Şirketin atsan atılmaz, satsan satılmazları: Yetenekli ama disiplinsizler
Bir satış müdürü olduğunuzu düşünün, altınızdaki kişi inanılmaz satışlar yapıyor ama ne CRM tutuyor ne de süreci takip ediyor. Kâbus gibi bir şey… Atsan atılmaz, satsan satılmaz… Ceza versen umursamaz… Hatta onu terbiye etmek için klasik yollara başvurmaya kalkarsanız işte o vakit yandığınızın resmidir.
Haber Merkezi |Kaan KOSOVA / Datassist Bordro Servisi
1500’lerin sonu ve 1600’lerin başında dünya sanat tarihi için oldukça önemli bir kişi yaşamıştı. Bu kişi barok sanat akımının ilk büyük sanatçısı olarak kabul edilen Ressam Caravaggio’ydu. Ancak Caravaggio’yu diğer sanatçılardan ayıran başka bir şey vardı… Kendisi harika resimlerin yanı sıra tecavüzden gaspa, cinayetten hırsızlığa birçok ahlaksız suçun altına da imzasını atmıştı.
Söz konusu dönemde Roma’da, bizzat Papa’nın sanatçılara çok önem verdiği ve bu sebeple birçok hayırsever zenginin, başta resim sanatı ile ilgilenen sanatçılara hamilik yaptığını da belirtelim ki, dönem için ne kadar önemli olduğunun altını çizmiş olalım. Caravaggio’ya da oldukça nüfuzlu kişiler hamilik yapmıştı. Bu nüfuzlu kişiler sayesinde işlediği amansız suçlardan defalarca paçayı kurtarmıştı. Caravaggio geceleri serseri, gündüzleri ise bir sanatçıydı. Akıl almaz resim yeteneği sayesinde kiliselerin adeta aranan adamı olmuştu. Dönemin en prestijli kiliselerini Caravaggio’nun eşsiz eserleri süslüyordu. Ve beklenen son, ölümü de yaşattıkları gibi oldu.
Biraz daha popüler olan başka bir kültürden, futboldan da bir örnek vereceğim: Ronaldinho. İnanılmaz bir yetenek. İnanılmaz yeteneklere haiz olan futbolcular çoktur ama bana göre en inanılmazı Ronaldinho’ydu. İzlediğim en büyük futbol şovmeniydi. Ancak gelin görün ki 5-6 sene kadar bile tam performansıyla izleyemedik. Disiplinsizliği yüzünden yeteneğine ihanet edip futbola erken veda etti ve birkaç yıl önce hapse bile düştü. Muhakkak ki onun da Caravaggio gibi büyük nüfuzlu hamileri vardı ancak bu da bir yere kadar…
Sevda Kuşun Kanadında
Bu iki örnek aslında çok üzücü hikayeler bütününden ibaret ve adım gibi eminim sizlere de yabancı değil. İş yerinizde ya da okul hayatınızda kesinlikle böyle kişilerle karşılaşmışsınızdır. Öyle bir iş yaparlar ki ağzınız açık bakarsınız ama teslim süresi geçeli birkaç gün olmuştur. Ne üzücü bir şey ama…
Bu gibi özel yeteneklere sahip ama disiplinsiz insanlar genelde durumun farkındadır ve diğerlerinin hayranlık beslediği bu özel durum genelde onlar için önemli bir şey ifade etmez. Hatta bu umursamazlıkları kimi zaman cool bir havaya döndürebilir ve karşısındakini etkilemekten tarifi olmayan bir zevk duyaren azından sıkılana kadar.
Bir yönetici için çok zor bir durumdur bu. Bir satış müdürü olduğunuzu düşünün, altınızdaki kişi inanılmaz satışlar yapıyor ama ne CRM tutuyor ne de süreci takip ediyor. Kâbus gibi bir şey…
Atsan atılmaz, satsan satılmaz… Ceza versen umursamaz… Hatta onu terbiye etmek için klasik yollara başvurmaya kalkarsanız işte o vakit yandığınızın resmidir. İş inada biner ve bu kişiler iyice umursamaz olurlar. Yalnızca cezada mı böyle umursamaz olurlar? Hayır, gereksiz övgülere boğulunca da umursamaz olurlar. Sevda kuşun kanadında, ürkütürsen tutamazsın!
Bu kişilerin dikkati çok çabuk dağılır. Çünkü dikkatini toplaması gerektiği zamanlarda da disiplinsizlik damarları tutar. Kıvrak zekasını konuşturması gerektiği çok kritik bir toplantıda, toplantı boyunca kafasından “bu gala daşlı gala” türküsünü söylüyor bile olabilir.
Nasıl Yönetilmeli?
Bu kişileri oyun dışına çıkarmak elbette en basit seçim. Kim bilir, belki bir ferahlık da sağlayacaktır. Kimse bulunmaz Hint kumaşı değil elbette herkesin yeri doldurulabilir. Fakat bu kişilerde şeytan tüyü de vardır ve aslında en zoru, basit olanı yapmak yani esaslı bir hoşça kal demektir. O yüzden bu esaslı hoşça kal’ı en son koz olarak kullanmak gerekir.
Asla klasik yöntemlerle disiplin vermeye çalışmayın. Esneklik ve özgürlük tanıyın. Onlarla muhakkak arkadaş olun ve motivasyonunun hangi koşullarda arttığını gözlemleyin. Genelde motivasyon kaynakları değişkenlik gösterebilir, bunlara bir nebze ayak uydurmaya çalışın ve onları kendi silahları ile vurun.
Yapılan iş kreatifse, işiniz daha kolay. Ancak çok kreatif sayılmayan bir işse, işi kreatif hale getirmeye çalışın. İşi küçük parçalara bölüp vermek, hem işin kreatif olabilme ihtimalini artıracak hem de daha net takip edilmesini sağlayacaktır. Disiplin konusunda nasıl klasik yöntemlere girmeyeceksek, işte de klasik olgulardan uzak durmaya çalışmalıyız. Gerekiyorsa ekibin yaptığı işlerden daha zor işleri ona vermeli ve bunu kendisine belirtmeliyiz.
Ödüllendirme gibi sonuç odaklı klişe çıktı alma sistemlerini bırakmak gerekir. Bu kişiyi böyle şeylerle tavlayamazsınız. Güçlü yönlerini ortaya çıkaran, süreç odaklı bir iş yöntemi tanımlamanız esneklik ve özgürlük alanı için en doğru yol olacaktır.
Çok da büyük olmayan ama ilgi alanına girebileceğini düşündüğünüz yönetsel konularda kendisinden fikir almaya özen gösterin. Bu “fikir verme” babacanlık damarlarını uyaracak ve size olan bağı biraz daha artacaktır. Bu bağ arttıkça sizden gelen işleri, bir dosta yardım etmek gibi görecek ve haliyle daha özenli, dikkatli, titiz davranacaktır.
Caravaggio döneminde yaşamadım ama Ronaldinho’nun umutsuz vaka olduğunu tahmin edebiliyordum. Kim bilir, belki de Ronaldinho’nun attığı çalımların ve gollerin tadının damağımda kalacağını bildiğimden benim için bu kadar eşsiz oldu. Bana göre bir daha yeri dolmadı ancak zamanında oynadığı takımlar ondan sonra da birçok defa şampiyonluklar yaşadı.