Yazar Selim İleri son yolculuğuna uğurlandı
Kaleme aldığı "Destan Gönüller", "Yaşarken ve Ölürken", "Kırık Deniz Kabukları" ve "İstanbul'un Sandık Odası" gibi eserleriyle Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunan yazar Selim İleri için cenaze töreni düzenlendi.
Haber Merkezi |Kaleme aldığı "Destan Gönüller", "Yaşarken ve Ölürken", "Kırık Deniz Kabukları" ve "İstanbul'un Sandık Odası" gibi eserleriyle Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunan yazar Selim İleri için cenaze töreni düzenlendi.
Öğle namazına müteakip Üsküdar Vaniköy Camisi'nde kılınan cenaze namazında taziyeleri İleri'nin yeğeni Prof. Dr. Ferhat Nutku ile eşi kabul etti.
Cenazeye İstanbul Valisi Davut Gül, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, oyuncular Türkan Şoray, Nergis Çorakçı, Sumru Yavrucuk, Kerem Alışık ve akademisyen yazar Hasan Bülent Kahraman'ın yanı sıra edebiyat ve sinema dünyasından birçok isim katıldı.
Törene katılan usta oyuncu Türkan Şoray, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "İnsanın en yakın dostunu, haftada 2-3 defa muhabbet ettiği, çok sevdiği dostunu, arkadaşını kaybetmesi gerçekten anlatılmaz duygular. Ruhen çok üzüyor. Hiç beklemediğimiz bir anda oldu. Bu hayatın getirdiği bir durum tabii. Hiçbir şey söyleyemeyiz." dedi.
Şoray, İleri ile geçen hafta görüştüklerini ve bugün için kendisini yemeğe davet ettiğini aktararak, "Yemeğe hazırlanacakken, bugün onu uğurlamak için hazırlandım. Beni çok etkiledi. Ama güzel yaşadı, çok sevildi. Hayata değer katarak aramızdan ayrılıyor. Kitapları da çok okundu, çok sevildi. O her zaman benim sevgili dostum olarak kalbimde kalacak." ifadelerini kullandı.
Oyuncu Kerem Alışık ise, İleri'nin kişiliğine işaret ederek, "Selim İleri, kendisi gibi ince ve derin bir kalemdi. Romancıydı, eleştirmen ve senaristti. Yazardı ve hep yazdı. O, Türk edebiyatının bence tarihidir, hafızasıdır. Biraz sonbahar, biraz yalnızlıktı Selim İleri." değerlendirmesinde bulundu.
Aile dostu olan İleri'nin, babası Sadri Alışık, dayısı Attila İlhan ve annesi Çolpan İlhan'la Kanlıca gecelerindeki sohbetlerinin unutulmayacağını söyleyen Alışık, "Çok sevdiğimiz bir insandı. Çok usta bir kalemdi. Aslında kırık bir aşk hikayesiydi ama kimseyi kırmazdı ve gönlümüzden, kalbimizden bir şeyler götürdü, içimizde bir parça şeyler bıraktı. Mekanı cennet olsun. Allah rahmet eylesin." diye konuştu.
Alkışlarla uğurlanan İleri'nin cenazesi, Sahrayıcedit Mezarlığı'ndaki aile kabristanına defnedilecek.
Selim İleri kimdir?
Türk edebiyatının öne çıkan isimlerinden İleri, 30 Nisan 1949'da Kadıköy'de, İleri ailesinin ikinci ve son çocuğu olarak dünyaya geldi.
Selim İleri'nin babası Kıbrıslı Hasan Hilmi İleri, Lefkoşa'dan İstanbul'a gelerek öğrenim gördükten sonra devlet bursuyla gittiği İsviçre'den yüksek makine mühendisi olarak döndü. Annesi Süheyla İleri ise Adapazarlı bir ev hanımıydı. Ailenin ikinci çocuğu olan Selim İleri'nin kendisinden dokuz yaş büyük ablası Meral İleri ise Alman Filolojisi eğitimi aldı ve Almanca okutmanlığı yaptı.
Eğitim hayatına 1955'te başlayan yazar, birinci sınıfı Cihangir İlkokulunda, sonraki dönemi de Firuzağa İlkokulunda tamamladı. İlkokul üçüncü sınıfta okuma kitabında Reşat Nuri Güntekin'in "Kirazlar" öyküsüyle edebiyata ilgi duyan İleri, ilerleyen yıllarda Halide Edip Adıvar ve Refik Halit Karay'ın eserleri ile tanıştı.
İleri, 1960'da Galatasaray Lisesine yatılı olarak kaydoldu ve edebiyatçı olmaya burada karar verdi. 1961'de ilk romanı olan "Dolu Yıllar"ı yazan İleri, 1962'de de hocalarının desteğiyle roman yazma çabasını sürdürdü.
Galatasaray Lisesi'nin hazırlık ve orta kısmını bitiren Selim İleri, Fransızca kompozisyon dersinden lise birde sınıfta kaldı. Sınıf tekrarı yapmamak için önce kısa bir süre Bakırköy Lisesi'ne devam ettikten sonra 1965'te Atatürk Erkek Lisesine geçti. İleri, burada edebi hayatında kendisine yeni ufuklar açan öğretmenleri Bakiye Ramazanoğlu, Vedat Günyol ve Rauf Mutluay ile tanıştı.
"Savaş Çiçekleri" yazısıyla edebiyat dünyasına adım attı
İleri, 1967 temmuz ayında "Yeni Ufuklar" dergisinde yayımlanan "Savaş Çiçekleri" öyküsel düzyazısıyla edebiyat dünyasına adım attı. Vedat Günyol'un yardımı ve kendi çabasıyla ilk öykü kitabı "Cumartesi Yalnızlığı/Güz Notları"nı 1968'de, ikinci öykü kitabı "Pastırma Yazı"nı ise 1971'de yayımladı.
Liseden mezun olduğu yıl babasını kaybeden İleri, babasının vasiyeti üzerine İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne 1968'de kaydoldu. Okuduğu bölümden memnun olmayan usta yazar, 1972'de fakülteyi bırakıp Halit Refiğ'in önerisiyle senaryo yazarlığına başladı.
İlk senaryosu "Cennetin Kapısı"nın ardından "Günahsızlar", "Yaralı Kurt", "Bir Demet Menekşe", "Seni Kalbime Göndüm" ve "Göl"ün arasında olduğu 20'ye yakın senaryo kaleme alan İleri, "Kırık Bir Aşk Hikayesi" senaryosuyla 1982'de Sinema Yazarlar Birliği tarafından "Yılın En İyi Senaryosu" ödülüne layık görüldü.
"Her Gece Bodrum" romanıyla geniş okur kitlesine ulaştı
Selim İleri, ilk romanı "Destan Gönüller"i ise 1973'te okurla buluşturdu. Bu kitabın çok fazla ilgi görmemesi üzerine öykü yazarlığına dönen İleri'nin üçüncü öykü kitabı olan "Dostlukların Son Günü" 1975'te, edebi yaşamında dönüm noktalarından biri olan "Her Gece Bodrum" romanı ise 1976'da yayımlandı. Bu kitapla geniş okur kitlesine ulaşan İleri, her yıl bir roman çıkardı.
Usta yazar, roman sevdasına ilişkin, "Tek kişi olunamayacağına inandığım için, sahiden aşkla sevmeyi öğrenebilmek için roman yazıyorum. Salt bunlar için. Ölünceye kadar da yazmak istiyorum." ifadelerini kullanmıştı.
Üniversiteden ayrılmasıyla profesyonel yazarlık hayatına başlayan İleri, geçimini yazı yazarak sağladı. Yazko Edebiyat, Eşik Cini, Gösteri, Hece gibi edebiyat dergilerine yazı gönderen İleri, Argos dergisinin editörlüğünü üstlendi.
Milliyet, Dünya, Politika ve Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığı yapan İleri, Radikal Kitap'ta "Bir Kitap Kapağı" başlığı altında yazılar kaleme aldı.
1998'de İleri "Devlet Sanatçısı" unvanına layık görüldü
İleri, 1978'te Ali Bozok ve Mehmet Tim'le birlikte Günebakan Yayınevi'ni kurdu. Yayınevi daha sonra maddi olanaksızlıklar yüzünden kapandı.
Usta kalem, 1990'larda tiyatro oyunları yazmaya başladı. "Cahide", "Ölüm ve Elmas" ilk yazdığı oyunlar oldu. Daha sonra "Allahaısmarladık Cumhuriyet" oyunu, hem Afife Tiyatro Ödülleri'nde hem de Avni Dilligil Ödülleri'nde ödül aldı ve Selim İleri, "En İyi Tiyatro Yazarı" seçildi.
Son oyunu "Mihri Müşfik: Ölü Bir Kelebek"in sahnelendiği 1998'de İleri, "Devlet Sanatçısı" unvanına, 2012'de de Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görüldü.
Radyo ve televizyonlarda kültür sanat programları da sunan İleri, ayrıca "Dostlukların Son Günü" eseriyle 1976'da Sait Faik Hikaye Armağanı'nı, "Her Gece Bodrum" ile 1977 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü, "Yaşarken ve Ölürken" ile 1981 Milliyet Sanat Dergisi Yılın Romanı Ödülü'nü, "Kırık Bir Aşk Hikayesi" ile 1982 Sinema Yazarlar Derneği En İyi Senaryo Ödülü'nü, "Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsaydın" ile 1991 Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü'nü, "Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak" ile 2001 Orhan Kemal Roman Ödülü'nü, "Uzak, Hep Uzak" ile 2003 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü ve "İstanbul'un Sandık Odası", 2005 Türkiye Yazarlar Birliği Hatıra Ödülü'nü, 2012'de öykü dalında verilen Aydın Doğan Ödülü'nü aldı.
İleri'nin yazı hayatı
Selim İleri, yazın evrenini kendi yaşam öyküsünden, kişisel deneyimlerinden, gözlemlerinden ve okuma birikiminden yola çıkarak oluşturdu. Yaşamında kitabın değer kazanması, annesinin ona okuduğu masallarla başladı.
Dokuz yaşında okumaya başladığı Kemalettin Tuğcu romanlarıyla birlikte, Kerime Nadir, Ethem İzzet Benice, Muazzez Tahsin Berkant gibi popüler romancıların eserlerindeki duyarlıklardan etkilendi.
Lise döneminde Albert Camus, Franz Kafka ve Jean-Paul Sartre romanlarıyla birlikte Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Attila İlhan, Jane Austen, Nezihe Meriç, Oktay Akbal, Virginia Woolf gibi edebiyatçıların eserlerini okuyan yazar, edebiyatı yaşamın kendisi olarak görmeye başladı. Necati Cumalı, Oktay Akbal, Sait Faik Abasıyanık ve Sabahattin Ali öyküdeki ilk ustaları oldu.
Eserlerinde bireyselliğin öne çıktığı bir yazar tavrına sahip olan İleri, Türk edebiyatında romancı kimliği ile öne çıktı.
İleri, "Sanatlar Arası Kardeşlik" başlıklı yazısında edebiyat hayatına dair şunları kaydetmişti:
"… Hayattan, gerçek kişilerden yola çıkarak romanlar, öyküler yazdım. Ama onlara hayat veren hep edebiyat sanatı oldu. Okuduğum şiirler, okuduğum romanlar, tiyatro oyunları, öyküler, bazen bir deneme, bazen bir şairin düzyazısı. Asıl onlardı yazmak dürtüsünü kışkırtan, hayat değil. Hayattan edindim, edebiyattan beslendim.
Kırk yılı aşkın çabama bakıyorum, her kitapta başka kitapların, beni yıllarca beni yıllarca sarıp sarmalamış edebi eserlerin yansımalarını çözümlemeye çalışıyorum. Hele bir iki romanım var ki doğrudan doğruya edebi eserden kaynaklamış. Halit Ziya'nın 'Bir Acı Hikaye'si olmasaydı 'Kırık Deniz Kabukları'nı yazamazdım…
Resim sanatından da çok yararlandığımı, çok beslendiğimi mutlaka belirtmeliyim. Özellikle kendi resim sanatımızdan, kimi ressamlarımız yazdıklarıma adeta kılavuz oldu. Sanatlar arası bir kardeşlik herhalde."
Usta edebiyatçı, 8 Ocak'ta İstanbul'da 75 yaşında hayatını kaybetti.
Tüm kitapları Everest Yayınları tarafından yayınlanan Selim İleri'nin edebiyat hayatı boyunca kaleme aldığı bazı eserler şöyle:
"Öyküleri Cumartesi Yalnızlığı", "Bir Denizin Eteklerinde, "Eski Defterde Solmuş Çiçekler", "Son Yaz Akşamı", "Hüzün Kahvesi", "Otuz Yılın Bütün Hikayeleri", "Fotoğrafı Sana Gönderiyorum", "Yağmur Akşamları", "Ölüm İlişkileri", "Bir Akşam Alacası", "Cehennem Kraliçesi", "Yaşarken Ve Ölürken", "Ölünceye Kadar Seninim", "Yalancı Şafak", "Saz Caz Düğün Varyete, "Gramofon Hala Çalıyor", "Ada", "Her Yalnızlık Gibi", "Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak", "Yarın Yapayalnız", "Çağdaşlık Sorunları", "Aşk-ı Memnu Ya Da Uzun Bir Kışın Siyah Günleri", "Düşünce Ve Duyarlık", "Kamelyasız Kadınlar", "Seni Çok Özledim", "O Yakamoz Söner", "Perisi Kaçmış Yazılar", "İstanbul Kitapları İstanbul Yalnızlığı", "Yıldızlar Altında İstanbul, "İstanbul Seni Unutmadım", "İstanbul'un Sandık Odası", "İstanbul Hatıralar Kolonyası"