizde ekonominin gelişebilmesi için güçlü bir yatırım ortamına da ihtiyacımız var. Güçlü derken; öngörülebilir ve güven veren bir yatırım ortamını kastediyorum. Öngörülebilir ve kurallı bir ekonomiye sahip olduğumuz dönemlerde, önemli sanayi yatırım hamleleri gerçekleştirebildik. Türkiye'nin küresel yatırımlardan aldığı pay 2006 yılında yüzde 1,4 iken, 2020 yılından bu yana ise yüzde 0,7 civarında seyrediyor. Gelen yatırımların içerisinde yabancılar tarafından gerçekleştirilen gayrimenkul satın alımları yüksek oranda. İçinde bulunduğumuz çoklu kriz ortamı, tüm dünyayı etkiliyor. Türkiye’de de bunun yansımalarını görmemiz kaçınılmaz.’’
Yatırımları artırmak için teşvik mekanizmaları, bürokratik süreçlerin sadeleştirilmesi gibi adımlara ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Turan, ‘’Ancak bunun ötesinde; yatırımcıya güven veren, büyüme potansiyelini gösteren, ülkenin stratejik vizyonunu barındıran bir hikâyeyi hep birlikte oluşturmamız gerekiyor’’ dedi.
Yüksek teknolojiye dayalı katma değerli üretim yapısını, iş modellerine entegre eden girişimlerin büyük fark yarattığını vurgulayan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, şöyle konuştu;
‘’Araştırmalar e-ticaret, dijital ödemeler, bulut bilişim, nesnelerin interneti ve 5G teknolojisinin önümüzdeki süreçte en hızlı ve katma değerli etkiyi yaratacağını öngörüyor. Geçtiğimiz ay açıklanan Küresel İnovasyon Endeksi’ne göre ülkemiz son on yılda, inovasyonda en fazla ilerleme kaydeden orta gelir düzeyine sahip ekonomiler arasında yer alıyor. Dijital teknolojilerin ülkemizde geliştirilmesini ve iş modellerine entegrasyonunu önceliklendirmeliyiz. KOBİ ölçeğindeki teknoloji şirketlerimizin geliştirdiği, dijital çözümlerin takip edilmesi ve şirketler tarafından kullanımının artırılması için bir araya getirilmesi önem verdiğimiz bir alan. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmaktan, ekonomik ilerlemeden, girişimcilikten ve dijitalleşmeden bahsettiğimizde en başta ‘eğitim’i dikkate almamız gerekiyor. Eğitim müfredatımız çağımızın gerektirdiği beceri ve yetkinlikleri kazandıracak şekilde yeniden düzenlenmeli.’’
21. yüzyılın gerektirdiği bilişsel, sosyal ve dijital becerilere sahip, yaratıcı, eleştirel ve disiplinler arası düşünebilen, teknik yetkinlikleri kuvvetli, girişimci, yabancı dile hâkim, farklılıklara ve doğaya duyarlı bireyler yetiştirmeye odaklanılması gerektiğini belirten Turan, şöyle devam etti;
‘’Gençler başta olmak üzere tüm bireylere kendilerini geliştirmek ve hayallerini gerçekleştirmek için cesaret veren, kendi topraklarında mutlu oldukları, fikirlerini hayata geçirdikleri ve değer yaratabildikleri bir ülke ortamı sunabilmeliyiz. X-Y-Z kuşağının bir arada yaşadığı, birlikte çalıştığı, ürettiği, ürün ve hizmet aldığı bir zamandayız.‘’
Girişimci Kadınlar
Cumhuriyet’in 100. yılında geriye baktığımızda, kadınların ekonomiye katılımının arzu ettiğimiz seviyede olmadığını gördüklerine dikkat çeken Turan, sözlerini şöyle noktaladı.
‘’Sayıları giderek artan başarılı girişimci kadınlarımızı büyük bir gururla takip ediyoruz. Girişimci kadınlar hem kendi işlerinde kadın istihdamını destekliyor, hem de kadın işletmelerin olduğu tedarik zincirleriyle de bu desteği güçlendiriyor. Kadın girişimciliğini ve kadınların katma değerli üretimini destekleyen programların güçlendirilmesi, finansal kaynak, danışmanlık ve eğitim çalışmalarının yaygınlaştırılması ile kadın girişimci rol modellerini artırmalıyız. Kız çocuklarımızı daha fazla bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında eğitim almaya yönlendirmemiz de gerekiyor. Bu, özellikle teknoloji ile dönüşen günümüz ve geleceğin iş ve girişimlerinde kadınların daha fazla yer alması açısından kritik önemde. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında girişimcilere büyük görevler düşüyor. Daha çok çalışmamız, üretmemiz ve geleceğe önderlik etmemiz gerekiyor.’’
‘’Türkiye’nin ikinci yüzyılına yönelik ortak bir hayal kurduk’’.
‘’Her sabah, Gazze’den gelen korkunç görüntülerle uyanıyor, Türkiye’nin çevresini bir ateş çemberiyle saran savaş rüzgarlarının dinmesi için atılan adımlara destek olmaya çalışıyoruz. Mevcut durum gösteriyor ki, Türkiye’nin ortak bir hayalde birleşerek, dönüşümleri aklın ve bilimin ışığında yakalaması, yalnızca ülkemiz için değil bölgemiz ve dünya için de kritik önemde… TÜRKONFED olarak, Türkiye’nin ikinci yüzyılına yönelik ortak bir hayal kurduk. Bu hayali demokratikleşme ve her alanda fırsat eşitliğini temel alan bir ülke olarak tanımladık.’’
Türkiye’nin geleceği inşa etmenin yolunun girişimcilikten geçtiğine vurgu yapan Sönmez, şöyle devam etti;
‘’Girişimcilik, geldiği nokta itibarıyla yaratıcı bir fikrin, bir start-up ile yaşamları değiştirmesinden ibaret değildir. Çağımızda uluslar, girişimciliği bir strateji, bir devlet politikası ve bir sivil toplum seferberliği olarak kabul ediyor. Yeni yüzyılımızda ortak hayallerimize ulaşmanın yolu da bu doğrultuda bir ‘girişimci devlet’ haline gelmekten geçecek. Bir devletin, ekonomik kalkınma ve inovasyon süreçlerine aktif bir şekilde katılmasını ifade eden bu yaklaşım, devletin ekonomik büyümeyi ve toplumsal kalkınmayı desteklemek amacıyla, özel sektörle işbirliği yaparak daha etkili bir şekilde kullanılmasını savunur.’’
İstanbul, melek yatırımında Avrupa’da 6. sırada
Ülkemizde girişimcilik ve inovasyon ekosisteminin son yıllarda hızlı bir gelişme gösterdiğini anlatan Sönmez, konuşmasını şöyle tamamladı;
‘’Eylül 2022’de yayınlanan Küresel İnovasyon Endeksi Raporu’nda ülkemiz, son yıl bazında 4, son iki yılda ise 14 puanlık bir artışla, ilk defa üst-orta gruptaki 40 ülke arasına girdi. Benzer şekilde 2022 yılında İstanbul, en çok melek ve girişim sermayesi yatırımı alan Avrupa şehirleri arasında 6. sırada yer aldı. Bunlar şüphesiz yüksek potansiyelimizi ortaya koyan gelişmeler. Ancak bir girişimci devlet ve bir girişimcilik ülkesi olmak için almamız gereken uzun bir yol var. İnovasyon altyapısı eksikliğimizi, finansman zorluklarını, eğitim ve nitelikli işgücü eksikliğini, yasal ve bürokratik engelleri ortadan muhakkak kaldırmamız gerekiyor. Orta gelir-orta demokrasi ve orta eğitim tuzaklarını aşmak için ortaya koyacağımız politikalar olmadan bir girişimcilik ekosistemini beslemek ve canlı tutmak ne kadar mümkündür? Yeni yüzyılımızı, Türkiye’nin girişimcilik yüzyılı yapacak olan da ekonomiden demokrasiye eğitimden çalışma hayatına büyük bir seferberlikle, yapısal sorunlarımızı ortadan kaldıran reformların yarattığı özgür, eleştirel bir ortam ve toplumsal refah olacaktır.’’
Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, genç girişimcilere önerilerde bulundu. Çandır, şunları kaydetti; ‘’Birlikte çalışmaktan ve birlikte hareket etmekten çekinmeyin. Girişimde bulunmaktan, şirket kurmaktan ya da ortaklıklardan çekinmeyin; çünkü bir işi tamamlamak için öncelikle o işe başlamak gerekir. Fikirlerinizi cesurca pazarlamaktan çekinmeyin; çünkü günün sonunda başarılı olabilmek için gelir elde etmek önemli olacak. Ve en önemlisi, girişimci olmanın, üretmenin ve hayattan keyif almanın belirli bir yaşı yoktur. Bu yüzden pes etmeyin; deneyin, deneyin ve deneyin.’’
‘’Girişimciliğin başkenti olmaya hazırız’’
ATSO Başkanı Ali Bahar, G3 Girişimcilik Platform Başkanı Gülden Yılmaz ve GEN Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Aydın da girişimcilerin her zaman yanında olduklarını, yatırımların artması, globalleşme ve girişimciliğin artması noktasında aktif olarak çalıştıklarını bildirdi.