Dolar, hesaba enflasyon girince çok da zayıf değil
Dolarda bu yıl görülen yüzde 15’lik düşüşe rağmen Fed’in enflasyondan arındırılmış ve 2006 yılı temel alınmış Reel Dolar Endeksi’ne bakıldığında bu “zayıflığın” aslında 15 yılın en güçlü düzeylerine yakın seyrettiği gözlemleniyor. ABD tüketici harcamaları ve enflasyon verileri pariteye yön değiştirtebilir.
Hilal Sarı |Hilal SARI
Doların son zamanlardaki zayıf seyrine ve 2021 yılında daha da zayıflayabileceği görüşlerine rağmen, Fed’in enflasyondan arındırılmış ve 2006 yılına endekslenmiş Reel Dolar Endeksi zayıflık ibaresi göstermiyor. Doların gerçek seyrine ilişkin en doğru hesaplamalardan biri olarak kabul edilen bu endekse bakıldığında son birkaç aydır 90 düzeyinin altında olan ve dün itibariyle 4,5 ayın en düşük düzeyini gören dolar endeksinin aslında son 15 yıllık dönemin en güçlü düzeylerine yakın seyrettiği ve Nisan 2021 itibariyle 104,8843 düzeyinde olduğu gözlemleniyor. Fed Reel Dolar Endeksi Nisan 2020’de 113.6836 ile zirve yapmış, sonraki aylarda inişli çıkışlı bir seyirle 110’un altına geri gelmişti.
Yüzde 15 düşüşe rağmen dolar son 15 yılın en güçlü düzeylerinde
Pandeminin başında 103 düzeyine yaklaşan dolar endeksi, dün TSİ 13:56 itibariyle 89,53 düzeyine kadar geriledi ve 7 Ocak’tan bu yana en düşük seviyeyi gördü. Bu da pandemi sürecinde toplamda yüzde 15’e yakın bir düşüş anlamına geliyor. Fed reel dolar endeksi grafiğinde (bkz. 1. sayfa) bu yüzde 15’lik düşüşe rağmen, doların diğer para birimleri karşısında 3, 5, 10 ve 15 yıl öncesine göre hala daha yüksek düzeyde seyrettiği ve pandemi başından bu yana gerilediği en düşük düzeyin 103,31 (Ocak 2021) olduğu görülebiliyor.
Fed yetkilileri enflasyon endişesini bir nebze dindirdi
Dolarda zayıflık bekleyen birçok finans kuruluşunun (Standard Chartered, UBS, Commerzbank bunlardan bazıları) argümanı Fed’in gevşek politikaları ve ABD’de açıklanan dev paketler. Dün de Fed yetkililerinin enflasyon hedefi aşsa da faizin sıfıra yakın kalacağına ilişkin yinelenen açıklamalarıyla dolardaki zayıflık devam etti ve endeks yüzde 0,17’lik bir düşüş kaydetti (TSİ 14:00). Saxo Bank analisti Ole Hansen “Genel olarak Fed üyelerinden gelen yorumlar enflasyon beklentilerine ilişkin endişeleri nispeten hafifletti” değerlendirmesini yapıyor. ABD 10 yıllık Hazine tahvili getirileri de enflasyon endişelerinin açıklamalarla azalmasıyla 1,6’nın altına indi ve TSİ 15:01 itibariyle 1,594 düzeyindeydi. Almanya, Japonya, İngiltere ve Fransa tahvillerinde de düşüş görüldü.
PCE ve CPI verileri pariteyi oynatabilir
ABD’de enflasyonun ne yönde hareket edeceğine ilişkin beklentiler euro/dolar paritesi üzerinde de doğrudan sert hareketlere neden olabiliyor. Fed yetkililerinin yatıştırıcı açıklamalarına rağmen, ABD’de bu hafta perşembe günü açıklanacak çekirdek kişisel tüketim harcamaları (PCE) verisi ve haziran ayında açıklanacak mayıs ayı ABD çekirdek enflasyon verisi (CPI) ile dün 1,23 düzeyine yaklaşan euro/dolar paritesinin yönünü tekrar değiştirebilir. ABD’li yetkililerin “faizi hemen yükseltmeyeceğiz” açıklamalarıyla dolar geriledikçe euro/dolar paritesi de dün TSİ 14:30’da 1,2263 düzeyine kadar yükseldi. Parite bu seviyeleri en son 3 Ocak tarihinde görmüştü. Fransa merkezli yatırım bankası Credit Agricole’dan G10 para birimleri araştırmaları direktörü Valentin Marinov kısa vadede ABD enflasyon verisi öncesi ve Fed konuşmalarıyla dolarda zayıf seyrin devam edeceğini söyleyip şu uyarıyı ekliyor: “Dolarda kısa pozisyon riski yaklaşmakta olan çekirdek kişisel tüketim harcamalarıdır (PCE), bu veri yatırımcıların enflasyon korkularını yeniden uyandırıp doları destekleyebilir.”
ABD ikiye ayrılıyor: Enflasyondan korkanlar ve korkmayanlar
Fed Başkanı Jerome Powell ve Hazine Bakanı Janet Yellen yatırımcıların enflasyon endişelerini dindirici açıklamalar yapan yetkililerin başında geliyor. Dün doları 4,5 ayın en düşüğüne getiren Fed açıklaması ise St. Louis Fed Başkanı James Bullard’dan gelmişti: “Bene para politikalarının parametrelerini değiştirmeyi konuşabileceğimiz zaman da gelecek ancak şu an pandemi devam ederken yapılmaması gerektiğini düşünüyorum.” Bullard bu ifadeleriyle “Fed’in enflasyon hedefi olması gereken yerde değil” mesajı vermiş oluyor. Öte yandan pandeminin yol açtığı derin krizin ardından dev paketler ve destekleyici para politikalarının da etkisiyle yeniden açılma döneminde ABD ekonomisinin aşırı ısınacağından endişe eden büyük bir kesim de var. Bunlar arasında ABD Başkanı Joe Biden gibi demokrat olan Clinton dönemi Hazine Bakanı ve Obama dönemi ekonomi danışmanı Larry Summers da bulunuyor. Summers, Biden’ın dev harcama planlarının ABD ekonomisinde aşırı ısınmaya yol açacağını yazdığı makalelerden katıldığı TV programlarına her fırsatta dile getiriyor. Doların bu zayıf seyrine çok da itibar etmeyen piyasa oyuncuları ise enflasyon verilerini ve ABD Hazine tahvil getirilerini izliyor. Ötelenen talebin yeniden açılmayla gelmesi, petrol fiyatlarındaki yükseliş, Çinli üreticilerin maliyetleri yansıtmaya başlaması ve emtialardaki yükselişle tüm girdi maliyetlerinin artması sonucu enflasyonda görülen yükseliş ve ABD hazine tahvili getirilerinde 2’ye doğru yönelen gidişat, birçok uzmana göre dolardaki zayıflamayı engelleyen ana unsurlar. Fed tutanaklarında da FOMC üyelerinden bazılarının “bir noktada tapering (tahvil alımlarının azaltılması) konusunu tartışmaya başlamak uygundur” demesi, dolarda düşüş bekleyenlere bir sürpriz olmuştu.