Motivasyon

Çalışanınızın motivasyonunu artırmak ya da düşürmemek için öncelikle çalışanı tanımak olmazsa olmaz. Çünkü siz elma seviyorken, bir başkası da armut sevebilir...

Haber Merkezi |

Her köklü topluluğun kendine ait mitleri vardır. Bu mitler kimi zaman Anadolu avcılarının 6 metre uzunluğundaki bir aslanı avlamaları gibi baştan aşağı düzmece olabilir. Çünkü 6 metre uzunluğunda aslan yoktur ve eğer hayvanat bahçesinde değilseniz Anadolu’da aslana rastlamanız çok düşük bir olasılıktır. İnsanlar efsanelere inanmayı ve olay ya da kişileri efsaneleştirmeyi severler. Herkesin efsanesi kendine gerçek, diğerleri asparagastır. Ancak ister gerçek olsun, ister şişirme olsun efsaneler her anlatımda sayısız motivasyonlar doğuran bir “anne motivasyondur”. Gerçek bir efsane, motivasyonun büyüklüğü ile aynı orantıdadır.

İş hayatımızda da başarılı, vasat ya da başarısız olmamızın altında yatan temel neden motivasyondur. Motivasyon birçok farklı şekilde, farklı etkiler gösterebilir. Örneğin baskı altında olmak kimi çalışana harika bir motivasyon kaynağı oluşturup, performansını maksimuma taşıyabilirken; aynı düzeyde baskı, bir başka çalışanı küstürüp daha başarısız hale getirebilir. Bir başka örnekle daha açıklamak gerekirse; sabah işe gitmek için erken kalktığında homurdanan birisi işini sevmiyor olabilir, ancak işini seviyor ama sabah erken kalkmayı sevmiyor da olabilir. Aynı şekilde şirketin “motivasyon aktivitesi” olarak düzenlediği bir pazar kahvaltısı da her çalışanın motivasyonunu yükselteceği anlamını taşımaz.

Peki, motivasyon doğru şekilde nasıl artırılır?

Çalışanınızın motivasyonunu artırmak ya da düşürmemek için öncelikle çalışanı tanımak olmazsa olmaz. Çünkü yukarıda da anlatmaya çalıştığımız gibi siz elma seviyorken, bir başkası da armut sevebilir. Her biri başka bir enerjiden oluşan bir çalışan grubunu ekip haline getirip ortaya muazzam bir sinerji çıkarmak bu iş için anahtarı. Ancak elbette zorluklar burada başlıyor.

Takım çalışması

Dünyanın en büyük futbol kulüplerinden biri olarak kabul gören İngiliz devi Liverpool’un oldukça başarılı bir kariyere ve idealist bir kişiliğe sahip teknik direktörü Jürgen Klopp; henüz teknik direktörlük kariyerinin ilk dönemlerinde Alman Mainz kulübünün başındadır. Takımda arkadaşlık bağlarının güçlü olmadığını ve kötü gidişatın buna bağlı olduğunu görür. Bunun üzerine tüm takımı İsveç’te ıssız bir göl kenarına kampa götürür. Elektrik, tuvalet, cep telefonu ve hatta doğru düzgün yiyecekleri bile yoktur. 5 günün sonunda aralarındaki bağ çok güçlenmiş ve gerçek bir “takım” olmuşlardır. Haliyle bu mükemmel sinerji futbol sahasına da sirayet etmiştir. Elbette ki Klopp örneği oldukça uç bir örnek. Ancak gerçek bir takım olabilmenin yolu güçlü bir enerji bağından geçer.

Gerçekçi hedefler

Yöneticinin çalışana ya da çalışanın kendisine realist bir tavırla tayin ettiği hedef, harika bir motivasyon unsuru olacaktır. Kariyerine önem veren bir çalışan için terfi, paranın çok önemli olduğunu düşünen çalışan için zam, şirketine kalpten bağlı bir çalışan için daha çok sorumluluk gibi hedefler motivasyon için çok önemlidir. Özellikle agresif yapıya sahip satış departmanlarında sıklıkla görülen, kotanın çok üzerinde verilen ya da alınan “hedef” sözleri de motivasyon amaçlı yapılır. Ancak genellikle çalışanın demotive olması ile sonuçlanır.

Para motivasyon kaynağı mıdır?

Aylık, maaş, ücret adına ne derseniz deyin para olmazsa olmaz bir araç. Ancak kötü bir işte, iyi bir paraya çalışmak ister miydik? Adrian Gostick ve Chester Elton motivasyon üzerine 10 yıl süren ve 850 binden fazla kişinin katılımıyla bir araştırma yaptı. Söz konusu bu araştırmada paranın motivasyona olan etkisi üzerine çok çarpıcı bulgular açığa çıktı. Yapılan araştırmada 23 motivasyon kaynağı belirlenmiş ve katılımcılara bunların içinden, sabahları işe gitmek için şevkle kalkma nedenleri sorulmuş. 850 bin katılımcının yalnızca yüzde 8,9’u 23 şık içerisinden parayı işaretlemiş. Yüzde 57,5’i ise paranın motive edici bir unsur olmadığını belirtmiş. Buradan yola çıkarak, paranın önemsiz olduğunu vurgulamak elbette doğru bir davranış olmayacaktır. Ancak gerçekten iyi bir kariyer hedefi olan çalışanlar için aşağıdaki kriterler paradan çok daha motive edici.

- Şirketlerinde kendilerine geliştirecek eğitimler alıyor olmaları.

- Yaptıkları işin ve dahi sorumluluğun, şirket için önem taşıdığını biliyor olmaları.

- Bağlı oldukları şirketlerin sosyal sorumluluk projelerinde var olarak karizmatik bir kurum imajı çiziyor olması.

- Kriz çözebiliyor ve anlaşmazlıkları bertaraf edebiliyor olmaları.

- Hedef ve başarı dengesini karşılayabiliyor olmaları.

Uzaktan çalışmada motivasyon nasıl sağlanır?

Öncelikle çalışanların da kendilerini tanımları gerekiyor. Mesela bir çalışan elindeki işi bitirince mutlu oluyorsa, aynı doğrultuda motivasyonu da artıyor demektir. Burada da çalışanın elinde bulunan işleri birkaç eş parçaya bölmesi ve böldüğü işleri adım adım tamamlayarak ilerlemesi motivasyonunu artıracaktır.

Özellikle uzaktan çalışıp, ekip ruhunu yaşayamayanlar için motivasyon sağlayabilmek daha zor olabilir. Ancak burada da yapılması gereken belli başlı şeyler bulunuyor. Örneğin her ne kadar evde olsanız da, iş zamanı ve özel zamanı iyi ayırmak gerekiyor. Bunun için önerebileceğimiz birtakım konu başlıkları var.

- Kendinize özel bir iş ortamı yaratın

- Çalışma saatlerinizi belirleyin

- Ara zamanlarınızı belirleyin

- Sosyal medyayı kapatın

- Ev halkıyla sınırlarınızı çizin

Çalışan deneyiminin motivasyon payı

Günümüz İnsan Kaynaklarının en önemli başlıklarından birini oluşturan “çalışan deneyimi” motivasyon için de elzem. Çalışanlarının kişisel sorunlarını dinleyebilen, onları maddiyatın yanı sıra manevi anlamda da destekleyebilen bir yönetici ile çalışmak, hem çalışan için hem de kurum için çok büyük bir nimet. Son dönemde kurumlar bu alanda faaliyet gösteriyor. Kendi çalışanına gönül yatırımı yapıyor. Hal böyle olunca çalışanlar iş yerlerine, ekonomik zorunluluklar yüzünden değil, bir gönül bağı ile bağlanıyor ve içselleştirmiş oluyor.

Motivasyon, motivasyonu doğurur

Anne motivasyonun en büyük örneklerinden birisi olarak, 1988 Seul Olimpiyatları’nda kendi ağırlığının 3 katından 10 kilo fazlasını kaldıran ve halterde dünya rekoru kıran milli sporcumuz Naim Süleymanoğlu’nu göstermek hiç de yanlış olmayacaktır. Süleymanoğlu’nun dünya rekoru kırarak olimpiyatlardan altın madalya ile dönmesi, birçok genci halter sporuna yöneltmişti. Tıpkı geçtiğimiz yaz bir başka milli sporcumuz Mete Gazoz’un olimpiyatlardan altın madalya ile dönmesiyle okçuluk sporuna duyulan sempatinin artması gibi.

Şirketlerin 'eşitçilik' performansı yüzde 9 arttı Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi AFAD'dan yurt geneli için kritik açıklama Eğitime kar engeli: Birçok ilde okullar tatil edildi! TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu istifa mı etti? Resmi açıklama geldi Bitcoin 100 bin dolar rekorunu ne zaman kırar?