‘Devlet aşı yaptıranın haklarına sahip çıksın’
Sağlık Bakanı Koca'nın velilerle ilgili "Ya aşı yaptırmalılar ya da negatif PCR testlerini sürekli güncellemeliler" şeklindeki çıkışı, iş ve sağlık otoritelerini harekete geçirdi. Otobüs işletmecilerinden AVM yöneticilerine kadar iş dünyası "Aşı yaptıranın hakları korunsun" diyor.
Yener Karadeniz |Yasemin SALİH / Yener KARADENİZ
Haziran 2015’te Ordu’da görev yapan Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayyayla, öğretmen eşiyle birlikte ikiz bebeklerine aşı yaptırmayı reddetti. Ordu Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ise bebekler için sağlık önlemi uygulaması istemiyle Ordu Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Uzun bir dava sürecinin ardından olay Yargıtay’a kadar uzadı. Davalar, temyizler sonucunda hakimler, çiftin sunduğu aşının bebeklere ileride vereceği zararı anlatan savunmasını haklı bularak ikizlere sağlık tedbiri uygulanması istemini reddetti.
Bu olayın üzerine sağlık otoriteleri, dünyada hızla yayılan aşı karşıtlığını dikkate alarak Meclis’e sunulmak üzere bir aşı dosyası hazırladılar. Dosya, raflarda tozlu halde yaklaşık 5 yıldır bekliyor. Türkiye ise bugün milyonlarca insanın hayatına mal olan COVID-19 pandemisinde insanlığın en büyük silahı aşıyı, toplumun yüzde 80’ine uygulamakta zorluk çekiyor. Resmi otoritelere göre aşılamanın toplum bağışıklığını sağlayacak düzeye erişmesinin önündeki en büyük engel aşı kararsızları. İstatistiklere bakılırsa Türkiye’de aşı kararsızlarının oranı yüzde 15-16 arasında değişiyor. Bu, çok büyük bir oran gibi görünmese de varyantlar göz önünde bulundurulduğunda virüsle yürütülen savaşı etkileyebilecek düzeyde sayılıyor.
Özel sektör sert çıktı
Birçok ülkede aşı zorunluluğu ya da aşılanmayı teşvik edici pozitif ayrımcılık içeren uygulamalar tartışılırken, Türkiye’de vakaların artması üzerine yeni bir kapanmayı kaldırmayı göze alamayan özel sektörden en sert çıkışlar geldi. İlk olarak İstanbul Fırıncılar Odası Esenler Temsilcisi Mustafa Çiçek, kentteki altı ilçede aşısızlara ekmek satılmayacağını duyurdu. Çiçek’in bu çıkışı daha sonra oda yönetimi tarafından “talihsiz” diye nitelendirilerek durum düzeltilmeye çalışıldı ama artık fitil ateşlenmişti. Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Zafer Öztürk de “Okulların bir dönem daha kapalı kalması düşünülemez. Öğretmenden veliye aşı yaptırmayanları okula almayacağız” dedi. Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bekir Okan da köşe yazarlarına verdiği akşam yemeğinde “Aşısız öğrencilerin kampüse alınmaması yönünde karar alma fikrimiz var” açıklamasıyla Zafer Öztürk’ü destekledi.
Ekmek, eğitim derken iş tribünlere de sıçradı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), yeni sezonun başlamasına günler kala aşı kartını çekti. Bir duyuru yayınlayarak, “COVID-19 aşılarını tamamlayanlar maçları tribünden izleyebilecek. Kombine bilet alanlar da iki ay içinde aşılarını tamamlamaları gerekiyor. Aksi taktirde stadyumlara alınmayacaklar” dedi.
Sivil toplum örgütlerinden bu çıkışlar gelirken şirketler de iç yazışmalarında çalışanlarına aşı zorunluluğu mesajları göndermeye başladılar. Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Saran’ın çalışanlarına gönderdiği iç yazışma medyaya sızınca, patronlar arasında çalışana aşı zorunluluğu tartışmaları gün yüzüne çıktı.
Fahrettin Koca’dan velilere ültimatom
Özel sektör “Bir kapanmaya daha gücümüz yok” diyerek sert aşı çıkışları yaparken, geri planda sürekli olarak bunun bir yasal zemini olması gerektiğini vurguluyor. İş dünyasının “Devlet yasağı koysun, biz takipçisi olalım” şeklindeki talebine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki akşam Bilim Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı çıkış, bazı kesimler tarafından bir yanıt olarak algılandı.
Toplantı sonrasında kameralar karşısına geçen Fahrettin Koca, okulların kesinlikle açılacağının altını çizdi. Ve dedi ki; “Bilim Kurulumuz eğitimde uyulması gereken uygulanabilir kuralları belirledi. Alınması gereken tedbirlerle ilgili hazırlıklarını tamamladı. Salgını belki de iki evrede ele almak durumundayız: Aşıdan önce ve aşıdan sonra. Aşı öncesinde tedbir ve kısıtlama, karantina ve sosyal mesafe elimizdeki tek korunma gücüydü. İşyerlerimiz kapalı tutulmak, ülkemizin geleceği olan gençlerimiz okullarından uzak durmak zorunda kaldı. Artık aşı var. En net ve yüksek sesle ifade etmek isterim ki tüm okullarımız zamanında açılacak. Yüz yüze eğitimden vazgeçmemiz kesinlikle mümkün değildir. Tüm seviyelerde okullarımız yüz yüze eğitim verecek, uygulamalı eğitimler aralıksız olarak devam edecektir.”
Bilim Kurulu’nun okulların açılmasına ilişkin çalışmalarını tamamladığını belirten Koca, bunların en kısa sürede kamuoyuna duyurulacağını vurguladı, arkasından da ipuçlarını verdi. Koca, “Fiziki koşulları hazır etmek için ilgili kurumlarımız, bakanlıklarımız tam bir koordinasyon halende çalışacak ve öğrencilerimizi bekleyeceğiz. Bu süre zarfında çok önemli bir işimiz var. O da aşı olmamış öğretmen ve öğretim üyesi kalmayacak tedbirleri hayata geçirmek. Öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi korumanın birinci adımı, öğretmenleri, öğretim üyelerini ve öğrencilerimizin birlikte yaşadıkları ailelerini aşılamaktır. Aşı programımız bugüne kadar bir teşvik ve tercih konusuydu oysa artık eğitim ve iş hayatının devamı gayesiyle her bir vatandaşımız için tercihe bırakılamayacak bir toplumsal ödevdir” dedi. Bu ödevin gereklerini ise şöyle açıkladı: “Eğitim ve iş hayatının sekteye uğramaması için aşı olmazsa olmaz kural haline gelmeli, aşı olmayan kişiler ise düzenli olarak PCR test sonuçlarının negatif olduğunu göstermelidir. Özellikle öğrenci velileri ya aşılarını tamamlayacaklar ya da hastalık taşımadıklarını düzenli olarak kontrol ettirmek zorunda olacaklar. Bunun detaylarını ilgili kurumlarımızla yapacağımız ortak çalışmalar neticesinde ilan edeceğiz.”
Aşısız veli, okul alanına girmesin
Zafer ÖZTÜRK/ Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı
Sağlık Bakanı’nın söyledikleri çok değerli. Artık bizim için okulları açmama gibi bir durum söz konusu olamaz. Sayın bakana gösterdiği irade için teşekkür ederiyorum. Kaybedecek bir günümüz bile yok. Aşılamaktan kaçınan öğretmenlere karşı da gereken tedbirlerin alınması gerekiyor. İtalya’da öğretmenlere aşı zorunluluğu getirildi. Eğer zorunlu eğitim diyorsanız, elbette öğrenciyi aşı nedeniyle bu kapsamın dışında bırakamazsınız ama bunu artık sorumluluklarla topluma vermek gerekiyor. Lise öğrencilerinin mutlaka aşılanmasını istiyoruz. Aşı yaptırmayan velileri okul alanlarına sokmamak önlem olabilir. Aşı yaptıran vatandaşın hakları korunmalı. Kırmızı ışıkta durmak gerekiyorsa duracaksınız. Kişisel özgürlüğüm var deyip geçemezsiniz. Bu işin şakası yok. 6 Eylül’de okulları açmak zorundayız.
‘Toplu taşımaya aşı şartı getirilsin’
Birol ÖZCAN/ TOFED Başkanı
Biz otobüslerimize binen yolcuların HES koduna bakıyoruz ancak bu yeterli değil. Araştırmalar gösteriyor ki COVID’den hastaneye yatanlar aşısız kişiler. Akıl var mantık var. Biz devletin aşı şartı getirmesini istiyoruz. Bir otobüste 40 kişi seyahat ediyor. Bir kişi pozitif çıkınca tüm otobüs karantinaya alınıyor, yazık değil mi? Dernek olarak şoför ve muavinlerimize aşı zorunluluğu koyduk. Devletin aşılananın haklarına sahip çıkması lazım. Olmayanlar toplu taşımaya binmemeli. Kimse kimsenin hayatıyla oynayamaz. Hatta trafik polisi de çevirme yapsın. Bu oyun değil, çocuklar yetim kaldı bu yüzden. Bir kişinin kabadayılığına bırakılacak durum söz konusu değil.
TUROB haftaya kısıtlama toplantısı yapacak
Müberra Eresin/ Türkiye Otelciler Birliği (TUROB) Başkanı
Otelcilik sektörü, yüzde 85 ile aşılanma oranı en yüksek olduğu sektör. Elbette bizde de aşılanmayan çalışanlar var. Bu kişilere yönelik kısıtlamalar getiren işletmeler de var. Henüz tam tarihi belli olmamakla birlikte önümüzdeki günlerde biz de TUROB olarak konuyla ilgili önümüzdeki hafta bir toplantı yapacağız. Otellerin kendi inisiyatifine bırakılmak sureti ile çift aşısını olmayan personelin ücretsiz izne gönderilmesi ya da masrafı çalışana ait olmak üzere yedi günde bir PCR testi yaptırması yönünde karar alabiliriz. Aşı olmayanlara gelecek kısıtlamaların tarafındayız.
Restoranlar devletten genelge bekliyor
Kaya DEMİRER/ TURYİD Başkanı
Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) olarak birçok restorandan “Aşısızların restoranlara alınmaması ve aşı yaptırmayan çalışanların iş akdinin feshiyle ilgili siz karar almayacaksanız biz alacağız” yönünde tepkiler alıyoruz. Hatta bunu hayata geçiren işletmelerimiz de var. Biz TURYİD olarak devletin, kanun koyucuların bir genelge ile bir karar almasını doğru buluyoruz. Bu kararın alınması gereksiz bir tartışmayı ortadan kaldıracaktır. Kendi başımıza her hangi bir yasal altyapısı olmadan alacağımız kararlar sıkıntıya yol açar. Diğer yandan sektöre yönelik yeniden bir kısıtlama gelirse büyük problem olur. İnsanlar restoranlarda huzurla, sağlıkla yemek yemek istiyor, aşısızların olduğu ortama gelmek istemiyor. Onların da hakkını korumak istiyoruz. Aşı yaptıranlarla aynı tarafta yer alan işletmeler olarak emeğimize sahip çıkmak istiyoruz. Bu havada bırakılacak bir konu değil. Bireylerin işletmelerin kendi inisiyatifine bırakılamayacak kadar önemli bir konu.
Sinema işletmecileri kararsız
Funda KOCADAĞ/Kadıköy Sineması İşletmecisi
Sinemalar 1 Temmuz’da açıldı. Çok kan kaybettik. Açıldığımızda da yüzde 60 kapasiteyle çalıştık. Şimdi yeniden vaka sayıları yükseldi ve kapanma olur mu korkusu var. Ben SİSAY üyesiyim. Sinema salonu işletmeleri olarak bir araya geldiğimizde sürekli aşı zorunluluğunu konuşuyoruz. Çünkü bir kapanmaya daha nefesimiz yetmeyecek. Diğer yandan bunun yasal altyapısı olmalı. Eğer sinema salonlarında aşı şartı getirilirse bizler destekleriz.
AVM’ler aşı şartı taraftarı
Hüseyin ALTAŞ/AYD Başkanı
Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği olarak aşı zorunluluğunu içeren bir düzenleme taraftarıyım. Ancak benim, hukukçu kimliğim de var. Birçok AVM aşı şartını dayatıyor, böyle bir karar alınsın istiyor ama hukuki dayanağı yok. Ankara’da bunun konuşulduğunu biliyorum. Vaka sayısı belli limiti geçerse bazı toplu yaşam alanlarında –ki bunlardan biri AVM’ler- aşı şartı getirilmesi tartışılıyor. Böyle bir yasal karar gelirse biz AYD olarak hemen uygularız ve destekçisi oluruz. Çünkü kamu sağlığı söz konusu.
Türk Tabipleri Birliği: Kamu yararı için pozitif ayrımcılık olabilir
Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri ve Aşı Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut da, Türkiye’de aşı mevzuatının yenilenmesi gerektiğine dikkat çekti. “Türkiye’de çiçek dışında yasal güvence altına alınmış bir aşı yok” diyen Bulut, Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki yeni mevzuatıyla ilgili dosyanın beş yıldır raflarda bekletildiğini söyledi.
Türk Tabipleri Birliği üyelerinin de aşı zorunluluğu konusunda iki görüşte olduğunu ifade eden Bulut, “Bireysel özgürlükleri savunanlar da var, kamu yararını gözetenler de. Ben halk sağlığı açısından kamu yararı için aşı konusunda pozitif ayrımcılık uygulamalarından yanayım. Örneğin; aşı yaptırmayanlar AVM’lere giremez demek bir pozitif ayrımcılıktır. Bir yasak değil. Okullarda ise belki aşısızlara ayrı sınıf açılabilir. TTB olarak aşının en ucuz sağlık yatırımı olduğu fikrindeyiz. Olaya sağlıkta sürdürülebilirlik olarak bakıyoruz ve aşıyla ilgili kararlar alınmasını destekliyoruz” ifadelerini kullandı.