Zuck, Thiel ve Musk: Silikon Vadisi ile Siyasetin Dansı

Ussal ŞAHBAZ Global İşler

Teknoloji dünyası Trump’a hazırlanıyor.  Bu hazırlık, Silikon Vadisi ağalarının yılbaşından beri yaptığı açıklamalarla Batı demokrasilerine de 2. Dünya Savaşı’ndan beri görülmemiş bir hareketlilik getirdi. Geleneksel partilerin iktidarda sarsılmaya başladığı, daha marjinal partilerin öne çıktığı bir dönemde teknoloji şirketlerinin sahiplerinin de siyasetin daha görünür bir parçası haline geldiği bir döneme tanıklık ediyoruz. Gelin, kimin ne dediğine ve bu tartışmaların dünyanın kalanını nasıl etkileyeceğine bakalım.

Silikon Vadisi’nin ilginç karakterlerinden, Facebook, Palantir gibi şirketlerin yatırımcısı Peter Thiel’i 18 Şubat 2022’deki yazımda anlatmıştım. Thiel, eşcinsel bir göçmen olarak başladığı Amerika yolculuğuna zamanla aşırı liberalliğe karşı tavır alan bir muhafazakâr olarak devam etti. Bu haftaki yazısında arka arkaya sıraladığı sorulara bakın: COVID-19 virüsü Çin ile beraber yürütülmüş olabilecek bir biyolojik silah programından çıkmış olabilir mi? Brezilya’da geçen yaz Twitter’ın yasaklanmasına dair yargı kararları ve Avustralya’da 16 yaş altına sosyal medyayı yasaklayan düzenlemeler Amerikan derin devletinin suflesinin sonucu olabilir mi? Hatta bu işlerin ucunun Jeffrey Epstein olayına uzanabilir mi? Bana inanmıyorsanız, Financial Times’da yayımlanan yazısını açıp okuyun. Normalde ana akım medyada asla zaman göremeyeceğiniz ama Trumpçıların favorisi olan bu komplo teorilerinin Peter Thiel tarafından dile getirilmesi başlı başına bir haber. Bu nedenle de Financial Times’ın bu yazıyı yayımladığını düşünüyorum.

Esas bomba açıklamalar ise Facebook’un sahibi Mark Zuckerberg’den geldi. 2021’de ABD Kongresi’nin işgalinden sonra Trump’ın hesaplarını kapatan Zuck, zaten yaz aylarından beri Trump’ın kazanacağını sezerek tornistan yapacağının sinyallerini veriyordu. Zuck’ın yeni açıklamasında iki önemli unsur var: Birincisi, Facebook ve Instagram’daki teyit özelliği kaldırılacak. Bu değişiklik ABD’den başlıyor ama yakında başka ülkelere de yayılacağını düşünüyorum. Ayrıca politik içeriklere daha çok yer verilecek. Yani Facebook 2016’da Cambridge Analytica sonrası aldığı tedbirlerin tamamına son veriyor. Tam da Trump’ın istediği gibi.

Zuck’ın açıklamalarının diğer bir önemli unsuruysa, Avrupa’da ve diğer ülkelerde teknoloji şirketlerine yönelik aşırı düzenlemelere giden yönetimlere karşı Trump’tan destek istemesi. Microsoft’un Başkanı Brad Smith, 2018’de Facebook gibi global dijital şirketleri “Dijital İsviçre” olarak tanımlamıştı. Çok sevdiğim bu tanımdaki İsviçre benzetmesinin iki unsuru var: Birincisi, devlet gibi kurallarını kendi koymak ve ulus devletlerle bu kurallarla ilgili pazarlık etmek. İkincisi, ulus devletler arasındaki anlaşmazlıklarda tarafsız kalıp, kendi işine bakmak. Görünen o ki bu ikinci unsur artık geçerli olmayacak. Zuck, başta Dijital Hizmetler Kanunu, Dijital Piyasalar Kanunu ve Yapay Zekâ Kanunu gibi düzenlemelerle şirketini köşeye sıkıştıran Avrupa Birliği olmak üzere, sorun yaşadığı devletlerle pazarlıkta Amerikan devletini arkasında istiyor. Trump’a “Ben senin istediklerini yaptım, sen de bana destek çık!”, diyor. ABD bugüne kadar bu tür pazarlıklarda hiç diplomatik destek sağlamamıştı. Bu sefer durum farklı olabilir. Dün Financial Times’ın manşetten verdiği habere göre Brüksel’in Apple, Meta ve Google gibi şirketlere yönelik başlattığı soruşturmalar gözden geçirilecek.

Gelelim Elon Musk’a. Seçim sürecinde Trump’ın kazanması için elinden geleni yapmıştı. Bu sayede bugün artık Başkan Trump’ın en has adamlarından biri ve kabinesinde de yer alacak. Meğer Musk’ın siyasi hevesi ABD’yle sınırlı değilmiş. Musk, Almanya’nın en büyük gazetelerinden Die Welt’te bir yazı yayımlayarak Almanya seçimlerinde aşırı sağcı AfD’yi desteklediğini açıkladı. Yazıda Almanya’nın sorunlarına dair yaptığı analiz, 6 Aralık’taki değerlendirmelerimle büyük benzerliklere sahip (Aklın yolu bir!). Yazıyı da “AfD’nin Nazilere benzemesinden korkuyorsanız genel başkanının sevgilisi Sri Lankalı bir eşcinsel!”, diye bitirmiş. Musk, daha sonra İngiltere’de de Reform Partisi’ni desteklediğini açıkladı. Ama partinin mevcut genel başkanı ile başarı gelmeyeceğini, Nigel Farage’ın partinin başında kalmaması gerektiğini de ekledi. İngiltere’de seçimlere daha dört yıl var. Elon Musk her zamanki gibi uzun vadeli düşünüyor!

Silikon Vadisi ağaları ile Amerikan yönetimi arasındaki ilişki giderek Rusya’daki devlet-oligark ilişkilerine benziyor. Bu, “al gülüm, ver gülüm” ilişkisi eskiden de bir şekilde ABD devlet sistemi ve özel sektör arasında vardı ama daha çok kapalı kapılar arkasında yürütülür, şirketler kendilerini siyasetin dışında konumlandırmaya çalışırdı. Silikon Vadisi ağaları bu işleri bayağı şeffaf yürütüyor. Bu durumun dünyada liberal demokrasinin gidişatını nasıl etkileyeceğini hep beraber göreceğiz. Ortaya çıkan bu yeni durumdan Türkiye’nin etkilenmemesi mümkün değil. Bakalım Elon Musk Türkiye’deki seçimlerle ilgili ne düşünüyor?

Tüm yazılarını göster