Suriye’nin ekonomik kaybı iyi ihtimalle 8,7 trilyon dolar
Dünya Bankası tarafından yapılan çalışmada iç savaş nedeniyle Suriye'nin ekonomik ve altyapı olarak toplam kaybının 2022 sonu itibariyle düşük tahminde 8,7 trilyon dolar, yüksek tahminde 11,4 trilyon dolar olarak hesaplanıyor.
Mehmet Kaya |MEHMET KAYA / ANKARA
Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaş 1963 yılından beri devam eden Baas partisi iktidarını sonlandırdı. Ülke; Türkiye’ye karşı terörist eylemlerde bulunan örgütlerin de arasında bulunduğu farklı grupların çeşitli bölgeleri kontrol ettiği fiili bir bölünmüşlük içinde. Merkezi yönetimin nasıl yapılanacağı ve ülkenin nasıl yönetileceği belirsiz. Üstelik, şimdilik düşük olasılık olarak dillendirilse de süreç yönetilemezse yeni çatışmalar çıkması da ihtimal dahilinde. Dünya Bankası’nın AB ile yaptığı insani duruma yönelik çalışmada, ülkede 350,2 bin kişinin hayatını kaybettiği ve 13,4 milyon kişinin insani yaşam koşullarına sahip olmadığı kaydedildi.
Ülkenin 5,9 milyon nüfusunun yurt dışına çıktığı kaydediliyor. Ülke içinde yerinden edilenler ise 6,7 milyon kişi olarak tahmin ediliyor. Ülkenin ekonomik ve altyapı olarak toplam kaybının 2022 sonu itibariyle düşük tahminde 8,7 trilyon dolar, yüksek tahminde 11,4 trilyon dolar olarak hesaplandı. Bunlar önceden belirlenen tutarlar ile yenileme maliyeti baz alındı.
GSYH’sinin yarısını kaybetti
Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğünün bölünmemesi gerektiği yönündeki iradesini açıkladı. Diğer yandan siyasi ve idari yapılanmayla birlikte, ülkenin çöken sosyal yapısı ve ekonomisi, çok sayıda önemli yerleşim yerinin yok olan altyapısı dahil toparlanmaya çalışılacak. Türkiye’den de bu sürece ekonomik ve siyasi katılım yapılmaya çalışılacak. Türkiye’de geçici koruma altında bulunan 3 milyondan fazla Suriyelinin ne yapacağı, ülkeden gitmeleri halinde bunun etkileri de tartışılıyor. Suriye’nin iç savaşta yaşadığı yıkıma yönelik çeşitli raporlar bulunuyor. Dünya Bankası çatışmaların ilk döneminde yayımladığı raporun ardından, düzenli izleme raporları oluşturdu. Dünya Bankası Bahar Raporuna göre, Suriye’de yaşayanların yüzde 25’i aşırı yoksul olmak üzere, yüzde 69’u yoksulluk sınırının altında. Ülkedeki ticari faaliyetler durma noktasına geldi ve ithalat bağımlılığı sürüyor. Rapora göre ülke 2010-2022 arasında GSYH’sinin yarısını kaybetti ve işgücü de yurt dışına çıktı. Yine rapora göre, ülkedeki gelirin yüzde 12’si yurt dışına gitmiş kişilerin gönderdiği paralardan oluşuyor.
Altyapıya en az 1,2 trilyon dolar
Rapora göre, ülkenin altyapısı da ağır kayıp vermiş durumda. 2022 sonu verileriyle oluşturulan bir başka Dünya Bankası-AB ortak çalışmasına göre, iyimser tahminde 1 trilyon 188 milyar dolar, yüksek tahminde 1 trilyon 750 milyar dolarlık yol, okul, şehir ve insani gerekliliklere yönelik altyapı yatırımı gerekiyor. Bunun en büyük kısmını yol, köprü gibi ulaştırma altyapısı oluşturuyor. Türkiye’de geçici koruma, mülteci, oturma izinli ve yasal statüsü belli olmayan çok sayıda Suriyeli bulunuyor. Yasadışı giriş yapmışlar dışında, Göç İdaresinde kayıtlı 2,9 milyon Suriye vatandaşı bulunuyor. Bu kişilerin çok büyük kısmı yasa dışı olarak çalışmalarını sürdürüyor. Öyle ki çoğu işyerinde asgari ücret ya da daha düşük ücretlerle bu kişilerin yoğun şekilde çalıştırıldığı çeşitli özel kuruluşlarca açıklanmıştı.
DONÖR TOPLANTISI DÜZENLENEBİLİR
Suriye’nin yeniden yapılanmasında güvenlik ve siyasi-idari otoritenin oluşması ve kısa vadede de insani ihtiyaçların karşılanmasının öne çıkacağı belirtiliyor. Bunun ardından, ülkenin yeniden inşasına yönelik uluslararası donörler toplantısı yapılması ve burada da ülkelerin katkısına göre bölgedeki faaliyetleri yürütmesinin planlanacağı kaydedildi. Türkiye’nin de en yakın güçlü ekonomi olması nedeniyle, doğrudan ya da dolaylı olarak bu faaliyetlerde yer alabileceği kaydedildi.
İTO Başkanı Avdagiç: Türkiye hem kötü hem iyi gününde Suriye’nin yanında
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye ve Suriye için her manada yeni bir dönemin başladığını kaydederek, Suriye halkının ortaya koyduğu mücadeleyi ve ülkelerini özgürleştirme kararlılıklarını takdirle izlediklerini ifade etti. İş dünyası olarak Suriye’deki gelişmeleri insanlık ve komşuluk temelinde değerlendirdiklerini ve bu gelişmelerin bir an evvel Suriye’nin ve bölgenin tam güvenliğini tesis edecek şekilde sonuçlanmasını arzu ettiklerini vurgulayan Avdagiç, şu değerlendirmede bulundu: “Bölgede 13 yıldır büyük acılardan beslenen kaotik ortamın, barışın yeniden yeşereceği bir atmosfere dönüşmesini diliyoruz. Toprağından ayrılmak zorunda kalan, aileleri bölünen, yokluk içinde yaşayan Suriyeliler için yeni bir sayfa açıldı. Son olarak belirtmeliyim ki Türkiye Cumhuriyeti’nin bugüne kadar Suriye ile ilgili ortaya koyduğu politikaların doğruluğunu bir kez daha müşahede ettik. Masum ve mazlum halkı koruyan, fedakarlıklar üzerine kurulu bu politikanın iki ülke için olumlu sonuçlar doğurmasını bekliyoruz. Türkiye kötü gününde olduğu gibi, iyi gününde de Suriye’nin yanında olmaya devam edecektir.”