Streaming gelirleri tartışılıyor: Üç kuruşa çalışma dönemi!

Bedava müzik dönemi müzisyenleri dar boğaza soktu. Geçen hafta Spotify Türkiye abonelik ücretlerine yüzde 15 zam yaptı. Kullanıcıların zamma itirazı olurken, streaming gelirleri tartışması yeniden alevlendi.

Haber Merkezi |

Selenay YAĞCI

Müzik endüstrisinin serüveninde en son gelişmelerden biri olan streaming ile sektör daha önce hiç olmadığı kadar sarsıldı. Spotify, hâlihazırda dijital “streaming” piyasasının yaklaşık yüzde 40’ına tekabül ediyor ve sürümden kazanma yöntemiyle telif ödemeleri sanatçıları mağdur ediyor. Ayrıca Spotify, Türkiye’de TL kazandığı için kazandığı geliri paylaştığı streaming ücretleri de ona göre düzenleniyor. Hal böyle olunca Türkiye’de sanatçılar, dijital “streaming” piyasasından gelen ödemelerin çoğu müzisyen için gelir modeli olabilecek seviyede olmadığından dert yanıyor.

Sistem nasıl işliyor?

Spotify’da müzik çalındığı zaman, kayıt telifleri ve yayın telifleri olmak üzere, iki çeşit telif ödemesi yapılıyor. İlki, kayıtlar üzerinde yasalara göre “hak” sahibi olanlara ödeniyor ve sanatçılara anlaştıkları yapım şirketi veya distribütör aracılığıyla aktarılıyor. İkincisi ise şarkı yazarı ve kompozisyon sahiplerine direkt ya da meslek birlikleri üzerinden ödeniyor. Spotify reklam (yüzde 11) ve abonelik ücretlerinden (yüzde 89) topladığı hasılattan vergi, kredi kartı işlem ücreti, komisyon vb. kalemleri düştükten sonra geri kalanı oransal esasa göre (pro rata basis) telif olarak dağıtıyor. Yani Spotify’ın telif ödemeleri, sanılanın aksine, dinleme başı verilmiyor. Telif ödemeleri, dinlemelerin premium hesaptan mı yoksa ücretsiz/ reklamlı hesaptan mı dinlendiğine göre ve sanatçıların yapım şirketleriyle yaptıkları anlaşmalara göre farklılık gösteriyor. Yani aynı sayıda dinleme almış iki müzik grubu pekala farklı ödemeler alabiliyor. Bu da sanatçıların gelirlerinde bir belirsizliğe neden oluyor.

Şeşen: Bu bir adaletsizlik!

Ödemeler genelde ayda bir yapılıyor. Fakat sanatçıların tam olarak ne zaman ve ne kadar alacakları, çalıştıkları dijital dağıtımcıya (TuneCore, DistroKid, CD Baby, The Orchard vb.) bağlı olarak değişiyor. Telif olarak ödenen üçte ikilik yekûnun, bütün aracıları ve vergileri düştükten sonra, yüzde 5 ilâ 25’inin sanatçılara gittiği yönünde. Küresel müzik endüstrisinin en önemli üst kurumu olan IFPI’nin raporuna göre Spotify’dan dinlediğiniz her parça için sanatçıya 3 kuruş ödeme yapılıyor. Bir müzisyen olarak dijital çağda geçinebilmek için her ay düzenli olarak on milyonlarca dinleme ve izleme almanız gerekiyor. Türkiye’de YouTube daha popüler; fakat YouTube’un izleme başı ödemeleri çok daha düşük. Diğer taraftan Apple Music dinleme başına Spotify’dan daha fazla ödeme yapsa da Türkiye’de Apple Music’in pazar payı çok düşük. Hal böyle olunca ya binlerce hatta milyonlarca şarkı yazarak yapmanız ya da Rihanna, Madonna gibi dünya yıldızı olup bütün ülkelerden dinleme alarak yapmanız lazım. Meslek birliklerine göre sadece sürümden kazanılan bu iş modeli yapım şirketlerine ve distribütörlere yarıyor. Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR) Başkanı Burhan Şeşen, durumun üzerine şu yorumda bulundu: “Dijital mecra gelirlerinin yüzde 90’ının yapımcıda kaldığı, sadece yüzde 10’un+un yorumcuya gideceği bir sistem kabul edilemez. Açıkçası, yaklaşık 1000 üyemizin aldığı dijital hak edişleri 100 liranın altında. Hatta dijital mecralardan 21 kuruş alan üyelerimiz var. Biz bunu hak etmiyoruz. Kendimden örnek verirsem, benim 2 senede dijitalde aldığım hak ediş 320 TL, yani dağıtım başına 40 TL. Ben bu adaletsizliği kabul etmiyorum…”

Türkiye'de de katalog daralacak

Yapılan abonelik fiyat artışı, günümüz ekonomik koşullarında son derece yetersiz olduğunu vurgulayan MÜYORBİR yönetimi, “Son 1 yılda bile Türkiye’deki enflasyonun resmi verilere göre yüzde 70 civarında artış gösterdiğini düşünürsek, yetersiz olduğu anlaşılacaktır. Üstelik bu noktada son 4 yıldır hiçbir artış yapılmadan sadece yüzde 15’lik artıştan bahsediyoruz. Spotify’ın “ucuz” müzik servisi sunarak abone sayısını arttırma stratejisi ne yazık ki müzik endüstrisine zarar veriyor. Hak sahiplerinin yani icracıların, eser sahiplerinin mağdur bırakıldığı ve alım güçlerinin düştüğü son derece açık. Spotify’ın bu stratejisi müzik dinleyenler için avantaj gibi gözükse de uzun dönemde doğru bir strateji değil. Bu gidişle yapım şirketleri ve şarkıcılar kataloglarını Spotify’dan çekmek zorunda kalacak. Spotify, abone sayısı fazla ama kataloğu daralmış bir mecra olarak müzik endüstrisinde yerini alacak.iğer ülkelerdeki sanatçıların ve şirketlerin kataloglarını Spotify’dan çektiğini görüyoruz. Türkiye’de durum bu şekilde devam ederse Türkiye’de de katalog daralacak. Endüstrinin tüm bileşenlerinin iş ortağı mantığı ile beraber yürümesi gerekirken hak sahiplerini dışarda bırakan bir mekanizma ile müzik içeriği sunan bir dünya markasını konuşmak ne yazık ki çok üzücü” açıklamasında bulundu.

Ayağımıza çorap bile alamayız

Redd grubunun solisti Doğan Duru durumdan endişeli olanlardan: “Spotify yüzde 15 zam yaptı… Müzik dinleyicileri mutlu ama üretenler için bakacak olursak; çevremiz yüzde 150 zamlarla çevrili… Bu yüzde 15 zam bence rasyonel değil. Bir şişe biradan ucuz bir aylık müzik erişimi…” Müzisyen Ediz Hafızoğlu ise “Her türlü üçüncü dünya vatandaşı muamelesi görüyoruz. Belki de öyleyiz, bunu artık kabullenmemiz lazım. Streaming gelirleri ile ayağımıza çorap bile alamayız, o derece düşük” diyor… Müzisyenler cephesinde durum böyle… Sizce kim haklı?

Şirketlerin 'eşitçilik' performansı yüzde 9 arttı Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi AFAD'dan yurt geneli için kritik açıklama Eğitime kar engeli: Birçok ilde okullar tatil edildi! TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu istifa mı etti? Resmi açıklama geldi Bitcoin 100 bin dolar rekorunu ne zaman kırar?