Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) her yıl, şirketlerin strateji ve operasyonlarını, insan hakları, çevre, çalışma hayatı ve yolsuzlukla mücadele alanlarındaki Birleşmiş Milletler ilkeleriyle uyumlu hale getirmek için çalışan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) Öncülerini belirliyor. Bu yıl da, Birleşmiş Milletler, bu kapsamda söz konusu hedeflerin gerçekleşmesine katkıda bulunan 12 global lideri belirledi. Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, Türkiye’den global listeye giren ilk iş insanı oldu.
Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler 2015 yılında, 2030 yılında tamamlanacak bir yol haritası olarak yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek hedefiyle Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını (SKA) kabul etti.
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ise 160’ın üzerinde ülkede 20.000’in üzerinde şirket üyesiyle birlikte dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi. Ekonomik büyümenin insan odaklı olması, insana hizmet etmesi ve iş dünyasının sadece finansal hedeflerle değil, aynı zamanda tüm paydaşlara sağladığı değerler üzerinden bir dünya kurulması amaçlanıyor. Bu hedeflerin sadece politikacılara bırakılmaması gerektiği, iş dünyası liderlerinin de ellerini taşın altına koyması gerektiği vurgulanıyor.
Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, kendisini 12 global lider arasına girmesini sağlayan çalışmalar ve kuruluşun Türkiye hedefleri hakkında sorularımızı yanıtladı:
Öncelikle sizi kutluyorum. “BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Öncüsü” nasıl seçiliyor?
Global liderler içerisinde yer alan isimler, yalnızca belli projeler üzerinden değil, kariyerleri boyunca hayata geçirdikleri çalışmalar üzerinden değerlendiriliyor. Ödül almamda yıllar içerisinde liderlik ettiğim 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının 8’inde etki yaratan ve hem şirket içine hem de topluma ve çevreye değer katan uygulamalar etkili oldu. Ben ve ekibim bir toplum için en iyi sigorta poliçesinin kadın ve çocuklara yapılan yatırımlar olduğunu düşünüyoruz. Bu bilinçle hem günlük iş rutinlerimizde, hem de sosyal sorumluluk projelerimizde kadın ve özellikle kız çocuklarına odaklanıyoruz.
Hangi projelere ağırlık verdiniz?
Hem Zurich Türkiye hem de Z Zurich Vakfı üzerinden kırsaldaki kadın öğretmenlerimizi sosyal girişimci yapıyoruz; sağlık çalışanlarımıza, öğretmenlerimize, deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza psikolojik destek veriyoruz; küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için belediyelerimizle çalışıyoruz, afetlere karşı bilinci artırmak için uğraşıyoruz; karbon salımımızı %50 azaltıyoruz, festivallerle kültür hayatımızı destekliyoruz, her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak için yoğun çalışıyoruz. Bütün bu çabalarımızın, uluslararası düzeyde takdir görmesinden çok mutluyum. Umarım hem ülkemizdeki hem de farklı coğrafyalardaki iş liderlerine ilham kaynağı olabiliriz.
Öğretmenler için hangi projeniz var?
2018 yılında başlatılan "Eğitimin Sigortası: Öğretmenlerimiz" projesi ile kırsal bölgelere atanan kadın öğretmenlerin mesleklerine güçlü bir başlangıç yapmalarını destekliyoruz. “Sosyal Etki Yaratan Öğretmen" eğitim programı aracılığıyla, öğretmenlerin sosyal girişimci olarak bölgelerinde sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmelerini sağlıyoruz.
Cumhuriyetin 100. yılında 1.000 kadın öğretmene ulaşılmasını hedeflemiştik. Hedefi aştık. 77 ilden 1,138 kadın köy öğretmeninin hayatlarında değişim yaratarak, 30 binden fazla öğrenci ve 150 bin aile üyesine olumlu bir etki sağladık.
Pandemi ve deprem döneminde destekleriniz oldu...
Online psikososyal destek platformu "Yan Yanayız" ile pandemi döneminde sağlık çalışanları ve öğretmenlere yönelik psikolojik desteği erişebilir kılarak Türkiye genelinde geniş kitlelere ulaştık. Projenin hedef kitlesi, 6 Şubat depreminin ardından “Yaşanan Her Afette Yan Yanayız” diyebilmek için afetzedeler, arama kurtarma çalışanları ve STK gönüllüleri ile genişletildi.
Hatay ve Kahramanmaraş’ta kurulan merkezlerde depremden etkilenen çocuk, genç ve yetişkinlere psikososyal destek veriliyor. Ayrıca, gençlerin mental sağlık yolculuklarında yalnız hissetmemeleri ve krizlere daha hazırlıklı olabilmeleri için psikolojik dayanıklılıkları ve iyi oluş halleri, Gençlerle Yan Yanayız oluşumu kapsamında oluşturulan dijital farkındalık kampanyaları ile destekleniyor.
Çevre için hangi çalışmalarınız var?
Toplulukların iklim değişikliğine uyum sağlamalarına destek olan "Toplumlar için İklim Dayanıklılığı” projemiz var. Dünyada iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerin başında Akdeniz Havzası geliyor ve 4.4 milyon nüfusuyla Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir, şiddetli yağışlar ve sel gibi giderek artan bölgesel iklim sorunlarıyla karşı karşıya. Bu sebeple İzmir’de dokuz ülkeyle birlikte başlayan global bir programın parçası olan büyük bir proje başlattık.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yürüttüğümüz projede, iklim değişikliğinin etkisiyle oluşan felaketler karşısında daha dayanıklı ve sürdürülebilir topluluklar yaratmayı hedefliyoruz.
Zurich Sigorta Grubu’nun bir vakfı var. Türkiye’de Z Zurich Vakfı neler yapıyor?
Zurich Sigorta Grubu’nun küresel toplumsal yatırımını sağladığı ana mekanizması olan Z Zurich Vakfı, stratejik çalışma odağı olarak sosyal eşitlik, mental sağlık, iklim değişikliği ve toplumsal krizlere müdahale konularına odaklandığı dünya genelinde çalışmalar sürdürüyor.
Toplum üzerinde pozitif ve sürdürülebilir etki yaratmayı amaçlayan Zurich Sigorta Grubu Türkiye, 2023 yılı itibarıyla Z Zurich Vakfı’nın, en çok proje üreten ve en çok hibe alan iki ülkeden biri oldu.
"Daha Parlak Bir Gelecek Yaratmak" hedefi ile Zurich Sigorta Grubu Türkiye, Z Zurich Vakfı’nın sunduğu çerçevede sosyal sorumluluk projelerini bu dört stratejik alanda gerçekleştirerek toplumsal yatırım stratejisi uyguluyoruz. Bununla birlikte, kadının toplumda ve iş hayatında güçlenmesini sağlayan uygulamaları bu stratejiyle birlikte yürütüyoruz.
Sanata desteğiniz…
Zurich Sigorta Grubu Türkiye olarak yaşadığımız ve çalıştığımız toplumun gelişmesine destek olmayı kurumsal bir anlayışla sahipleniyor ve Türkiye’nin en önemli değerlerinden biri olarak gördüğümüz kültür-sanat faaliyetlerini destekliyoruz. Zurich Sigorta Grubu Türkiye olarak 2014 yılından bu yana, İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) sigorta sponsorluğunu üstleniyoruz.
Nejat Eczacıbaşı binasının sigortalanmasının yanı sıra İKSV’nin yıl içerisinde gerçekleştirdiği film, tiyatro, müzik, caz festivallerine ve etkinliklere sigorta güvencesi sunuyoruz.
Biraz da sigorta sektöründen söz edelim...
Zurich Sigorta Grubu Türkiye’deki faaliyetine ne zaman başladı?
Eylül 2024’te NN Group ile NN Hayat ve Emeklilik’in satın alınması konusunda anlaşmaya vardık. Bu satın almanın Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ile Rekabet Kurulu onaylarının ardından tamamlanmasını bekliyoruz.
Sektördeki konumunuz nasıl?
NN Hayat ve Emeklilik’in satın alımıyla birlikte, Zurich Yaşam ve Emeklilik Sigorta A.Ş. pazar payı açısından Türkiye’deki hayat sigortacılığı alanında faaliyet gösteren küresel oyuncular sıralamasında 9. sıraya çıkacak. Mapfre Yaşam Sigorta A.Ş.’nin satın alınmasıyla giriş yapılan Türkiye hayat sigortacılığı pazarında, pazar payımız %0,3 seviyesine ulaştı. NN Hayat ve Emeklilik’in satın alınmasıyla birlikte, bu oran tüm oyuncuların yer aldığı sektör genelinde %0,8’e, Türkiye’de faaliyet gösteren küresel oyuncular arasında ise %1,2’ye yükselecek. Ayrıca, NN Hayat ve Emeklilik satın alımıyla giriş yapacağımız emeklilik sektöründe ise 2025 yılı fon büyüklüğü sıralamasında tüm oyuncular arasında 6., küresel oyuncular arasında ise 4. sırada yer alacağız.
Türkiye’de sigorta sektöründeki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bireysel emeklilik alanında devlet kurumları ve SEDDK tarafından iyi kurgulanmış bir yapı mevcut. Bu sağlam yapının etkilerini, fon büyüklüğü, büyüme oranları, katılımcı sayısı ve bu sayılardaki artışlarda gözlemliyoruz. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), %30’luk devlet katkısı, emeklilik şirketlerinin fon yöneticisi gibi hareket etmesi ve yatırımcıların risk iştahına göre çeşitlenen portföy tercihleriyle, cazip bir seçenek sunuyor. Ayrıca, BES’in oluşturduğu müşteri tabanı, elementer ve hayat sigortası ürünlerinin satışında da önemli fırsatlar yaratarak emeklilik sektörüne girişi daha da çekici hale getiriyor.”
Emeklilik sektörü nasıl gelişiyor?
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) verilerine göre, 2023 sonunda 8,7 milyon olan BES katılımcı sayısı, 14 Ekim 2024 itibarıyla %8 artışla 9,4 milyona yükseldi. Fon büyüklüğü ise 2023 sonunda 700 milyar TL iken, 14 Ekim 2024 itibarıyla 1,04 trilyon TL’ye ulaşarak yaklaşık %50'lik bir artış kaydetti. Fon büyüklüğü ve katılımcı sayısındaki bu artış oranları, BES’in güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Elementer ve hayat sigortalarına olan ilgi ne düzeyde?
Sektörel açıdan bakıldığında, elementer ve hayat sigortalarında Avrupa ülkelerindeki penetrasyon oranı (prim/GSMH) %8-10 arasında değişiyor. OECD ülkelerinde bu oran yaklaşık %5 civarında. Türkiye’de penetrasyon oranı %1 seviyelerinde. Bu da ülkemizi kıyaslamalı olarak düşük penetrasyonlu bir pazar haline getiriyor. Ancak, bu düşük oran, sigorta sektörü açısından büyük bir büyüme potansiyeline işaret ediyor.
Türkiye’de yatırımlara devam ediyor musunuz?
Biz ülkemize inanıyoruz. Bir yandan kârlı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlarken, diğer yandan faaliyetlerimizi dünyamız, toplumumuz ve tüm paydaşlarımız için daha iyi koşullar oluşturma hedefiyle sürdürüyoruz. Yaptığımız yatırımlar, Türkiye ekonomisine olan güvenimizin somut bir göstergesidir.
Türkiye, kalabalık nüfusuna rağmen sigorta penetrasyonu açısından düşük bir seviyede, ancak sigorta farkındalığının artması ve potansiyel müşterilere ulaşımı kolaylaştıracak kanal uygulamalarının geliştirilmesi sayesinde, bu oranının daha yüksek seviyelere taşınacağına inanıyoruz.