Gururumuz GittiGidiyor’un hibrit çalışma planları
DÜNYA’nın İK’sı programımızda bu haftaki konuğum Türkiye’nin en başarılı online şirketlerinden biri olan GittiGidiyor’un, CPCO’su (Chief People & Culture Officer) Murat Yüksel oldu. Yüksel ile GittiGidiyor’un hibrit çalışma düzeninden bahsettik.
Haber Merkezi |GittiGidiyor yarattığı platform ile yalnızca kendisi için değil, her ölçekten birçok işletmeye de büyük bir gelir kaynağı oluşturuyor. KOBİ’lere eBay çatısı altında global bir ağ sağlayarak, ürünlerini 190 ülkedeki milyonlarca eBay kullanıcısına ulaştırabilme imkanı sunuyor. 2021 yılı itibarıyla e-ihracat yapan yaklaşık 2 bin satıcısının satış öncesi ve sonrası tüm süreçlerini de takip ediyor. Böylesine gurur duyulması gereken işler yapan bir şirkette çalışmak nasıl bir duygu?
Öncelikle davetiniz için çok teşekkür ederim. Yakın zamanda iki çalışma arkadaşımız yurt dışına gitti. Giderken ikisi de şirketimize veda e-maili gönderdiler. Paylaştıkları e-maillerde ikisinin de şirket kültürüne ilişkin ortak bir mesajı vardı. Her ikisi de burada yalnızca işlerini yapmadıklarından, aynı zamanda çok güzel bir kültürün de parçası olduklarından ve gittikleri yerlere de bu kültürü taşıyacaklarından bahsettiler. Bizlere de, bu kültüre sahip çıkmaktan vazgeçmememizi tembihlediler. Bu durum çok hoşuma gitti. Genelde çok uluslu şirketlerde, üst tarafta bir kültür oluşturulur. Diğer ülkelere de bu kültür yukarıdan indirilip, empoze ettirilmeye çalışılır ve genelde başarılı olunamaz. Biz böyle yapmadık… Tabii ki biz de eBay şemsiyesi altında bir şirketiz. Ancak burada kendi DNA’mızı da katarak, bir kültür oluşturduk.
GittiGidiyor zaten bir Türk şirketi olarak hayatına başladı. Sonrasında, eBay bünyesine girdi. İçinde çok güzel bir Türk kültürü bulunduran, uluslararası bir şirket oldu demek doğru olur mu?
Ben daha önce Dublin’de, eBay’de çalışıyordum. Sonrasında GittiGidiyor’un hisseleri eBay tarafından satın alınınca oryantasyon süreçlerinde bulundum. İşte burada büyük bir şey öğrendim… Ben GittiGidiyor ile her temasımda, adeta “kazanla” eBay kültürü dökmeye çalıştım. Ancak her seferinde bir dirençle karşılaştım. Çok şaşırmıştım. Göremediğim şey şu oldu: GittiGidiyor eBay ile her ne kadar aynı dili konuşabiliyor olsa da, kendine özgü bir kültürü vardı. Kurum kültürümüzü, zaten var olan GittiGidiyor kültürüne eBay kültürünü ile harmanlayarak, kendimize has kurum DNA’mızı oluşturduk… Ve bunu da eBay’e ihraç ediyoruz.
Harika! 3 aydır Florida’dayım. Florida Amerika’nın en gelişmiş bölgelerinden biri. Buradan Türkiye’deki internet şirketlerine bakmak çok tuhaf oldu benim için. Türk internet şirketlerinin interneti, hizmete döndürme konusunda ne kadar hızlı ve başarılı olduklarını gördüm…
ÇALIŞAN DEĞİL, İNSAN DENEYİMİ
Hibrit çalışmaya geçmeden önce, yıllardır Great Place to Work Enstitüsü tarafından belirlenen en iyi işverenler listesinde yer alıyorsunuz. Son olarak Avrupa’nın en iyi işveren şirketleri arasında ilk 5’e girdiniz. Bu da bizim için ayrıca bir gurur kaynağı. GittiGidiyor aynı zamanda Türkiye’deki gençler tarafından, en çok çalışılmak istenen internet şirketlerinden biri seçildi. Bu güzel şeyler için neler söylemek istersiniz?
Teşekkürler. Son 7 yıldır GPTW - Türkiye’nin En İyi İşverenleri listesinde yer alıyoruz. Son 6 yılda da 5 kez GPTW tarafından “Diversity Özel Ödülü”ne layık görüldük. Ayrıca bu sene Özel Ödüller kapsamında “IT’nin En İyi İşvereni” olurken, “Yaşam Boyu Öğrenme Ödülü”nü aldık. Geçtiğimiz günlerde de “Avrupa’nın En İyi İşverenleri” listesinde 5. Sırada yer aldık. Youth Awards 2021’de de “Gençler Tarafından En Çok Çalışılmak İstenen İnternet Şirketi” kategorisinde üçüncü sırada yer aldık. Tüm bu güzel şeyler için, biraz önce bahsetmiş olduğum yapının sonuçları diyebiliriz. Bu kültürü çalışanlarla beraber oluşturduk. Burada gurur duyulacak, başarı olarak addedilecek şey; uzaktan çalışma, hibrit çalışma gibi yeni modelleri biraz erken fark ettik ve hemen aksiyon aldık. Çok uzun süredir “çalışan deneyimi” felsefesini uyguluyoruz. Bu yıl itibarıyla çalışan deneyimini “insan deneyimi” olarak güncelledik. Bu bağlamda departmanımızın ismini de İnsan ve Kültür olarak yeniledik.
BÖYLE BİR DEPARTMAN İSMİ TÜRKİYE İÇİN DE OLDUKÇA YENİ…
Evet, çok fazla yok. Öncü olmak çok önemli, ancak büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Hiçbir prosedür, hiçbir süreç çalışma arkadaşlarımızla görüşülmeden uygulanmaya başlamıyor.
Bildiğim kadarıyla GittiGidiyor pandemi döneminde; herkesin istediği yerden çalışabileceğini, isteyenlerin kalıcı olarak taşınabileceğini söyleyen ilk firma oldu. Şimdi de şirketlerde, yavaş yavaş ofislere dönüş başlıyor. Ancak tabii ki eskisi gibi değil, hibrit bir düzen çok sık telaffuz ediliyor. Birçok şirket model araştırması yapıyor. Hibrit çalışma düzeninde siz nasıl hamleler yapacaksınız?
Belki de son mesajı, en başta vererek şöyle söylemek isterim; pandemi ile beraber, hibrit modelin hayatımıza girmesi iş ve özel hayat ayrımımızı ortadan kaldırdı. Eskiden çok keskin hatlarla birbirinden ayrılan iş ile özel hayat kavramları, pandemi ve yeni jenerasyonun iş hayatına girmesiyle korkunç bir şekilde iç içe geçti. Artık sadece fiziksel olarak iş yerinde olmak ya da olmamak değil, zihinsel olarak olmak ya da olmamak mesele haline geldi. Gençler kendilerini, kendileri gibi ifade edebileceği işlerde çalışmayı istiyorlar. Şirket kültürü olarak katı yapıya sahip büyük şirketler bile bu durumun farkındalar. Bununla ilgili çeşitli esneklikler göstermeye çalışıyorlar. Ancak bizimki kadar esnek bir yapıya sahip olmaları kolay değil. Artık hayatımızda hibrit çalışma düzeni olacağını biliyoruz. Çeşitli fokus gruplar ve anketlerle çalışma arkadaşlarımızı dinliyoruz. Tüm çalışma arkadaşlarımızla birlikte farklı ihtiyaçlara, taleplere hitap edebilecek alternatifler üreterek bir sistem dizayn etmek için çalışıyoruz. Herkesin kendi kararını verebileceği ve kendini iyi hissedebileceği bir model oluşturmayı amaçlıyoruz.
UZAKTAN ÇALIŞMA TÜZÜĞÜ
Personelin evden çalışıp çalışmadığını kontrol edebilmek, her yönetici için çok önemli bir soru işareti oldu. Sizin bu konuda uygulamalarınız var mı?
Sabah 8’de, “Açın bakalım kameraları” diyerek herkesi içtima alanına toplayan şirketler oldu. Kameraları açık olunca, personelin çalıştığını düşünen zihniyetin de değişmek zorunda kaldığını gördük. İlk dönemlerde yine bazı şirketler laptop sıkıntısı çektiler. Ancak evden çalışma, bizim alışık olduğumuz bir süreç olduğu için hiç zorlanmadık. Mesela kışın, kar yağdığında ofisi kapatıp herkesi evden çalıştırıyorduk. Bu süreçte ciddi ölçekte verimin arttığını gözlemledik. Bir zoom yorgunluğu da oldu tabii maalesef. Özellikle zoom yorgunluğunun önüne geçebilmek için, uzaktan çalışma tüzüğü yayımladık. Daha düzenli bir toplantı takvimi ile çalışanlarımızı yönlendirdik.
Yasal bir uzaktan çalışma tüzüğü da yayımlandı aslında. Sizin tüzüğünüzle farkları neler?
Elbette ki, bizim tüzüğümüzün yasal bir yaptırımı yok. Yöneticiler dahil tüm çalışanlar olarak, iş ve özel hayat dengemizi sağlıklı yürütebilmek için söz verdik. Tüzükte, zoom yorgunluğunu nasıl azaltırız, birbirimizi nasıl destekleriz, nasıl verimi artırırız sorularına cevap olacak nitelikte düzenlemeler bulunuyor. Öğle aralarına dikkat etmek, hareketsiz kalmamak için spor yapmak, toplantı takvimlerine saygı duymak gibi maddeleri içeriyor.
Charlie Brown felsefesi
Departmanımız bir serüvenden ibaret aslında. Bu serüvende sürekli “öğrenme” var. Hata demiyoruz, öğrenme diyoruz. İşler ters gittiğinde, sürekli olarak cebimizde B, C planları olması gerekiyor. Vakit kaybetmememiz, hemen yeni yollar bulmamız gerekiyor. Benim çocukluk kahramanım Charlie Brown’dur. Çizgi filmlerde düştüğü zaman, hemen üzerini silker ve yoluna devam ederdi. Biz de departman olarak onun felsefesinden ilerliyoruz. Bunu da bütün çalışma arkadaşlarıma aktarmaya çalışıyorum.