Küreselleşme COVID-19 stres testini geçti
DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi 2020 raporunda küresel ticaretin pandemiye rağmen direncini koruduğu ve haziran sonrası ivmeyle birlikte küreselleşmenin COVID-19 stres testini geçtiği vurgulanıyor.
Hilal Sarı |Bu yıla damgasını vuran COVID-19 pandemisi insanlar arasındaki mesafeyi artırsa da, küresel ticaret direncini korudu ve uzmanlara göre COVID-19 stres testinden geçti. DHL’in New York Üniversitesi Stern İşletme Fakültesi ile birlikte açıkladığı DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi 2020 basın toplantısında küresel ticaretin mart-nisan aylarında büyük darbe aldığı, ancak eylül ayına gelindiğinde ticaretin pandemi öncesine göre sadece yüzde 2 düşüş kaydettiği vurgulandı. Bu dönemde uluslararası insan akışlarında çok ciddi düşüşler görülse de, dijital veri akışları hiç görülmemiş bir hızda artarken, uluslararası ticaret ve yatırımlar dip yaptıktan sonra hızla iyileşmeye başladı.
Ülkeleri ticaret, sermaye, veri ve insan akışları açısından inceleyen raporda ve raporun açıklandığı etkinlikte vurgulanan bazı önemli bulgular ise şöyle:
- 2019’da aynı düzeyde kalan endeksin, COVID-19 pandemisi nedeniyle düşmesi bekleniyor. Ancak 2008-2009 finansal krizinde görülen düzeylerin altına düşmeyecek.
- İnsan akışları virüsün yayılmasını önlemek amacıyla sınırların kapatılması nedeniyle benzeri görülmemiş bir düşüş kaydetti. Uluslararası seyahatin 1990 düzeyine gerilemesi bekleniyor.
- Uluslararası ticaret pandeminin başında ciddi bir düşüş yaşasa da, geri dönüşü çok daha güçlü oldu. Nisanda öngörülemeyen bu güçlü iyileşme DHL Express CEO’su John Pearson’ın ifadeleriyle “Küresel ticarette V’nin çıkışının girişinden daha hızlı olması ve çok dar bir V-tipi kriz görülmesi” küresel GSYH’nin çok ılımlı bir düşüş yaşamasına neden olacak.
- Sermaye akışları, ticaret akışlarından çok daha büyük bir darbe aldı ancak bu akışlar da tekrar iyileşmeye başlıyor. Hükümet ve merkez bankalarının güçlü adımları piyasaları stabilize edebildi.
- Pandemi öncesinde hız kaybetmekte olan veri küreselleşmesi, pandemiyle hız kazandı. Uluslararası veri akışı ve telefon görüşmeleri benzersiz bir hızda arttı.
- Hollanda, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın “en bağlantılı” ülkesi. İkinci sırada gelen Singapur uluslararası akışların yurtiçi faaliyetlere oranı açısından en yüksek skora sahip. İngiltere ise akışları dünyanın farklı bölgelerine en fazla dağılmış olan ülke olarak öne çıkıyor.
- Avrupa dünyanın en küresel ve bağlantılı bölgesi. Bağlantılılığı en yüksek 10 ülkenin 8’i Avrupa’da. Kuzey Amerika ise veri ve sermaye akışlarının en yoğun görüldüğü bölge.
- Jeopolitik gerilimler küreselleşmeye bir tehdit ancak ABD-Çin ticaret savaşlarında Biden başkanlığıyla birlikte görünüm daha stabil ve öngörülebilir bir hale geldi.
- Daha güçlü bağlantılılık, küresel ekonominin ve ülke ekonomilerinin COVID-19 krizinden daha hızlı iyileşmelerine olanak sağlayacak. Daha bağlantılı ülkelerin daha hızlı büyüdüğü gözlemleniyor.
- Birleşik Arap Emirlikleri Ortadoğu’da ve gelişmekte olan ülkeler genelinde bağlantılılığı en yüksek ekonomi.
- Listede en zengin ekonomilerin en üstte olduğuna ilişkin kanı yanıltıcı çünkü 16’ncı sırada olan Malezya Dünya Bankası’nca üst orta gelirli ülkelerden biri. 38. sırada gelen Vietnam ise düşük gelirli bir ekonomi. Malezya’nın yeni imzalanan RCEP ticaret anlaşmasıyla Asya entegrasyonunda öneminin giderek artacağı ve önemli fırsatları olacağı öngörülüyor.
- E-ticaret üç yıllık büyümeyi üç ayda yaşadığı COVID-19 krizinde, şirketler nezdinde önemli bir satış kanalı olabileceğini kanıtladı. DHL Express’in taşıdığı her iki sevkiyattan biri e-ticaretten geliyor.
- 98 ülke listede yükselirken, 71 ülke de geriledi. Türkiye, Özbekistan, Sudan, Trinidad Tobago, Nijer, Moğolistan, Venezüela, Tanzanya, Gambiya ve Macaristan’dan sonra listede en güçlü yükselişi gösteren ülke.
V’nin çıkışı girişinden güçlü
Küresel bağlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu belirten DHL Express CEO’su John Pearson, “Mayıs gibi erken bir tarihte tüm dünyada çarklar yeniden dönmeye başladı. Black Friday satışlarına benzer bir yükseliş gördük. V çok dardı ve V’nin çıkışı girişinden daha güçlü” diyerek, uluslararası ticaretin COVID-19 stres testinden geçtiğine vurgu yaptı. Küreselleşmenin PPE ve aşıların dağıtımıyla 2021’de insan hayatı kurtaracağına da dikkat çeken Pearson “Çok zor bir yıldı ama tünelin sonunda ışık göründü” diyor.
Raporun başyazarlarından New York Üniversitesi Stern İşletme Fakültesi Profesörü Steven Altman ise 2020’de bağlantılılık azalsa da, “Tahmin edilenden çok daha bağlı kaldık. Küreselleşme COVID-19 stres testinden geçti. Haziranda ticaret akışları beklentilerden ve önceki krizlerden çok daha hızlı normale dönmeye başladı. Küresel mal ticareti eylül itibariyle pandemi öncesinin sadece yüzde 2 altındaydı” diyor. Kamuoyunda küreselleşmeye desteğin artmasını dev ticaret anlaşmalarının yapılmasını bir umut olarak niteleyen Altman, “ABD’de başkanlık koltuğunun değişimi de küresel ticaret için olumlu. Yılın başındakine göre çok daha umutluyum” diyor. DHL Express Türkiye CEO’su Claus Lassen ise rapora ilişkin değerlendirmesinde krizin uluslararası bağlantıların ne kadar vazgeçilmez olduğunu ortaya koyduğunu belirterek iyileşmede küreselleşmenin kritik bir rol oynayacağına dikkat çekiyor.
Citibank: Zafer bayrağı için henüz erken
Endeksin açıklandığı etkinlik sonrası düzenlenen “COVID-19 sonrası küreselleşme” konulu panelde konuşan Citibank Başekonomisti Catherine Mann ise küresel ekonomi konusunda endeksin yansıttığı kadar iyimser olamayacağını söyledi. Dijital akışlardaki artışın büyük bir kısmının ticari olmadığını belirten Mann, “Asıl finansal akışlar konusunda endişeliyim. Portföy akışlarından ziyade portföylerdeki borçlar, özellikle gelişmekte olan ülkeler için riskler yaratan bir durum. Bu iki alan - bilgi akışları ve finansal akışlar - ve endeksin yapılış şekli, bazı sorunları maskeleyebilir” değerlendirmesini yapıyor. Mal ticaretinde hızlı bir büyüme olsa da, hizmetin henüz çok geride olduğuna dikkat çeken Mann “Hizmet dediğiniz sadece turizm de değil. Zafer bayrağını kaldırmak için erken” diyor. Panelde konuşan Oxford Üniversitesi Küreselleşme ve Kalkınma Profesörü Ian Goldin’a göre ise iklim krizi, COVID-19’la artan eşitsizlik ve siyasi işbirliğinin olmaması, küreselleşme açısından en büyük riskler. Aşıda fikri mülkiyetin paylaşılması gerektiğini belirten Goldin, Oxford aşısının dozunun 2 dolar civarında olduğunu, pazara olabildiğince şirketin girmesine izin verilmesi gerektiğini ve aşının çok büyük finansal akışlar gerektireceğini vurguluyor.
Türkiye lokasyonuyla özel bir yere sahip
Türkiye de 2017-2019 yıllarının değerlendirildiği endekste 10 basamak yükseldi. Endekste 169 ülke arasından 55’inci sıraya yükselen Türkiye için “Güney ve Orta Asya’daki en küresel bağlantılı ülke” ifadeleri yer alıyor. Topraklarının büyük kısmı Asya’da olması nedeniyle Türkiye’nin bu bölgede verildiği, ancak Avrupa’da sayılsaydı kıtadaki 41 ülke arasından 33’üncü sırada yer alacağı belirtiliyor. Raporun başyazarlarından New York Üniversitesi Stern İşletme Fakültesi öğretim görevlisi Steven A. Altman, Türkiye’nin endeksteki güçlü yükselişinin jeopolitik konumu nedeniyle küreselleşmedeki özel yerinden kaynaklandığını belirtiyor. Etkinlikte DÜNYA gazetesinin Türkiye’nin önemine ilişkin sorusuna Altman şu yanıtı veriyor: “Türkiye’nin bu yıl endeksteki yükselişi nispeten küreselleşmenin farklı unsurları açısından geniş tabanlı bir yükselişti. Türkiye yakın dönemde ekonomik olarak farklı zorluklarla da karşılaştı ancak Türkiye ekonomisinde uluslararası akışların rolü çok daha büyük bir rol oynadı bu dönemde. Uluslararası akışlar ve uluslararası faaliyetlerin Türkiye’nin faaliyetleri içindeki payı arttı. Türkiye’nin küreselleşme içinde özel bir yerinin olmasının en önemli nedeni jeopolitik konumu. Çünkü bölgeleri ve kıtaları birbirine bağlayan bir konumda.” Türkiye’nin ticaret, sermaye, veri ve insan akışlarının toplamının incelendiği uluslararası akışlarında en önemli rol yüzde 15’lik pay ile açık ara hala Almanya’nın. Rusya yüzde 7 ile ikinci sırada gelirken, yüzde 6 ile Suriye üçüncü sırada. İngiltere, Fransa ve ABD yüzde 4’le ilk ona girerken, Hollanda, Bulgaristan, Irak ve Çin de yüzde 3’lük payla Türkiye’nin en bağlantılı olduğu ekonomiler.