AB, daha bağımsız, inovatif ve yeşil olacak
Kadın liderlerin damga vurduğu Brüksel Ekonomik Forumu’nda Avrupa’nın nasıl bir gelecek inşa etmek istediği, hem ekonomiyi hem AB’yi COVID-19 pandemisinden nasıl bir dönüşümle çıkarmayı hedeflediği masaya yatırıldı.
Hilal Sarı |Hilal SARI
20 yıldan uzun bir süredir üst düzey Avrupalı siyasetçilerin, politika yapıcıların, akademisyenlerin ve STK’ların katılımıyla Avrupa Birliği’nin geleceğini tartışmak amacıyla gerçekleşen Brüksel Ekonomik Forumu’nda, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde birliğin COVID-19 sonrasında yaşanacak ekonomik dönüşümle “daha bağımsız, daha inovatif ve daha yeşil” olacağını vurgulayan konuşmalar yaptı.
Sadece yeni ekonomiyi değil, yeni Avrupa’yı da şekillendirelim
Almanya Başbakanı Angela Merkel etkinlikte yaptığı konuşmada Avrupa’nın bağımsızlığına vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: “Avrupa kendi kaderine kendisi karar verebilmelidir. Daha bağımsız, daha inovatif ve daha kolay harekete geçebilen bir Avrupa’ya ihtiyacımız var. Brüksel Ekonomi Forumu’nda istediğimiz ekonomiyi nasıl inşa edeceğimizi konuşuyoruz. Ben bunu bir adım daha ileri götürelim diyorum. Sadece istediğimiz yeni ekonomiyi değil, istediğimiz yeni Avrupa’yı da şekillendirelim.”
“Yeni Nesil AB’nin amacı sadece korumak değil dönüştürmek”
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise iyileşmenin iki önemli unsurunun aşı ve ekonomik önlemler olduğunu belirttiği açılış konuşmasında AB genelinde yetişkinlerin yüzde 60’ından fazlasının en az 41’inin ise tam aşılandığı bilgisini vererek “Ancak komşularımızı ve dünyanın geri kalanını da korumak ve aşılamada desteklemek zorundayız” dedi.
Ulusal ve AB düzeyinde alınan ekonomik önlemlere ilişkin ise von der Leyen şunları söyledi: “2008’den derslerimizi aldık. Bu krizin ilk günlerinde tüm üye ülkelerin adım atmasını sağladık ve devlet yardımı çerçevesini hızla hazırlayıp esnek finansman koşulları sağladık. SHORE ile 13 milyon çalışanı destekleyerek istihdam ve kurtardı. Bir yıl önce Yeni Nesil AB üzerinde de çalışmaya başladık. Marshall Planı’ndan bu yana en büyük destek paketi bu. 2 hafta önce Komisyon’un Yeni Nesil AB fonunu finanse etmek için ihraç ettiği tahvil ihalesine 7 kat talep geldi. Çok büyük bir başarıydı. Yeni Nesil AB ile kıtamızın gelecek onlarca yılını dönüştürüyoruz, ekonomimizi dijitalleştiriyoruz, yeşil anlaşmayı gerçekleştiriyoruz, geleceğe daha dirençli hale geliyoruz. Bu yatırımların dönüşü çok elle tutulur olacak. GSYH’nin yüzde 2’sine denk olsa da 800 milyar Euro’nun bir amacı var ve AB’nin vizyonuna hizmet ediyor. Sadece kriz öncesi seviyelere dönmüyoruz, geleceğe doğru sıçrıyoruz. Son 2 haftada üye ülkelerde yaptığım ziyaretlerde Yeni Nesil AB’nin neler değiştirebileceğini gördüm. Yunanistan’da 5G koridorlar yapılacak ve tüm ülke birbirine bağlanacak. Danimarka’da elektro- ziyaret ettim, rüzgar ve biyomasla temiz hidrojen üretilmeye başlayacak ve Kopenhag’da sıfır emisyonla ulaşım sağlanacak. Güvenli iletişim uydularımız üzerinden yapılacak ve kıtamızın veri akışları siber saldırılardan korunacak ve birçok AB ülkesinde istihdam yaratılacak. Tüm bu örnekler Yeni Nesil AB desteğiyle gerçekleşen projeler sadece GSYH’mizi yükseltmediğimizi, yeni dijital, döngüsel ve sürdürülebilir bir ekonomi inşa ettiğimizi gösteriyor. Bu sadece başlangıç, daha neler yapacağız. Avrupa’nın hem bugün hem yarın ihtiyaç duyduğu bir destektir Yeni Nesil AB. Bu başarıya birlikte koşalım.”
“İyileşme planına ‘yeşil sermaye piyasaları birliği’ ekleyelim”
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde ise pandeminin bazı trendleri öngöremeyeceğimiz kadar hızlandırdığına dikkat çektiği konuşmasında şunları söyledi: “Şirketler dijitalleşme süreçlerini öngördüklerinden 20-25 kat daha hızlı gerçekleştirdi. Her beş iş gününden biri pandemi bittikten sonra evden olacak - daha önce öngörülen 20 iş gününden birinin evden çalışmaya dönmesiydi. Daha yeşil yaşam stilleri için yapılan çağrılar da muhteşem. AB genelinde yüzde 70’in üzeri iklimle mücadelede sert kısıtlamaların gerekli olduğunu düşünüyor. Avrupa uzun süredir daha yeşil ve sürdülebilir olmayı hedefliyordu, şimdi bunun için güçlü de bir nedenimiz var. Pandemi sürecinde ekonomiyi düşmekten korumaya çalıştık. Maaş ödemeleri 2020’de yüzde 3,5 düştü ancak harcanabilir hane geliri dev devlet destekleri sayesinde sadece yüzde 0,3 düştü. Ancak şimdi odağımız ekonomiyi korumaktan dönüştürmeye kaymalı. Bunun için de hem kamu hem özelde harcamaların daha yeşil ve dijital sektörlere kayması gerekiyor. Çevre hedeflerimiz için 2030’a kadar her yıl 330 milyar Euro, dijital hedeflerimiz için de 125 milyar Euro yatırım yapmalıyız. Kamuda bu dönüşüm var ancak özel sektör de bunu yapabilecek mi henüz belirsiz. AB genelinde finans piyasalarının parçalı olması aslına bakarsanız dönüşüm alanlarına yeterli ölçekte yatırım yapmamızı kısıtlayıcı bir unsur olabilir. Bu yüzden pandemi sonrası iyileşme planlarımıza Yeşil Sermaye Piyasaları Birliği eklemeliyiz. Ulusları aşan ve sürdürülebilir projeleri destekleyen bir Avrupa finans piyasası için bu gerekli. Bankaların da bu süreçte payı var tabii ancak sermaye piyasaları direk finansmanla dönüşüm alanlarını doğrudan destekleyebilecek konumda. Avrupa zaten 2020’de küresel yeşil tahvil ihracının yüzde 60’ını gerçekleştirmiştir ve yeşil finansmanın merkezidir.”