Maaş her şey mi?
Afrika’nın uçsuz bucaksız savanalarında, susuzluğunu gidermek için nehrin kıyısına inmiş bir ceylanın nabzını yükselten aslanlara yem olma korkusu ya da enflasyon yüzünden anbean değer kaybeden para birimiyle maaş alan bir çalışanın ekonomik kaygıları…
Haber Merkezi |Datassist Bordro Servisi tarafından hazırlanmıştır.
Tüm canlıların hayatta var olabilmeleri için belli başlı kriterleri karşılaması gerekiyor. İnsanlık olarak her ne kadar teknoloji, medeniyet gibi kendi ürettiğimiz meta ya da törelerle övünüyor olsak da hayatta kalabilme içgüdülerimiz doğadaki ürkek bir ceylan ya da aç bir aslanınkinden pek de farklı değil.
Vahşi hayatta da, vahşi ekonomide de hayatta kalabilmek için keskin duyulara sahip olmak gerekiyor. İyi koku almak, doğru hamleleri doğru zamanlamalarla yapmak gerekiyor. Aksi takdirde ekosistem sizi oyun dışı bırakıyor. Aslanla ceylanın hikayesinde, insanların büyük bir bölümü pozitif ayrımcılık yapıp ceylanı savunuyor ve sözde vicdanlarını rahatlatıyorlar. Ancak ekosistemin devamı için aslanın da karnını bir şekilde doyurması gerekmiyor mu? Üstelik avını sabırla takip ediyor, kokusunun ceylana gitmemesi için rüzgarın yönünü hesaplıyor, ceylanın en savunmasız anında da tüm eforunu harcayarak avına hamlesini yapıyor… Yani ortada büyük bir emek var.
Peki, aynı durum iş hayatında da aynı şekilde işlemiyor mu? İş hayatındaki fırsatlar da öyle kolay kolay “pat” diye önünüze düşmez tabii ki. Tıpkı avdaki bir aslan gibi ortaya dolu dolu bir emek koymak gerekir ki, kendi fırsatlarımızı yaratabilelim.
PARA İÇİN İŞ DEĞİŞTİRMEK DOĞRU MU?
Arapça kökenli bir kelime olan ücret, “iş gücünün karşılığı olan para veya mal” olarak dilimizde kendisine yer buluyor. Normal şartlar altında, herkes “ücret” için çalışıyor. Çünkü yaşamak için sosyal bir ekosistemin içerisinde olmak gerekiyor. Peki, para için iş değiştirmek doğru bir şey mi?
Eğer bu soruya, soruyla karşılık vermiyorsanız çok yüksek bir ihtimalle verdiğiniz her cevap doğru ve verdiğiniz her cevap yanlış olacaktır. İlk ve ortaokul Türkçe dersi müfredatında kendisine yer bulmuş bir konu ile bu soru incelenebilir: Cümlenin ögeleri…
Hangi para, hangi iş, hangi değişiklik, hangi doğru… İşte bütün mesele birbirinden bağımsız bu konuları bir bileşen haline getirip, aksiyon alabilmekte!
Hangi para?
Maalesef ülkemizdeki enfl asyona bağlı olarak azalan alım gücü birçok kişiyi fahri ekonomist ilan etti. Artık ekonomi ile çok daha yakından ilgilenir olduk. Hasbelkader elimize üç beş kuruş fazladan bir para geçse, konunun “bilenlerinden” yatırım tavsiyeleri alır olduk. Hatta öyle bir hale geldi ki, bu fahri ekonomistler bile kendi içlerinde fraksiyonlara ayrıldı. “Altından şaşma” diyen gelenekselciler mi ararsınız, yoksa “falanca kripto para çok yükselecek” diyen yenilikçiler mi? Evet, devir fahri ekonomistlerin devri… Ekonomistlerin işleri piyasayı koklayıp, parayı en iyi şekilde işlemek olabilir ancak dünyanın en zenginleri listelerinde bir ekonomist ya da finansçı görmeniz de çok zor. Bu da işin tuhaf tarafı…
İşte böylesine kaygan bir zemine sahip olan piyasada para konusu oldukça düşündürüyor ve netlikten uzak kalıyor.
Hangi iş?
İnsan sevdiği yerde, sevdiği şeyleri yapıyorsa çok büyük olasılıkla mutludur. İş hayatında da bu durumun aksi beklenmemeli. Eğer işiniz, sizi paradan ziyade bir “iş” olarak tatmin ediyor ve bir de geliştiriyorsa gayet güzel bir işte çalışıyorsunuz demektir. Elbette bir yerlerde daha tatmin edici ve daha geliştirici işler de var. Zaman zaman fırsatları değerlendirmek iyi olabilir. Mutlu bir çalışan için iş yerindeki sıkıntılar da çok fazla göze batmaz. Bu durumu özetleyen bir atasözümü de var: Güzelin kahrı çekilir.
Hangi değişiklik?
Bir değişiklik arifesinde iyi hesap yapmak çok büyük önem taşır. İyi hesaplanmış bir değişim, genel olarak güzel şeylere gebedir. İş değiştirme karar almak ve aksiyona geçmek için ince eleyip, sık dokumak gerekir.
Hangi gelecek?
Şu anda yaptığımız iş bizi geleceğe taşıyor mu? Kendimizi yenileme şansı var mı? Şirketiniz sizin kariyerinizi önemsiyor mu? Şirketiniz size değer veriyor mu?
Hangi doğru?
Aynı konunun birden fazla doğrusu ya da yanlışı olabilir. Ancak kimi konularda birtakım genel kanılar bulunur. Örneğin az para kazandıran ve de çok stresli olan bir iş genel kanıca; kötü bir iş olarak lanse edilir. Ancak konfor alanınızın dışında kalan bir işte çalışıyor olmak sizi güçlendiriyor ve yenilmez hale getiriyor olabilir ya da kendinizin bile bilmediği bir nedenden dolayı da seviyor olabilirsiniz. İşte sizin doğrunuz tam olarak da böyle olmalı: Hiçbir baskı altında olmaksızın…
VEDA E-POSTASI NE ZAMAN ATILMALI?
Şayet bir karar alınacaksa, evvela yukarıda saydığımız konuları bir potada eritmek gerek. Bunların yanı sıra bazı soruların da sorulması gerekiyor:
Ben ne yapıyorum?
Nasıl değer yaratıyorum?
Çalıştığım şirkete ne fayda sağlıyorum?
Yaptığım iş kolaylıkla başkası tarafından yapılabilir mi?
Eğer bu soruların cevapları sizi tatmin edecek türde değilse, az bir ücret, tatminsiz bir iş, şirket içi kötü ilişkiler ve bunlardan çok daha önemlisi herhangi bir konuda gelişmediğinizi düşünüyorsanız; kuvvetle muhtemel, artık mağrur bir edayla mesai arkadaşlarınıza teşekkürlü ya da sitem yüklü bir veda e-postası atmanızın vakti geliyor demektir.