Çoğu İnovatif fikir doğmadan ölür
Yarının trendini bugünden tayin etmek nasıl mümkün? Hangi ürün tutacak? Hangi ürün başarısız inovasyonlar arasında yerini alacak?
Haber Merkezi |Muhteşem fikirlerin paylaşıldıkları anda takdir gördüğünü düşünme eğilimindeyiz. Oysa yarının başarılı fikirlerini bugün duyduğumuzda başarılarını kestirmekte zorluk çekiyoruz. Çoğumuz yok ya bu fikir tutmaz diyor, yeniliklerden büyük heyecan duyan diğerleri duydukları her ilginç fikre sarılıyor, bazıları da iç ve dış engelleri öne sürerek kararsız kalıyor. Peki ya, patronunuz yeni projeler için fikir üretmenizi istediğinde ve kutunun dışında düşünün dediğinde ne oluyor? Siz ve takımınız geceyi gündüze katıp beyin fırtınalarından en iyi fikirleri süzüp pazar araştırmalarına ve prototiplere sunumlar hazırlıyorsunuz. Gene de olmuyor, ya patronunuz beğenmiyor, ya patronun sağ kolu yok bu fikir tutmaz diyor, ya finans büyük bütçelerin olmadığını hatırlatıyor… olmuyor, olmuyor, olmuyor…
Araştırmalara göre, büyük fikirleri henüz başlangıçlarında tanımakta pek de iyi değiliz. Özellikle de yöneticiler düşünülenin aksine bu alanda pek de iyi değiller. Harvard Business Review’de yayınlanan bir makaleye göre, bir deneyde sosyal psikolog ve San Diego öğretim görevlisi Jennifer Mueller, müşterilerin heyecan duydukları bir fikri yöneticilerin reddettiğini göstermekte.
En yaratıcı fikirler genellikle en imkansız görünenler oluyor, tamamıyla yapılabilir olsalar da. Bu görüş, belki de Kodak yöneticilerinin neden ilk dijital fotoğraf makinesini kendi laboratuvarlarında tasarlayıp, piyasaya vermediğini açıklayabilir. İlk dijital prototipte resimlerin çözünürlüğü kötüymüş ve de hiçbir zaman filmin önüne geçebileceğini düşünmemişler… nasıl büyük bir öngörü hatası! Xerox yöneticileri de Palo Alto Araştırma Merkezi’nin grafik kullanıcı arayüzünü yarattıktan sonra, (PC bilgisayarlar için önemli özelliği), bu özelliğin fotokopi firmasına pek de yarar sağlamayacağını düşünüp, dönemin girişimcilerine sahneyi bırakmışlar!
Kurumsal dünyada benzer hatalara düşen şirketler ya kendilerine çok güvenmişler, sektörlerindeki liderlik konumunu koruyacaklarına inanmışlar, ya değişen trendleri görmede geç kalmışlar ya da önlerine çıkan fırsatları kendi ana faaliyetlerinde olmadığından göz ardı etmeyi tercih etmişlerdir. Değişimin tek gerçek olduğu modern iş dünyasında fırsatı görüp değerlendirmek şirketlerin geleceğini tayin eder. Doğru fırsatı görüp o alanda çalışmalara başlayan şirketler büyür, geleceği inşa etmede rol üstlenir, fırsatları o veya bu nedenle değerlendiremeyenler geride kalmaya hatta öldürücü rekabetle yok olmaya mahkûmdur. En zor olan fırsatı henüz kimse görmemişler görmek ve değerlendirmektir. Ne fırsattır? Ne zaman kaybıdır?
Yarının trendini bugünden tayin etmek nasıl mümkün? Hangi ürün tutacak? Hangi ürün başarısız inovasyonlar arasında yerini alacak?
Beş faktörlü yeni fikir testi
Ohio State Üniversitesi'nden Sosyoloji Profesörü Everett Rodgers, 1962 yılında bugün meşhur olan İnovasyon Yayılması adındaki makalesini yayınlamış ve inovasyon çevrelerinde sıkça konuşulan “early adopters” yani erken benimseyenler terimini ortaya atmış. Rodgers inovasyonun neden yayıldığına dair geniş çaplı bir araştırma projesi gerçekleştirmiş. Amacı, ender ürünlerin ve fikirlerin hangi ortak karakteristikler üzerine farklı kullanıcı profilleri arasında yayıldığını (erken benimseyenlerden yavaş hareket edenlere) anlamaktır. Rogers 500’ün üzerinde inovasyon alanında yapılmış çalışmadan veri toplayarak neden inovatif fikirlerin insanlar ve kurumlar arasında kabul gördüğünü inceler ve incelemesinin sonucunda, bir yeni fikri kabul veya reddetmemizi sağlayan 5 faktör saptar: görece avantaj, uyumluluk, karmaşıklık, denenebilirlik ve gözlemlenebilirlik.
Görece avantaj bir fikir veya ürünün mevcut standarttan daha iyi olma durumudur. Eğer fikriniz var olan ürünlerden çok daha avantajlı özellikler sunuyorsa, deneme şansı daha da yüksek olacaktır.
Uyumluluk prensibi, fikrin statükonun ne kadar mantıklı bir uzantısı olduğunu test eder. Bir fikrin mevcut ürünlere hatırı sayılır bir avantaj getirmesi yeterli değildir, yeni fikrin gelecekte müşterilerin hayatını nasıl değiştireceğini onlara göstermek ve onları ikna etmek gereklidir. Yeni fikir bugün varolan sisteme ne kadar uygun ve uyumluysa, o fikri benimsemek de o denli kolay olacaktır.
Karmaşıklık (veya basitlik) insanların yeni fikri ne kadar kolay anlayacakları ve yeni ürünü kullanacaklarını tayin eder. Eğer bir şakayı anlatmanız gerekirse, o şaka artık komik değildir. Aynı şekilde, eğer ürününüzü anlatmak için zaman ve çaba harcamanız ve komplike bir şekilde anlatmanız gerekiyorsa, insanları müşteri olarak kazanmak da bir hayli zor olacaktır. Bu nedenle çok klişe olsa da, “Uber gibi ancak…” bir iş fikrini anlatmak için hızlı ve etkili bir yoldur, dinleyenin aklında hemen bir kavram oluşur.
Denenebilirlik o yeni fikrin ne kadar kolay hayata getirilebileceğidir. Fikir küçük ölçekte uygulanabilir ve pilot bir alanda müşterilerin denetilebilir mi? Ne büyüklükte bir yatırım gerektirir? Eğer küçük ölçekte denenemezse, büyük ölçekte de başarılı olunamayacağı sonucuna varılabilir.
Gözlemlenebilirlik yeni fikri deneyen insanlarda fark edilen sonuca dikkat çeker. Fikir eğer kolay anlaşılıyorsa, mevcut sisteme uyumluysa, kolay denenebiliyorsa, görece avantajı görmek de kolay olacaktır. Eğer fikrin hızla yaygınlaşmasını istiyorsanız, fikrinizi ilk test edenlerin net sonuçlar almasını ve böylelikle deneyimlerine başkalarıyla paylaşmalarını hedeflemelisiniz.
Tüm bu beş faktör biraraya geldiğinde, yeni fikirlerin daha geniş kitleler tarafından benimsenmesi olasıdır.
Master programında inovasyon hocalarımın dediği gibi, eğer 8 yaşındaki oğluna iş fikrini anlatamıyorsanız, o fikir olmamış demektir. Fikir önce kafanda olgunlaşacak, etraflıca düşünüp birçok soruyu kendi kendinize cevaplayacaksınız, basit bir şekilde, bir çocuğun anlayacağı dile indirgeyeceksiniz. Anlatana kadar çalışacaksınız, fikir üzerine ve de fikri basit anlatma üzerine.
Sonra elinize 5 maddelik bir liste alacaksın.
- Fikir mevcut ürünlerden üstün mü? Evet Hayır
- Mevcut sisteme uygun mu? Evet Hayır
- Basit mi yoksa karmaşık mı? (8 yaşındaki çocuğun anlıyor mu?)
- 10 ila 100 kişiye denetebilir misiniz?
- Tüm 4 madde tamamsa, son olarak; başarılı sonucu kolaylıkla gözlemleyebilir misiniz? Sevgili inovatörlere kolaylıklar ve başarılar dilerim.