En iyi erik olmak

Yaşam bir savaş: Sizin mücadeleniz nedir? En iyi erik olmak mı? Yoksa öylesine bir muz mu?

Haber Merkezi |

Leo Buscaglia’nın henüz gençlik yıllarımda okuduğum ve hiç aklımdan çıkmayan bir sözü vardır: “Kişi dünyanın en iyi eriği iken birisinin erikleri sevmediğini anlarsa, o kişinin muz olma seçeneği bulunmaktadır. Ancak, muz olmayı seçerse ikinci dereceden muz olacaktır. Oysa o her zaman en iyi eriktir.” Bir çoğumuz bu hataya düşmez miyiz?

En iyi erikken muz olmaya zorlanmak… işte meslek seçimlerine gelince, başımıza gelen tam da bu.

Henüz çocukluk yıllarında büyüyünce ne olacaksın sorusuyla başlar bu koşullanma. En sevdiğimiz halamız, ‘ doktor olur yavrum inşallah pek de akıllı’ der. Anne-babamız matematikteki başarımızı anlatır anlatır bitiremez arkadaşlarına. ‘ Mühendis olacak bell’i derler aralarında. Bazen belli konulara yetenekli olduğumuzu biz de hissederiz ancak sevdiğimiz alan başkadır. Sevsek de ailemiz onaylamaz diye henüz denemeden vazgeçeriz tiyatro kolunu seçmekten veya arkadaşlarımızın peşinden gideriz basketbola pek de hevesli olmadan. Oysa aklımız fikrimiz konservatuvara girmektedir. Yani, en iyi erik olmak için uzun ve çetin bir savaş vermemiz gerekir. Ya da çevremizin isteklerine boyun eğerek muz olmak için uğraşmak. Sevgili Buscaglia’nın yazdığı gibi, ancak iki yol da birbirinden zordur, uğraş gerektirir. En büyük fark, insanın kendi doğasına uygun ve yapmayı sevdiği işi yapmasının, başkalarının kendine yakıştırdığı mesleği öğrenmekten daha kolay gelmesidir.

Meslek seçimi isteklerimiz ve yeteneklerimizden çok, ailelerimizin bizim için nasıl bir gelecek hayal ettiği ve arkadaşlarımız arasında hangi mesleğin popüler olduğu gibi çevre odaklı yönlendirmelerin öncülüğünde yapılır. Bir de üzerine, üniversite sınavında bahtımıza hangi puanda ne çıkarsa durumu devreye girince, hür irademiz dışında meslek seçimi yapmış oluruz. Tabii doktorluk, avukatlık gibi spesifik alanlar dışında fakülte mesleğinizi belirlemez. Üniversite yıllarında alınan dersler, karşılaşılan hocalar, mentörler, arkadaşlar kişinin kendini ve ilgi alanlarını keşfetmesinde, yapabilirliklerini daha da üst seviyelere taşımaya imkan sağlayacaktır. Mezun olana kadar, kariyerin ilk yıllarında ve ilerleyen dönemde birçok yol ayrımı olacaktır: en iyi erik olmak veya muz olmaya çalışmak ikilemiyle karşılaşacağımız.

En başarılı girişimciler en iyi erik olmaya direnenler

Steve Jobs (Apple), Jeff Bezos (Amazon), ve Mayasoshi Son (SoftBank) en iyi erik olmayı hiç akıllarından çıkarmamış ve önlerindeki engelleri aşmış, zaman zaman yaşadıkları başarısızlıklardan yılmamış bilakis kamçılanıp kendilerini ileri taşımış insanlar.

Jobs, 2005 yılında Stanford Üniversitesi mezunlarına yaptığı mezuniyet konuşmasında, Apple’dan atıldığı günü anlatır. Hayatının en küçük düşürücü olayıdır; kendi kurduğu şirketten kendi işe aldığı CEO ve yönetim kurulu tarafından uzaklaştırılmıştır. İlk bakışta Jobs’ın kariyer yaşamının en dibi görülen bu olay, Jobs’ı yeniden başlamaya ve daha da güçlü geri dönmeye iter. Jobs kovulmasını başına gelen en iyi şey olarak niteler, bu sayede, kendini dinleyecek, hayatının aşkıyla tanışacak, Pixar’ı kuracak ve Apple’a dönüp şirketi dünyanın en değerli kurumu haline getirecektir.

1986’da Princeton’dan yüksek elektronik ve bilgisayar mühendisliğinden mezun olduğunda Bezos önce bir Telekom startup’ında daha sonra da bankacılık ve finansal sektörde çalışır ve henüz 30 yaşındayken başkan yardımcılığı seviyesine kadar yükselir. 1993’te çok iyi kazandığı kurumsal işinden ayrılır ve Jobs gibi garajında o zaman sadece online kitap satan Amazon’u kurar. Amazon ile Bezos’un büyük emelleri vardır, Güney Amerika’da bulunan en büyük nehrin adını koyar ki, kendi startup’ı birgün dünyanın en büyük online kitapçısı haline gelsin. Kurulduktan 3 yıl sonra, borsaya açılır ve öngördüğü gibi, internetin büyümesini de arkasına alarak, Barnes & Noble ve Borders gibi diğer büyük kitapçıları kısa sürede arkada bırakır. Amazon’un şirket kültürü, Bezos’un aynası gibidir, mükemmelliyetçiliğe inanır, hata kabul etmez, Amazonlu’nun mottosu ‘ her gün ilk gündür.’ Her güne ilk günmüş heyecanıyla başlamak, her probleme hızla çözme amacıyla yaklaşmak, çok çalışarak durmadan dönen çarkın ivmelenmesini sağlamak her çalışanın görevidir. Kısacası, bu kültürde sadece en iyi eriklere yer vardır…

Teknoloji dünyasının en büyük yatırımcılarından SoftBank’in hikayesi daha az bilinir. Bugün Japonya’nın en zengin adamı olan Masayoshi Son, teknoloji sektöründe geleceği görmüş rekabetçi ve risk almaktan korkmayan bir girişimcidir. Küçük yaştayken Kore kökenli anne-babasıyla beraber Japonya’ya göç etmiş ve delikanlılığında başarılı bir iş adamı olmaya ant içmiştir. Kendine rol modeli olarak, McDonalds’ı Japonya’ya getiren ve başarıyla 3800 şube açan iş adamı Den Fujita’yı seçmiş, ve bir toplantı ayarlamak için aylarca peşinden koştuktan sonra, Fujita’yla görüşmeyi gerçekleştirmiştir. Fujita’nın tavsiyesi üzerine Amerika'ya gitmiş, Berkeley’de ekonomi okumuş ve Silikon Vadisi’nin işleyişini gözlemleyip teknoloji sektörüne büyük bir ilgi ve hayranlık duymuştur. Amerika’dan Japonya’ya döner dönmez de, SoftBank’ın temellerini atmıştır.

Hep başarılı startupların şaşalı girişimci hikayelerinden bahsedilir. Bu hikayeler birçokları için özendiricidir ancak yaşanan zorlukları, gündelik hayattaki kısıtlamaları ve vazgeçilenleri, verilen ödünleri yansıtmaz. Hep başarı hikayelerine ve sonuca odaklanılır.

Bu en iyi eriklerin başarısını sağlayan yılmadan, bıkmadan, direnerek, inatla günbegün en iyi erik olarak gösterdikleri performanstır.

Caz efsanesi Miles Davis’in zamanında söylediği gibi, yanlış bir notaya bastığında, bir sonraki nota müziğini iyi veya kötü yapar. En iyi erik ikinci notasını dikkatli basar.

Şirketlerin 'eşitçilik' performansı yüzde 9 arttı Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi AFAD'dan yurt geneli için kritik açıklama Eğitime kar engeli: Birçok ilde okullar tatil edildi! TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu istifa mı etti? Resmi açıklama geldi Bitcoin 100 bin dolar rekorunu ne zaman kırar?