Zorunlu Deprem Sigortası ve DASK

Doç. Dr. Metin Sarıaslan

Sakarya Üniversitesi

  1. Sigorta Murakıbı

17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen ve çok büyük can ve mal kaybına neden olan Marmara Depremi’nden sonra kamu otoritesince deprem zararlarının en aza indirilmesi amacıyla birçok tedbir alınmıştır. Bu tedbirlerin en önemlilerinden biri de Zorunlu Deprem Sigortası’na (ZDS)ilişkin düzenlemedir. 587 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan ve 27 Eylül 2000 tarihinden itibaren konutlar için ZDS teminatı sunan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), 18 Ağustos2012’de yürürlüğe giren 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu ile birlikte daha sağlam yasal bir çerçeveye kavuşmuştur. DASK, ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS ) edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşudur.

Söz konusu kanuna istinaden 15 Ağustos 2012 tarih ve 28385 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Doğal Afet Sigortaları Çalışma Esasları Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. ZDS  Genel Şartları ise henüz 587 sayılı Kararnamenin yürürlükte olduğun 13 Mayıs 2011 tarih ve 27933 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Anılan kanunun 13. maddesine göre sigorta teminatı ve ödenecek primlerin belirlenmesi gibi hususlar tarifelerle belirlenmektedir. Bu kapsamda Sigorta ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından yılda bir kez tarife ve talimatlar başlığı ile ilan edilmektedir.

DASK, ZDS poliçesi ile belediye sınırları içinde kalan konutlara ilişkin deprem teminatını sunan ve bir sigorta şirketi mantığı ile çalışan, kâr amacı gütmeyen bir kurumdur. DASK, ZDS’nin yaygınlığını ülke genelinde birlikte çalıştığı sigorta şirketleri, bunlara bağlı acenteler ve banka şubelerinden oluşan dağıtım ağıyla yapmaktadır.

ZDS aslında zorunlu olmakla birlikte mal sigortası olduğundan olsa gerek zorunlu sorumluluk sigortaları gibi yaptırılmamasının cezası öngörülmemiştir. Buna karşın,

- Bankalardan konut kredisi kullanıldığında (kredi süresince yenilenir),

- Tapu işlemlerinde (bir kez),

- Su aboneliğinde (bir kez),

- Elektrik aboneliğinde (bir kez),

konut sahiplerinden ZDS poliçesi yaptırmaları talep edilmektedir. Ancak, bu işlemlerden sonra izleyen yıllarda sigortalılar poliçe yenilemelerini genellikle yaptırmamaktadırlar.

Kahramanmaraş’ta 06.02.2023 tarihinde gerçekleşen iki depremin etkilediği 10 ildeki DASK poliçe sayısı, toplam verilen teminat ve sigortalılık oranı (penetrasyon) aşağıdaki gibidir. 

İl

Yürürlükteki poliçe sayısı

Teminat (TL)

Sigortalılık oranı (%)

Kahramanmaraş

113.347

16.839.438.416

54

Adıyaman

40.107

7.833.392.480

45

Hatay

126.852

23.062.974.288

40

Gaziantep

219.644

33.803.242.468

65

Diyarbakır

78.904

18.409.267.672

39

Malatya

98.618

19.693.117.688

52

Kilis

14.996

1.976.890.712

60

Adana

222.159

41.895.948.688

46

Şanlıurfa

105.209

17.547.450.040

53

Osmaniye

43.252

7.947.485.074

42

Toplam

1.063.088

188.989.207.526

 

Not: Söz konusu tabloya afet bölgesine dahil edilen Elazığ’a ilişkin veri olmadığı için dahil edilmemiştir.

Buna göre, deprem bölgesinde deprem esnasında toplam 1 milyon üzerinde ZDS poliçesi olduğu, toplam 188.989.207.526 TL teminat verildiği, sigortalılık oranının ortalaması ise %50 olup, bu oran en çok etkilenen iller arasında olan Adıyaman’da %45, Kahramanmaraş’ta %54 ve Hatay’da %40 olarak gerçekleşmiştir.

Sigortanın amacı ve kapsamı

6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu’nun 1. maddesinde; “Bu kanunun amacı, binalarda deprem sonucu meydana gelebilecek maddi zararların karşılanmasını teminen yaptırılacak Zorunlu Deprem Sigortası ile sigorta şirketlerince teminat verilemeyen veya teminat verilmesinde güçlükler bulunan çeşitli afetler ve riskler sonucu meydana gelebilecek maddi ve bedeni zararların karşılanabilmesini teminen sunulacak sigorta ve reasürans teminatlarına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.”şeklinde ZDS amacı belirlenmiştir.

Bu amaç kapsamında aşağıda tanımlanmış binalar güvence altına alınır:

- Tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar,

- 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler,

- Bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler,

- Doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler.

Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) ayrıca yukarıdaki koşullara uyan;

- Kat irtifakı tesis edilmiş binalar,

- Tapuda henüz cins tashihi yapılmamış ve tapu kütüğünde vasfı "arsa vs." olarak görünen binalar,

- Tapu tahsisi henüz yapılmamış kooperatif evleri, için de geçerlidir.

Henüz bağımsız tapusu olmayan ve 2000 yılından önce inşa edilmiş meskenlerin sigortalarının, sigorta ettirenin beyanına dayanılarak ve arsa tapusuna ait bilgilerle yapılabilmektedir.

Bu sigorta ile depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, dev dalga (tsunami) veya yer kaymasının sigortalı binalarda neden olacağı hasarlar (temeller, ana duvarlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, bahçe duvarları, istinat duvarları, tavan ve tabanlar, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar, çatılar, bacalar ve yapının benzer nitelikteki tamamlayıcı kısımlarında meydana gelenler de dahil olmak üzere), sigorta bedeline kadar DASK tarafından ZDS poliçesi ile teminat altına alınır.

Aşağıdaki sayılan binalar bu sigortanın kapsamı dışındadır.

- 9/11/1983 tarihli ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu’na tâbi olan veya kamu hizmet binası olarak kullanılan binalar ve bağımsız bölümler,

- Köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yapılan binalar,

- Tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar,

- Projesi bulunmayan ve mühendislik hizmeti görmemiş binalar,

- Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binalar,

- Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde ilgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binalar,

- Yetkili kamu kurumları tarafından yıkılmasına karar verilen binalar ile mesken olarak kullanıma uygun olmayan, bakımsız, harap veya metruk binalar.

Köylerdeki yapılar, buralarda belediye denetiminin olmayışı, genel olarak gelir düzeyinin düşük olması ve sigorta yapmanın zor olması gerekçeleriyle ZDS kapsamı dışında tutulmuştur. Ancak eskiden köy olup şimdilerde mahalleye dönüşen yerlerdeki konutlar ZDS kapsamındadır.

ZDS sadece konutun yeniden yapım maliyetine ilişkin olup, sigortalıların deprem dolayısıyla oluşan aşağıdaki hasarlarını karşılamaz.

1- Her türlü taşınır mal, eşya ve benzerleri,

2- Ölüm dahil olmak üzere tüm bedeni zararlar,

3- Manevi tazminat talepleri,

4- Deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, dev dalga (tsunami) veya yer kaymasının dışında kalan hasarlar,

5- Belirli bir deprem hadisesine bağlı olmaksızın binanın kendi kusur ve özellikleri nedeniyle zamanla oluşan zararlar.

6- Dolaylı zararlar

- Enkaz kaldırma masrafları,

- Kâr kaybı,

- İş durması,

- Kira mahrumiyeti,

- Alternatif ikametgah ve işyeri masrafları,

- Mali sorumluluklar

- Ve benzeri dolaylı zararlar.

Dikkat edilecek olursa, ZDS kapsam dahilinde olan yapıların sadece yeniden yapım maliyetini ödemeye yönelik olup, konut içinde yer alan eşyaları kapsamamaktadır.

Sigorta bedeli

DASK her yıl inşaat maliyetlerindeki artışa göre yıkılan meskenin yeniden yapılmasının maliyeti (arsa değeri hariç) esas metrekare bazında azami yeniden yapım maliyeti ve azami teminat tutarını belirler. Bunun için DASK, her yıl "Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği ekinde yer alan Binaların Metrekare Normal İnşaat Maliyet Bedellerini Gösterir Cetvel" dikkate alınarak sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedellerini ve buna göre de azami teminat tutarını belirler. En son, 25.08.2022 tarih ve 31934 sayılı Resmi Gazete’de söz konusu Cetvel ilan edilmiştir.

DASK, yukarıda anlatıldığı şekilde belirlediği yapı tarzına göre azami metrekare bedellerini yılda bir kez yayınlamaktadır.

17.11.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Tebliğe (Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı) göre; 

Yapı Tarzı

Azami Metrekare Bedeli (TL)

Betonarme (m² Fiyatı)

1.508

Diğer (m² Fiyatı)

1.040

Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bir meskenin sigorta bedeli, 17.11.2021 itibarıyla bütün yapı tarzları için azami 320.000 TL’dir.

Yukarıdaki tarifede belirtilen yapı tarzlarının tanımı aşağıdaki gibidir:

A- Betonarme: Çelik veya betonarme taşıyıcı karkas bulunan yapılardır.

B- Diğer: Yukarıdaki gruplara girmeyen yapılardır.

 25.11.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Tebliğe (Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı) göre;

Yapı Tarzı

Azami Metrekare Bedeli (TL)

Betonarme (m² Fiyatı)

3.016.-

Diğer (m² Fiyatı)

2.080.-

Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bir meskenin sigorta bedeli, 25.11.2022 itibarıyla bütün yapı tarzları için azami 640.000 TL’dir. 

Buna göre DASK, en son 25 Kasım 2022 tarihinden itibaren metrekare bazında azami yeniden yapım maliyetini 3.016 TL ve bütün yapı tiplerinde azami teminat tutarını640.000 TL olarak belirlemiştir. 

Sigortalının teminat tutarı (sigorta bedeli) – metrekare bazında azami yeniden yapım maliyeti (3.016 TL) ve azami teminat tutarını (640.000 TL) geçmemesi kaydıyla- kalite ve aşınma durumu bakılmaksızın meskenlerinin büyüklüğüne ve yapı tarzına göre belirlenir. Sigorta bedelinin tespitinde, sigorta edilen meskenin yapı tarzı için DASK’ın ilan ettiği metrekare bedeli ile aynı meskenin brüt yüzölçümünün (veya yaklaşık yüzölçümünün) çarpılması sonucu bulunan tutar esas alınır. Bunun anlamı, ZDS kapsamındaki yapılarda azami teminat tutarını aşmamak kaydıyla, poliçe tanzimi esnasında metrekare bazında yeniden yapım maliyeti DASK tarafından belirlenen metrekare bazında azami yeniden yapım maliyetinin altında ise o yapının kendi metrekare bazında yeniden yapım maliyeti esas alınır, üstünde ise DASK tarafından belirlenen metrekare bazında azami yeniden yapım maliyeti esas alınır. Buna göre, yapının gerçek yeniden yapım maliyeti (yapının gerçek metrekare yeniden yapım maliyetinin daha yüksek olması ve/veya yapının gerçek yüzölçümünün azami teminat tutarının belirlenmesine esas alınan yüzölçümünden (212,20 metrekarenin) üstünde olması nedeniyle) bu tutarın üzerinde olsa bile, sigorta bedeli olarak en fazla metrekare bazında 3.016 TL ve toplamda ise 640.000 TL belirlenir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 11.02.2023 tarih ve 32101 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve 01.01.2023 tarihinden itibaren geçerli olan Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2023 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Tebliği’ndeki metrekare yapı birim maliyetleri III. Sınıf A Grubu konutlar (3 kata kadar - asansörsüz) için 4.600 TL, B Grubu konutlar (yapı yüksekliği 21,50 m’den az) için 6.350 TL, IV. Sınıf B Grubu müstakil veya ikiz konutlar (bağımsız bölümler brüt 151 m² - 600 m² villalar, teras evler, dağ evleri, kaymakam evi ve benzeri) için 8.100 TL, C Grubu konutlar (yapı yüksekliği 30,50 m ile 51,50 m arası) için 8.825 TL olarak belirlenmiştir. Yapı yaklaşık birim maliyetleri, yapının mimarlık hizmetlerine esas sınıfları dikkate alınarak KDV hariç, genel gider (%15) ve yüklenici karı (%10) dahil belirlenir. Bu durumda söz konusu konutların değerlerine %18 KDV dahil belirtilen oranları şarj ettiğimizde metrekare yeniden yapım maliyeti sırasıyla; 6.866,42 TL, 9.478,65 TL, 12.090,087 TL ve 13.173,08 TL’ye ulaşılmaktadır.

Sonuçta, söz konusu tebliğ ile ilan edilen birim metre kare maliyetlerine KDV, genel gider ve yüklenici karları da ilave edildiğinde, DASK’ın sağladığı metrekare bazında 3.016 TL teminatın, ülkemizin birçok yerinde ve konut tipine göre gerçek sigorta değerinin çok altında (en az %50 ile %300) olduğu anlaşılmıştır.

DASK, sözleşmenin düzenlenmesi aşamasında, sigortalının veya sigorta ettirenin vereceği meskenin brüt yüzölçümü, yapı tarzı, adresi ve geçmiş depremlerde hasar durumu gibi bilgilere göre poliçeleri tanzim etmektedir. Bu bilgiler biri veya birkaçı gerçeğe uygun olmaması halinde eksik veya aşkın sigorta hükümleri uygulanır.

Sigortalının veya sigorta ettirenin beyanının gerçeğe aykırı veya eksik olması halinde DASK’ın sözleşmeyi daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek durumlarda, DASK veya aracı kılınan ilgili sigorta şirketi durumu öğrendiği andan itibaren 15 gün içerisinde prim farkının ödenmesini sigorta ettirenden talep eder.

Sigorta bedeli, sigortalanan meskenin yeniden yapım maliyetini aşarsa, sigortanın bu bedeli aşan kısmı geçersizdir. Sigorta süresi içinde durumdan haberdar olan Kurum, sigorta bedelini indirir ve cari yıla ait fazla alınan primi sigorta ettirene gün esası üzerinden iade eder.

Tazminat Hesabı

ZDS Genel Şartlara göre sigorta tazminatının hesabında, tam veya kısmi hasar olmasına bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, benzer yapı özellikleri göz önünde bulundurularak, binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyeti –DASK’ın belirlediği metrekare azami yeniden yapım maliyeti aşmamak kaydıyla- esas alınır. Ancak meri mevzuata göre sigorta tazminatı, hiçbir durumda önceki bölümde anlatıldığı şekilde belirlenen sigorta bedelinden fazla olamaz. Buna göre, ‘eksik sigorta’ mevzusu emredici hüküm olmayan TTK 1462/1. maddesinde düzenlenmiş iken, ZDS Genel Şartları içinde ayrı bir madde olarak düzenlenmemiş, tazminat hesabı maddesinde yer verildiği anlaşılmıştır.

Diğer taraftan, her bir hasarda, sigorta bedelinin %2’si oranında tenzili muafiyet uygulanır. Başka deyişle DASK hasarın bu şekilde bulunan muafiyet miktarını aşan kısmından sorumludur ve sigorta bedelinin %2’sine denk gelen tutarı ödemez. Örneğin 100 metrekare konutta aşağıda gösterildiği şekilde hesaplanan 301.600 TL sigorta bedelinin %2’sine denk gelen 6.032 TL hiçbir şekilde ödenmez. Muafiyet uygulaması açısından, her bir 72 saatlik dönem bir hasar sayılır. Buna göre Kahramanmaraş’ta üst üste iki deprem olsa bile toplam hasar (ayrıca iki depremde hasarın büyüklüğü ayrı ayrı hesaplama teknik olarak da mümkün değildir) üzerinde tek bir kez muafiyet uygulanır.

a) Tam zayi halinde ödenecek tazminat

Betonarmelerde konutların tam hasar sayılması halinde ödenecek tazminat hesabı tablosu:

Metrekare

Yeniden Yapım Bedeli(m²)

Sigorta Bedeli

Muafiyet

Tazminat

100

3.016

301.600

2%

295.568

200

3.016

603.200

2%

591.136

300

3.016

640.000*

2%

627.200

* Yeniden yapım maliyeti, azami teminat tutarını aşamaz. 

Diğer Yapı Tarzlarında tam hasar sayılması halinde ödenecek tazminat hesabı tablosu:

Metrekare

Yeniden Yapım Bedeli(m²)

Sigorta Bedeli

Muafiyet

Tazminat

100

2.080

208.000

2%

203.840

200

2.080

416.000

2%

407.680

300

2.080

640.000*

2%

627.200

* Yeniden yapım maliyeti, azami teminat tutarını aşamaz. 

b) Kısmi hasarda ödenecek tazminat

ZDS Genel Şartların “B.3- Tazminatın Hesabı” başlıklı maddesine göre tam veya kısmi hasar olmasına bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, benzer yapı özellikleri göz önünde bulundurularak, binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyeti -DASK’ın belirlediği metrekare azami yeniden yapım maliyeti aşmamak kaydıyla- esas alınacağı öngörüldüğü için ZDS kapsamında kısmi hasarlarda azami teminat tutarları kapsamında ödenir. Örneğin 100 metrekare konutta onarımdan dolayı toplamda 6.035 TL kısmi hasar oluşursa, DASK tenzil muafiyetine (100*3.016*0,2) denk gelen 6.032 TL’yi indirdikten sonra kalan 3 TL’yi öder, 10.000 TL kısmi hasar oluşursa, DASK tenzili muafiyet indirimi sonrası 3.965 TL (10.000 – 6.035) ödeme yapılır.

Burada dikkat çekilecek husus, kısmi hasarda (binanın onarılması, çatlakların kapatılıp boyanması, destekleyici kolon yapılması gibi) piyasa rayiçlerine göre hesaplanmasıdır. Bu durumda onarım maliyeti, DASK’ın belirlediği azami teminat tutarı olan 640.000 TL geçmesi halinde, Genel Şartlar gereği konutun poliçede beyan edilen yüzölçümüne göre güncel yeniden yapım bedellerine göre bulunan sigorta değeri üzerinden tazminat ödenir, en fazla ise 640.000 TL ödenir. Örneğin, 400 metrekare bir konutta 1.000.0000 TL onarım bedeli ortaya çıkmışsa, eksik sigorta durumu yoksa DASK 640.000 TL onarım bedeli ödemek zorundadır.

Sonuçta, kısmi hasarda o bölgedeki onarım bedellerinin rayici esas alınacağından çoğunun deprem esnasındaki konutun yüzölçümüne göre belirlenen azami teminat tutarına ulaşması söz konusu olabilecektir. 

c) Eksik sigorta durumunda ödenecek tazminat

Sigorta ettirenin poliçe esnasında gerçeğe aykırı beyanı (eksik yüzölçümü vs) sonucu sigorta bedeli olduğundan az belirlenmişse ve bu durum depremden sonra öğrenilmişse, tazminat, alınan prim ile alınması gereken prim arasındaki orana göre ödenir. Örneğin, 100 metre kare konutu 50 metre kare olarak sigortalanmışsa, DASK hesaplanan tazminatın %50’sini öder.

Kahramanmaraş depreminde sigortalıların daha düşük prim ödemek için düşük metrekare beyan ettiği ve eksik sigorta durumlarının yaygın olduğu haberleri gelmektedir. Oysa DASK bu durumun Erzincan, Elazığ ve İzmir depreminde de tecrübe ettiği halde, buna bir tedbir almaması izaha muhtaçtır.

ZDS poliçe tanzimi yaparken UAVT kodu zorunlu bir bilgidir. Poliçeye konu binanın UAVT kodu yoksa sigortalılar ilgili belediyeye yönlendirilerek UAVT kodu tanımlaması yapılmaktadır. Belediyeler inşaatların ruhsat, yapım ve iskan verme konusunda yetkili kurumlardır. Dolayısıyla binalara ait gerçek ve doğru bilgiler bu kurumlarda bulunmaktadır. DASK sistemi üzerinden UAVT kodu ile ilişkilendirilen binaların yapım yılı, bina kat yüksekliği, binanın brüt m2 si, bina yapı tarzı gibi gerekli bilgiler belediye sistemi üzerinden otomatik olarak alınabilir. Bu şekilde poliçe tanzimi gerçekleştirilirse binalara ait doğru bilgilerle doğru poliçe tanzim edileceği için herhangi bir eksik sigorta ve prim kaybı da söz konusu olmaz.

Hali hazırda herhangi bir tapu işlemi yapmak istediğinizde tapu müdürlüğü ilgili binanın belediye ile olan ilişkisini görüntülemekte, beyan verilmediği durumlarda işlem yapmamaktadır. Aynı zamanda yine yapılacak satış işlemlerinde Belediyelerden alınan rayiç bedel üzerinden işlemler kontrol edilmekte ve yapılmaktadır. Belediyelerde olan rayiç bedellerde yeterince gerçeği yansıtmamaktadır. Gayrimenkul değerleme uzmanları, sahibinden.com, emlakçılar odası vb. kurum ve kuruluşlardan gerçek piyasa rayiç değeri alınarak işlem yapılması esasında olay daha gerçeğe dayalı hale gelecektir. Daha makul vergilendirme ile gerçek işlemler hayatımızı daha kolay ve uygulanabilir hale getirecektir.

Binaların gerçek bedelinin tespit edilmesi sigortacılıkta doğru beyan esası açısından çok önemlidir. Daha önceki yıllarda araç kasko bedelleri yılda 1 kez açıklanıyordu. Sonrasında 6 ayda bir yayınlanan kasko değer listeleri, günümüzde aylık olarak yayınlanmaktadır. Günün ekonomik şartlarına göre uyarlanan bu sistem aynı şekilde “Bina Maliyet Bedeli” için de uygulanmalıdır. UAVT kodu ile belirlenen adresteki binanın detay ve m2 bilgileri belediyelerin veri tabanından otomatik olarak alınmalı ve yine piyasada reel işlem yapan kurum ve kuruluşlardan güncel maliyet bedeli alınmak suretiyle deprem anındaki sigorta bedellerine otomatikman ulaşılması sağlanmalıdır.

Diğer bir sorun, bankaların konut kredilerinde başlangıçta ZDS poliçesi tazmin etmesi ve kredi süresi bir yılı aşıyorsa süre boyunca bütün yenilemeleri sigortalıya bildirmek kaydıyla yenilemek zorunda olmakla birlikte, kredi tutarına göre belirlenen sigorta bedelli (kısmi sigorta) ZDS poliçeleri tanzim ettikleri bilgisi gelmektedir. Başka bir deyişle, kredi tutarı kredi süresince azaldıkça yenilenen ZDS poliçelerinde kredi tutarına göre azaltılan sigorta bedeli, DASK tarafından ilan ettiği tutarlara göre belirlenen sigorta bedelinden düşükse, yeni bir mağduriyet hali söz konusu olur.

Oysa, Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliğinin 6’ıncı maddesine göre kredi ile bağlantılı olarak yapılacak sadece ihtiyari sigortalarda, kredi ilgilisinin menfaatinin sigorta edilmesi, sigorta sözleşmesi ile sunulan teminatların kredi konusu ve kredi kullananın ihtiyaçları ile uyumlu olması esastır.

DASK’ın bütün bankalara ZDS poliçesi tanzimi esnasında kısmi sigorta yapılmamasının mevzuata aykırı düşeceğinin bildirilmesi gerekirdi.

d) Aşkın sigorta durumunda ödenecek tazminat

Sigorta ettirenin poliçe esnasında gerçeğe aykırı beyanı (fazla yüzölçümü vs) sonucu sigorta bedeli olduğundan fazla belirlenmişse ve bu durum DASK tarafından depremden sonra öğrenilmişse, sigortalanan meskenin yeniden yapım maliyetini aşan sigorta bedeli ödenmez ve bu aşan kısma prim iade edilir.

e) Tazminat ödeme zamanı

Bu sözleşme ile sigorta edilmiş binalarda meydana gelen zararın nedeni, niteliği ve miktarı DASK’ın veya yetkili kıldığı kimselerin belirlemelerine göre taraflar arasında yapılacak anlaşmayla tespit edilir. Büyük ölçekli bir hasar meydana gelmesi durumunda DASK, hasar tespitlerinin süratle yapılabilmesini teminen teknolojik olanaklardan da yararlanarak basitleştirilmiş hasar tespit uygulamaları geliştirebilir.

Tazminat miktarının yasa ve bu poliçe hükümlerine göre tespit edilmesinden sonra DASK, sigorta bedelini aşmamak kaydıyla kesinleşmiş olan tazminat miktarını en geç takip eden bir ay içerisinde hak sahibine ödemek zorundadır. 

Esasları SEDDK tarafından belirlenmek üzere deprem sonrasında sigortalılara avans ödemesi yapılması mümkündür. Avans ödenip ödenmemesi, avans tutarı ve avans kapsamı DASK’ın önerisi üzerine SEDDK tarafından kararlaştırılır. 

f) Tazminat ödenmesinin sonuçları

DASK, yaptığı tazminat ödemesi tutarınca hukuken sigortalının yerine geçer ve sigortalının zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde DASK’a intikal eder. 

Deprem sonucu tam hasar meydana geldiği takdirde, tazminatın ödenmesi ile birlikte sigorta teminatı sona erer. Kısmi hasar halinde, sigorta bedeli, rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren, ödenen tazminat tutarı kadar eksilir. 

Binanın taşıyıcı sistemine etki eden hasarlarla ilgili olarak, teminatın tekrar işlerlik kazanabilmesi için konutun eksper raporunda belirtilen makul süre içinde onarılması gerekmektedir. Aksi takdirde poliçe vadesi süresince oluşabilecek müteakip hasarlar ödenmez. Sigorta bedelinin eksildiği hallerde, hasarlı binanın, hasardan bir gün önceki haline getirildiği tarihten itibaren başlamak üzere, gün esası ile prim alınmak suretiyle sigorta bedeli yükseltilir.

g) Devlet konut yardımı 

ZDS kapsamında tazminat alınması, aynı zamanda Devlet'ten konut ve diğer yardımı alınmasını engellemez. Başka deyişle, her ikisini de eksiksiz alabilir, Borçlar Kanunu’na göre sebepsiz zenginleşme sayılmayacaktır. Hatta bu durum ZDS yaptıranlar lehine özendirici olacağı için pozitif yaklaşımla özellikle gözetilmelidir.

h) Eşya Zararları

ZDS sadece yapıların yeniden yapım bedeline ilişkin teminat verir. Ancak eşyalar için ihtiyari deprem sigortası almışsanız, oradaki sigorta bedeli (azami) esas alınarak eşyalarınızın eskimişliği esas alınarak hesaplanan tazminat (gerçek zarar) ödenir. Başka deyişle eşyaların sıfır bedelleri ödenmez, eskimişliğine göre piyasa şartlarına göre tahmini bir bedel ödenir.

Diğer taraftan, sigortalılar ihtiyari deprem sigortaları kapsamında poliçelerinde yeni değer klozu olarak bilinen ek teminatı almaları halinde, riziko gerçekleşme (hasar) tarihinde eşyalarının piyasadaki yeni bedellerini (sıfır değerlerini) alabileceklerdir. 

5. Zeyilname Hususu 

ZDS poliçeleri tazmin edilirken o gün itibariyle DASK tarafından ilan edilen metre kare bazında azami yeniden yapım bedeli ve azami teminat tutarı dikkate alınarak tanzim edilirler. Ancak DASK, söz konusu bedelleri güncelleyerek yılda bir kez Resmi Gazete’de ilan etmektedir. Bu noktada, söz konusu ilandan önce tanzim edilmiş ve halen yürürlükte olan poliçelerde yer alan sigorta bedellerinin yeni tarifeye göre güncellenmesinin (ek sözleşme-zeyilname- yapılması ve ek prim tahsil edilmesi) gerekip gerekmediği tartışma konusudur.

5.1 DASK’ın uygulamaları 

DASK, Kahramanmaraş depremleri esnasında yürürlükte olan poliçelerde yazılı olan sigorta bedelleri, 25.11.2022 tarihinde ilan ettiği metrekare bazında azami yeniden yapım bedeli ve azami teminat tutarı üzerinden güncellenmemişse, Genel Şartların “B.3- Tazminatın Hesabı” başlıklı maddesine göre tam veya kısmi hasar olmasına bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, benzer yapı özellikleri göz önünde bulundurularak, binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyeti -DASK’ın belirlediği metrekare azami yeniden yapım maliyetini aşmamak kaydıyla - esas alarak tazminat ödemektedir. Başka bir deyişle DASK tazminat talebinin yukarıda anlatıldığı şekilde belirlenen sigorta bedelinden fazla olamayacağı hükmüne istinaden poliçe üzerinde yazılan eski tarifedeki metrekare bazında birim maliyeti ve azami teminat tutarına göre belirlenen sigorta bedeli üzerinden ödeme yapmakta, fazlaya ilişkin kısımları ise red etmektedir.

Bu durumda Kahramanmaraş depremlerinde sigortalılara ödenecek tutarlar aşağıdaki şekilde olacaktır. 

Betonarmelerde konutların tam hasar sayılması halinde ödenecek tazminat hesabı tablosu: 

Metrekare

Yeniden Yapım Bedeli (m²)

Sigorta Bedeli

Muafiyet

Tazminat

100

1.508

150.800

2%

147.784

200

1.508

301.600

2%

295.568

300

1.508

320.000*

2%

313.600

* Yeniden yapım maliyeti azami teminat tutarını aşamaz.

Diğer yapı tarzlarında tam hasar sayılması halinde ödenecek tazminat hesabı tablosu:

Metrekare

Yeniden Yapım Bedeli (m²)

Sigorta Bedeli

Muafiyet

Tazminat

100

1.040

104.000

2%

101.920

200

1.040

208.000

2%

203.840

300

1.040

320.000*

2%

313.600

* Yeniden yapım maliyeti azami teminat tutarını aşamaz. 

Kısmi hasarlarda da tazminat hesaplamalarında rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte benzer yapıların güncel onarım bedellerinin dikkate alınması öngörülmüş olmakla birlikte eski tarifeye göre belirlenen sigorta bedelinin üstünde kalan kısım ret edilmektedir.

Bilindiği gibi DASK tarafından son tarife değişikliği 25.11.2022 tarihinde yapılmış ve alınan bilgilere göre ZDS’de zeyilname yapma oranı çok düşük düzeyde kalmıştır.

Bu nedenlerden dolayı söz konusu uygulamaların sigortalılarda yüksek memnuniyetsizliklere sebebiyet vereceği ve yargısal uyuşmazlıklara neden olacağı tahmin edilmektedir.

Sonuçta, DASK’ın hukuken çok tartışmalı olan söz konusu uygulaması sonucu Kahramanmaraş depremi öncesi Erzincan, Elâzığ ve İzmir depremlerinde zeyilname olmayan poliçelerde eski tarifeye göre ödemeler yapılmış ve önemli bir memnuniyetsizliğe neden olunmuştur. Bu nedenle konunun hukuki yönüne ilişkin olarak önce eksik sigorta hukuku açısından incelenmesi, akabinde özel hukuk (deprem sigortası hukuku) ve genel hukuk açısından incelemesi yapılmalıdır.

5.2 Hukuk Açısından Zeyilnamenin İncelenmesi

a) Sigortacılık Hukuku ve İcapları Açısından İnceleme

Sigorta bedeli, başlangıçta prim hesaplanmasına esas alınan tutar ve riziko gerçekleştiğinde eksik sigorta veya aşkın sigortanın varlığını tespiti için sigorta tanzimi esnasında kontrol edilecek tutardan başka bir şey değildir. Mevcut uygulamadaki, riziko esnasında riziko tarihindeki sigorta değeri (gerçek zarar) ile poliçe başlangıç tarihinde prime esas alınan ve poliçede yazılan bedeli (sigorta bedeli) karşılaştırılması yapılarak eksik sigorta ve aşkın sigorta tespiti yapılması, sigorta hukukuna aykırıdır. Türk Ticaret Kanunu’nun 1401. maddesi sigorta sözleşmesini Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlamıştır. Bu maddeye göre kişinin “sigortalanan şeyin maddi şeklinin” sigortalanmadığı aksine “kişinin sigortalanan şey üzerindeki ekonomik menfaatinin” sigortalandığı anlaşılmaktadır, bu kapsamda sigorta anında ekonomik menfaatinin değeri doğru tespit edilmişse, poliçede sigorta bedeli ne yazarsa yazsın reel değer artış hariç riziko tarihinde kişinin ekonomik menfaatinin (aynı satın alma gücünü veren değeri) karşılanması lazımdır. Dolayısıyla diğer sigortalarda yıllarca uygulanan ve günümüzde yüksek enflasyon döneminde de uygulanan eksik sigorta uygulamaları tamamen bu maddeye aykırıdır. Özetle, sigorta anında satın alma gücüne göre 100 TL olan menfaatim, sigorta sonrasında satın alma gücüne göre 100 TL (reel değer artışları hariç) ödenmesi gerekir, aksi halde yapılan sigortacılık değil kısmi sigortacılıktır. Kasko sigortasında poliçelerde sigorta bedeli yazılması bunun için kaldırılmıştır.

Sigorta sözleşmesi tanzimi esnasında, belirlenen sigorta bedeli sigortalanan şeyin gerçek değerini (sigorta değerini) yansıtıyorsa, sigorta süresince enflasyondan dolayı eksik sigorta oluşmaz. Başka deyişle sigorta anında gerçek değer üzerinden prim ödenmişse, sonrada enflasyon nedeniyle sadece sigorta bedelini güncelliğini kaybetti iddiasıyla eksik sigorta kapsamında eksik tazminat ödenemez.

Bu kapsamda, sigorta sektöründe uygulanan ‘enflasyon klozu’ yanlış bir uygulama olup, Dünya’da uygulaması yoktur. Buna karşın Dünya’da değer artış klozu bulunmaktadır. Bu klozu nominal değer artışları (yani enflasyonu) değil, enflasyon üzerindeki reel değer artışları konu etmektedir. Örneğin covid döneminde yaşanan çip krizinden dolayı oluşan fiyat artışları ve covid dolayısıyla toplu ulaşımdan kaçınmak için otomobillere yönelik artan talepten kaynaklı fiyat artışları gibi reel değer artışlar sayılır. Ancak ülkemizde bu kloz mevcut poliçelere ilişkin poliçelerde ve bilgilendirme formlarında belirtilmediği için uygulanamaz.

Sonuçta, DASK inşaat sektöründeki enflasyonu dikkate alarak 25.11.2022 tarihinde ilan edilen yeniden yapım bedellerini %100 olarak güncellemesinin ek prim durumunu yaratmayacağı düşünülmektedir. Başka bir deyişle, sigorta tazminatı, hiçbir durumda sigorta bedelinden fazla olamayacağı gerekçesinin geçersiz olduğu düşüncesiyle, DASK bütün tazminat taleplerini yeni tarife üzerinden ödemek zorundadır.

b) Zorunlu Deprem Sigortası Mevzuatı Açısından Zeyilname Hususunun İncelenmesi

6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu’nun “Sigortalının sorumluluğu” başlıklı 12 nci maddesinde;

“(1) Malik veya intifa hakkı sahibi, binanın ve her bir bağımsız bölümün projeye aykırı olarak ve taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edilmesine veya zayıflatılmasına karşı gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.

(2) Malik veya intifa hakkı sahibi, hasarın projeye aykırı olarak ve taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek tadilat nedeniyle ortaya çıktığının tespit edilmesi durumunda, sigortadan tazminat alma hakkını kaybeder.”

şeklindeki hükmü ile sigorta ettirenlere yüklenen yükümlülükler belirlenmiştir. Buna göre çok önemli derecede hak kaybına neden olabilecek sigorta ettirenin zeyilname yaptırması yükümlülüğü öngörülmemiştir.

Zorunlu Deprem Sigortası Yönetmeliği’nde ise sigorta ettirenlere zeyilname dahil herhangi bir yükümlülük öngörülmemiştir.

Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları’nda ise sigorta ettiren ya da sigortalının yükümlülüklerine ilişkin aşağıdaki maddeler düzenlenmiştir. 

“B.1- Rizikonun Gerçekleşmesi Halinde, Sigorta Ettirenin ya da Sigortalının Yükümlülükleri

Sigorta ettiren ya da sigortalı, rizikonun gerçekleşmesi halinde, aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür.

1.1- Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç onbeş işgünü içinde DASK ’a veya Kurum nam ve hesabına sözleşmeyi yapan sigorta şirketine bildirimde bulunmak,

1.2- DASK görevlilerinin veya yetkili kıldığı kimselerin, hasara uğrayan binalara makul amaçlarla ve uygun şekillerde girmesine ve zararı azaltmaya yönelik girişimlerde bulunmasına izin vermek,

1.3- DASK’ın isteği üzerine zarar miktarıyla delilleri saptamaya, rücu hakkının kullanılmasına yararlı ve sigorta ettiren için sağlanması mümkün gerekli bilgi ve belgeleri, gecikmeksizin DASK’a vermek,

1.4- Zararın tahmini miktarını belirtir yazılı bir bildirimi, makul ve uygun bir süre içinde DASK’a veya yetkili kıldığı kimselere vermek,

1.5- Sigortalı bina/yer üzerinde Zorunlu Deprem Sigortası dışında, deprem teminatı bulunan başkaca sigorta sözleşmeleri varsa bunları DASK ‘a bildirmek.

C.1- Sigorta Ücretinin Ödenmesi, Doğal Afet Sigortaları Kurumunun Sorumluluğunun Başlaması ve Sona Ermesi

Malikler veya varsa intifa hakkı sahipleri, sigorta sözleşmelerini her yıl yenilemek zorundadır. Sigorta sözleşmesinin poliçe bitiş tarihine kadar yenilenmemesi durumunda DASK’ın teminata ilişkin sorumluluğu poliçede belirtilen bitiş tarihi itibariyle sona erer.

 

C.2- Sigorta Ettirenin Beyan Yükümlülüğü Fesih ve İptaller

Gerçeğe aykırı beyan hali, depremden sonra öğrenilmişse, tazminat, alınan prim ile alınması gereken prim arasındaki orana göre ödenir.”

Buna göre sigorta ettirene sigorta süresince ilan edilen yeni tarifelere göre zeyilname yapılması yükümlülüğü öngörülmemiştir.

Son olarak, Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı’nda sigorta ettirene bir yükümlülük getirmediği sadece Sigorta süresi başlıklı 6 ncı maddesinde; “(1) Sigortanın süresi bir yıldır. Süresi dolan poliçe sigortalı veya sigorta ettiren tarafından her yıl yenilenir.” hükmü ile sigorta ettiren tarafında her yıl poliçe bittikçe yenileme yapılmasını öngörülmüş, ama sigorta süresi içinde hak kaybına neden olacak zeyilname yaptırılması hususu öngörülmemiştir.

Yukarıda da görüleceği üzere, ZDS mevzuatında 25.11.2022 tarihinde ilan edilen yeni yapım bedellerine göre ek sözleşme yapılmasına ve bunun için ek prim ödenmesine yönelik sigortalıya yükümlülük yükleyen ve tazminat hesabında zeyilname olmaması halinde eski tarifenin geçerli olduğuna dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.

Nitekim, DASK’ın 25.11.2022 tarihinde Resmi Gazete’de ilan edilen güncel metrekare bazında azami birim maliyeti ve azami teminat tutarını Türkiye Sigorta Birliğine (TSB) ve sigorta şirketlerine gönderdiği duyuruda da, ZDS poliçelerin güncel metrekare birim maliyete ve azami teminat tutarına göre zeyilname yapılmasını ve ek primlerin tahsil edilmesini talep etmediği görülmüştür.

Diğer taraftan, DASK tarafından tanzim edilen ZDS poliçelerinde ve bilgilendirme formlarında sigorta süresi içinde ilan edilecek güncel bedellere göre sigorta ettirene zeyilname yaptırma yükümlülüğü de yüklenmemiştir.

Sonuçta, ZDS konusunda zeyilname konusunda düzenleme olmaması nedeniyle TTK 1452. maddesindeki sigortalı lehine yorumlama esası gereği ZDS’de özel hukuk alanında zeyilname yaptırma yükümlülüğü ve ek prim ödenmesi gerektiği öngörülmediğinden, DASK’ın güncel yeniden yapım değerlerine göre ödeme yapması gerektiği düşünülmektedir.

c) Zeyilname Hususunda Aydınlatma ve Bildirim Yükümlülüğü

Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. Maddesinin birinci fıkrasında “Sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenir.” şeklindeki hüküm ile 6502 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5. Maddesinin dördüncü fıkrası gereği; “Sözleşme şartlarının yazılı olması hâlinde, tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dilin kullanılmış olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi hâlinde; bu hüküm, tüketicinin lehine yorumlanır.” hükmü gereği yazılı metnin tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır olması şartı gerekmektedir. Ancak bu hükümlere aykırı şekilde ZDS poliçelerde güncel yeniden yapım bedellerine göre tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dille zeyilname yaptırılmasına ilişkin bir yükümlülük yazılmamıştır.

Türk Ticaret Kanununun “Aydınlatma yükümlülüğü” başlıklı1423. Maddesinde;

“(1) Sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar.

(2) Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir.”

şeklindeki hüküm gereği sigortalının özel olarak dikkat etmesi (zeyilname gibi) gereken hükümleri, gelişmelere bağlı (zeyilname gibi) bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirim yapılması gerekmektedir.

DASK’ın ve adına yetkili kıldığı sigorta şirketlerinin sigorta ettirene veya sigortalıya sigorta süresi içinde bildirim ile ilgili Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartlarında “C.5- Tebliğ ve İhbarlar” başlıklı maddesinde;“DASK veya adına yetkili kıldığı sigorta şirketinin bildirimleri de taraflara imza karşılığı elden verilen mektupla ya da sigorta ettirenin poliçede gösterilen adresine veya bu adres değişmişse, son bildirilen adresine yazılı olarak yapılır.

DASK tarafından yapılan ihbarlar, postaya veya notere verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder.” hükmüne göre yazılı bildirim yapması gerekmektedir. Bununla birlikte, yetkili sigorta şirketine yönelik Yönetmeliğin “Dağıtım ve Satış Kanalları” başlıklı 23’ncü maddenin ikinci fıkrasındaki; “(2) Zorunlu deprem sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketi, sigorta sözleşmesinin bitiminden önce elektronik posta, kısa mesaj (SMS) veya çağrı merkezi kanalıyla sözleşmenin sona ereceğini ve yeni bir sigorta yaptırma zorunluluğunu sözleşme sahiplerine bildirir.” şeklindeki hüküm gereği sadece poliçe yenilemeleri için e-posta, SMS veya çağrı merkezi ile bildirimle hatırlatma yapması görevi verilmiştir.

Sonuçta, DASK yukarıda belirtilen tebligat usullerini kullanarak zeyilname yapılması gerekliliğini yazılı şekilde bildirim yapması gerekirken, sigortalılara söz konusu yazılı bildirimi yapmadığı bilinmektedir.

Buna karşın, DASK ve sigorta şirketleri poliçeler üzerinde yer alan sigortalının telefon numaralarına sigorta bedellerinin yeni tarifeye güncellemesine yönelik;

“25/11/2022 tarihinde Dogal Afet Sigortalari Kurumu (DASK) tarafindan yayinlanan Genelge ile Zorunlu Deprem Sigortasi teminatina esas olan metrekare maliyet bedelleri guncellenmistir.Mevcut policenizdeki teminat tutarlarini guncel teminat tutarlarina yukseltmek uzere lutfen … Sigorta Acenteniz ile iletisime geciniz. … SIGORTA Mersis: 01…B002”

şeklinde kısa mesaj (SMS) atmıştır. Ancak, ZDS aracılık eden sigorta aracılardan özellikle şube şeklinde ve prodüktör yapısı ile çalışan acenteler başta olmak üzere ZDS poliçeler üzerine sigortalıların telefon bilgilerini doğru yazmadıkları ve bu sayının önemli olduğu iddiası da bulunmaktadır. Dolayısıyla, çoğu sigortalıya söz konusu mesaj atılmamıştır.

Meri mevzuata göre SMS ile bildirim, sadece poliçe yenilemesine yönelik olarak hatırlatmak amacıyla kullanılmasına izin verilmiştir. Şöyle ki, ZDS Yönetmeliğinde zorunlu deprem sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketi, sigorta sözleşmesinin bitiminden önce elektronik posta, kısa mesaj (SMS) veya çağrı merkezi kanalıyla sözleşmenin sona ereceğini ve yeni bir sigorta yaptırma zorunluluğunu sözleşme sahiplerine bildirileceği öngörülmüştür.

Sonuçta, mevcut bir poliçelerde sigortalının büyük hak kaybına (mevcut tazminatın %50’si) neden olabilecek bir yükümlülüğüne ilişkin SMS bildirimin kullanılamayacağı aşikardır. Nitekim, zeyilname hususunda SMS yeterli olmadığı, ayrıca poliçelerde belirtilmesi ve bilgilendirme formlarında anlaşılır şekilde açıklanması ile birlikte yazılı bildirim yapılması gerektiği, bugün zeyilname yaptırma oranının çok düşük kalmasından da anlaşılmaktadır.

DASK Teknik İşleticisinin zeyilname yaptırma oranının 25.11.2022 tarihinde ilan edilen güncel tarifeye göre düşük kaldığını takip etmesi ve diğer tedbirlerle birlikte derhal yazılı bildirimler yapması gerekirdi. 

SİGORTA ŞİRKETLERİNİN SORUMLULUĞU

Zorunlu Deprem Sigortası Yönetmeliği 23’ncü maddesinde DASK tarafından verilen zorunlu deprem sigortası ve diğer sigorta teminatları, DASK tarafından doğrudan satış uygulamaları yoluyla veya DASK nam ve hesabına sigorta sözleşmesi yapmaya yetkili sigorta şirketleri ve bu şirketlerin acenteleri tarafından sunulacağı ve DASK nam ve hesabına sigorta sözleşmesi yapmaya yetkili sigorta şirketlerinin ve bu şirketlerin acentelerinin uyması gereken esaslar sigorta şirketleri ile yapılacak sözleşmede belirleneceği öngörülmüştürZorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatlara göre belirlenen prim tutarı peşin olarak tahsil edilmesi, ancak prim tutarının, Doğal Afet Sigortaları Yönetim Kurulunca belirlenen şartlara bağlı olarak kredi kartıyla veya benzeri başka düzenli ödeme yöntemleriyle taksitlendirilmesi mümkün olduğu düzenlenmiştir.

Diğer taraftan, sigorta şirketlerinin sadece poliçe yenilemeleri konusunda e-posta, kısa mesaj (SMS) veya çağrı merkezleri kanalıyla sözleşmenin sona ereceğini ve yeni bir sigorta yaptırma zorunluluğunu sözleşme sahiplerine bildirme mükellefiyeti yüklenmiştir.

Bankaların sorumluluğu

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13’üncü maddesi, Doğal Afet Sigortaları Kurumu Çalışma Esasları Yönetmeliği’nin 24’üncü maddesi, Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliğinin 5’inci maddesi ve Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatının 7’nci maddesine göre bankalar tarafından kullandırılan konut kredileri ile bağlantılı olarak Zorunlu Deprem Sigortası yaptırılması gerekmektedir. Konut kredisi kullanan tarafından Zorunlu Deprem Sigortası yaptırılmamış ise krediyi veren banka tarafından sigortalıya bilgi verilerek yapılmalıdır. Kredi süresince, sigortalı tarafından yenileme yapılmaması durumunda, banka tarafından sigortalıya bilgi verilerek ilgili poliçenin yenilemesinin sağlanması zorunludur.

Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği’nin 7’inci maddesine göre kredi kuruluşunun aracı olduğu kredi bağlantılı sigorta sözleşmelerine ilişkin bilgilendirme yazılı olarak yapılması, ancak, kişilerin fiziki olarak karşı karşıya gelmesinin söz konusu olmadığı hallerde veya işin mahiyetinin gerektirdiği durumlarda elektronik ortamda veya ilgilinin bilgi formuna erişimini mümkün kılan benzeri araçlarla bilgilendirme yapılabileceği, bu durumda, ispat yükümlülüğü kredi kuruluşuna ait olduğu, aynı Yönetmeliğin 10 ncu maddesinin dördüncü fıkrasındakonut finansmanı kapsamında kullandırılan kredilerle ilgili olarak kredi konusu konut için yapılan sigortanın bedeli kredi tutarından bağımsız olduğu öngörülmüştür.

Eğer bankalar söz konusu kredi süresince poliçe yenilemelerini yapmazsa, Yargıtay yerleşik kararları kapsamında %50 oranında müterafik kusurlu sayılmaktadır (Yargıtay 17. Dairesi 2018/6356 E., 2020/5863 K. sayılı Kararla, bankanın kredi süresi içinde sigortanın yenilenmesi konusunda uygun bildirim yapmaması ve sigortalı ise kendisine düşen sigortayı yeniletme konusunda özen yükümlülüğüne uymaması gerekçesiyle müterafik kusurlu (%50) sayılmış, bu nedenle ilgili Mahkeme Kararı bozma kararı verilmiş, aynı Dairede 2019/4821 E., 2020/6731 K. sayılı Karar’la, bankanın kredi süresi içinde sigortanın yenilenmesi konusunda uygun bildirim yapmaması nedeniyle bankayı müterafik kusur (%50) karar veren mahkeme kararını onamıştır). Diğer taraftan, Yargıtay söz konusu kararları önceki mevzuata göre verildiği, Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliğinin 5’inci maddesi ve Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatının 7’nci maddesine göre sigortalıya bilgi vermek kaydıyla yenilenmesini yapma mecburiyeti getirdiğinden, bankaların yenileme ve zeyilname yapmama halinde tam kusurlu sayılacakları düşünülmektedir.

6. SEDDK, DASK ve İşletici Türk Reasürans AŞ’nin Sorumluluğu

DASK Yönetim Kurulu’nca alınan kararlar ile Kurumun teknik işleri ve işletmeye ilişkin iş ve işlemleri, 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunun 6’ncı maddesine göre belirlenen Teknik İşletici tarafından yürütülür.

Teknik İşletici, mevzuata göre yetkili sigorta şirketleri ve doğrudan satış kanalları ile operasyonel işlerin yürütülmesi, primlerin tahsili, hasarların tespiti, tazminat ödemelerinin yapılması ve benzeri işleri yürütmek görevi bulunmaktadır.

Bugün anladığımız kadarıyla, zeyilname dolayısıyla Erzincan, İzmir ve Elazığ’ı depremlerinde de onbinlerce hak sahibine eksik tazminat ödenmiştir. Tabi o dönemlerde enflasyon bu dönemdeki kadar yüksek olmadığından, çok büyük hak kaybına neden olmamış, ancak 25.11.2022 tarihinde ilan edilen ve %100 artırılan yeniden yapım bedelleri yüzünden Kahramanmaraş depremlerinde yüzbinlerce konut sahibi %50 oranında hak kaybına uğrayacaktır.

Bu durumda daha önceki depremlerde fark edildiği halde SEDDK, DASK ve 08.08.2020 tarihinden itibaren işleticisi ve aynı zamanda kamu şirketi olan Türk Reasürans AŞ yönetiminin bugüne kadar hiçbir şey yapmamış olması, izaha muhtaç bir durumdur.

Son derece önemli bir husus olan zeyilname konusunda;

- Kanunda “eksik sigorta” ile “zeyilname yükümlülüğünü” hususlarının düzenlenmesi talep edilmesi, 

- ZDS poliçelerinde sigorta süresi içinde ilan edilecek azami yeniden yapım bedellerine göre zeyilname yaptırılması mecburiyetinden ve öneminden bahsedilmesi,

- ZDS bilgilendirme formlarında TTK aydınlatma yükümlülüğü kapsamında anlaşılır (açık ve öz) bir aydınlatma yapılması gerekirdi. 

Zeyilname yaptırılması için sigorta ettirene bildirim yapılma hususuna gelirsek:

- ZDS Genel Şartlarına göre zeyilname konusunda sigorta ettirenlere yazılı bildirim yapılması,

- İşleticinin TSB yeni tarifenin yayınlandığı duyurusunda sigorta şirketlerine aracılık ettikleri ZDS poliçeler için zeyilnamelerinin en kısa sürede yaptırılması ve tahsil edilecek primlerin DASK’a gönderilmesinin hatırlatılması,

-Özellikle eksik yüzölçümü nedeniyle eksik sigorta durumlarını önlemek için gerekli tedbirleri alması,

- Bankaların kredi tutarına dayalı (eksik) sigorta teminatlı ZDS poliçe yapılmasını önlemesi,

- 25.11.2022 tarihinde belirli bir süre sonra (örn. bir ay sonra) yenilemelerin çok düşük kaldığı görüldüğünde, atılan SMS lerin herkese ulaşmadığı ve/veya anlaşılmadığı kabulüyle, adeta olağanüstü hal ilan edilerek, yazılı bildirim dahil başkaca çabaların gösterilmesi gerekirdi. 

Diğer taraftan, enflasyon klozunun dünya’da olmadığını, sigortacılık icaplarına aykırı olduğu ileri sürülmesine rağmen, aksi hukuki bir gerekçeyi de kimse ileri sürmediği halde, halen eski tarifeden ödemeye devam edilmesinin hukuken izahı gerekmektedir.

7. DASK’ın ödeme kapasitesi 

DASK Teknik İşleticisi Türk Reasürans AŞ Genel Müdürü basına verdiği demeçte kendi bünyelerindeki havuzda 23 milyar TL olduğunu, reasürans korumaları sonrasında toplam 117 milyar TL’lik (yaklaşık 6 milyar Dolar) bir ödeme kapasitelerinin olduğunu beyan etmiştir. SEDDK Başkanı Sn. Mehmet Akif Eroğlu ise basına verdiği demeçte DASK’a 20.02.2023 itibariyle 215 bin talep geldiğini ve toplamda 600 bin talep beklenildiğini, 1 milyar dolar ödeme yapılacağını tahmin ettiklerini ve en fazla 2 milyar Dolar beklediklerini ifade etmiştir.

8. İhtiyari Deprem Sigortası

Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bağımsız bölüm veya binanın sigorta değeri (metrekare bazında yeniden yapım maliyeti ve/veya yüzölçümü nedeniyle) Zorunlu Deprem Sigortası ile belirlenen sigorta bedeli tutarının üzerinde ise bu tutarın üzerindeki kısım için, Zorunlu Deprem Sigortası’nın yapılmış olması (Eğer ZDS yaptırılmadıysa ihtiyari deprem sigortası poliçesi verilememektedir) kaydıyla, sigorta şirketleri tarafından ihtiyari deprem sigortası yapılabilir.

İhtiyari deprem sigortası yaptırılabilen yapılar

- Köy nüfusuna kayıtlı kişiler tarafından köy yerleşik alanı ve civarına yapılan yapılar,

- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapılar,

- Tamamı ticari veya sınai amaç için kullanılan yapılar

- Projesi olmayan, mühendislik hizmeti almamış olan yapılar,

- Tapu kaydı olmayan arazi ve arsalar üzerine inşa edilmiş olan yapılar,

- Binanın taşıyıcılarını olumsuz etkileyen tadilat yapılmış yapılar,

- Bina taşıyıcılarını olumsuz etkileyen şekilde, proje ve mevzuata aykırı inşa edilen binalar,

- Yetkili kurumlar tarafından yıkılmasına karar verilen, kullanıma uygun olmayan bakımsız harap yapılar.

ZDS kapsamı dışında yer alan yapılar (köydeki konutlar vs) ve ZSD kapsamında olan yapılarda konut sahipleri kendi yapılarının metrekare yeniden yapım birim fiyatlarını ilgili kamu kurumlarından (belediye vs) öğrenip, ZDS’nin karşılamadığı kısımlar ve eşyalar için ihtiyari deprem sigortası yaptırılabilir.

İhtiyari deprem sigortası teminatı tek başına satılmamaktadır. Daha çok yangın ve mühendislik sigortalarında ek teminat olarak satılmaktadır.

Sigortalı sahip olduğu konutu, DASK poliçesi tanzim esnasında azami teminat tutarını aşan kısmı bir sigorta şirketinden alacağı yangın sigortası poliçesinde ihtiyari deprem sigortası ile teminat alırsa, deprem anında DASK zeyilname olup olmadığına bakılmaksızın güncel azami teminat tutarını (640.000 TL) öder, sigorta şirketinde deprem tarihindeki konutun geçerli metrekare bazında yeniden yapım bedelinin yüzölçüme çarpımı sonucu bunulan yeniden yapım bedeli ile DASK’ın ödediği tutar arasındaki farkı esas alarak poliçedeki muafiyet ve müşterek sigorta tutarlarını indirdikten sonra kalan tutarı öder.

Örnek: Sigortalı 300 metrekare konutuna 01.07.2022 tarihinde piyasada geçerli güncel yeniden yapım maliyetini (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilan ettiği maliyete enflasyon farkı ilave etmiş) 1.000.000 TL olarak belirlemiş ve buna göre 320.000 TL teminatlı ZDS poliçesi ve 680.000 TL teminatlı ihtiyari deprem sigortası yaptırmışsa, deprem anında konutu yıkılan sigortalıya, deprem anındaki yeniden yapım maliyeti 1.600.000 TL ise DASK 640.000 TL esas alarak %2 muafiyet sonrası 627.200 TL öder, sigorta şirketi de 960.000 TL esas alarak poliçedeki muafiyet ve müşterek sigorta tutarlarıhesapladıktan sonra kalan bakiye ödenir.

Bu kapsamda, DASK sigorta bedeli 320.000 TL ve sigorta şirketi 680.000 TL sigorta bedelinden sorumlu olduğu şekilde bir uygulama yukarıda anlatıldığı şekilde hukuken doğru değildir.

Diğer taraftan, sigortalı poliçe tanzimi esnasında konutunun yüzölçümü olduğundan düşük ve/veya o lokasyondaki metrekare bazında yeniden yapım değerini olduğundan düşük beyan etmiş ve buna göre poliçede sigorta bedeli belirlenmişse, poliçe tanzim tarihi itibariyle söz konusu eksik sigorta oranı tespit edilerek hasar anında yukarıda anlatıldığı şekilde belirlenen güncel yeniden yapım bedelinden düşürülür.

Örnek: Sigortalı 300 metrekare konutuna 01.07.2022 tarihinde piyasada geçerli güncel yeniden yapım maliyetini (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 11.02.2023 tarih ve 32101 sayılı Resmi Gazete yayınlanan ve 01.01.2023 tarihinden itibaren geçerli olan Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2023 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Tebliğindeki metrekare yapı birim maliyetleri) 1.000.000 TL iken 500.000 TL üzerinden, 320.000 TL teminatlı ZDS poliçesi ve 180.000 TL teminatlı ihtiyari deprem sigortası yaptırmışsa, deprem anında konutu yıkılan sigortalıya, deprem anındaki yeniden yapım maliyeti 1.600.000 TL ise DASK 640.000 TL esas alarak %2 muafiyet sonrası 627.200 TL öder, sigorta şirketi de 960.000 TL esas alarak %50 eksik sigorta ile birlikte poliçedeki muafiyet ve müşterek sigorta tutarları hesapladıktan sonra kalan bakiye ödenir.

9. Değerlendirme ve sonuç

Yukarıda detaylı şekilde anlatıldığı gibi, TTK’nın 1401’ncı maddesine göre sigorta bedelinin sigorta tanzimi esnasında sigorta priminin hesaplanması ve riziko gerçekleştiğinde ise poliçe tanzim tarihi esas almak suretiyle beyan edilen ve poliçeye yazılan sigorta bedeli ile gerçeğe uygun değeri mukayese için kullanılan bir tutar olması, sigorta tanzimi esnasında eksik sigorta bulunmaması halinde sigorta sözleşmesi boyunca enflasyondan dolayı eksik sigortanın oluşmaması, yürürlükteki mevzuatta sigorta ettirene zeyilname yapma mükellefiyetinin getirilmemesi, sigortalıya verilen poliçe ve bilgilendirme formunda da zeyilname durumuna ilişkin bilgi verilmemesi ve DASK’ın meri mevzuata göre hiçbir sigortalıya güncellenen metrekare bazında yeniden yapım maliyetine göre zeyilname yaptırılması gerektiğine ilişkin yazılı bildirimden bulunmaması nedeniyle DASK ve sigorta şirketleri tarafından depremzedelere eksik tazminat ödeyerek daha fazla mağdur edilmemesi gerekmektedir.

SEDDK, DASK ve Türk Reasürans AŞ yönetimlerinin gerekli tedbirleri almaması sonucu düşük düzeyde kalan yeni tarifeye göre zeyilname yapılması nedeniyle özellikle konutu tamamen yıkılan/yıkılacak olan sigortalıların yaklaşık %80’i eski tarifeye göre ödeme yapılacaktır. Deprem bölgesinde tam zayi kabul edilecek ve zeyilname yapılmayan konutların sayısı bilinmemekle birlikte eski tarifeye göre ödeme yapılacak 200 bin konut tahminine göre ve bölgedeki konutların metrekaresinin en az 150 metrekare olduğu varsayarsak, konut başına 221.676 TL ve toplamda ise 44 milyar TL eksik ödeme yapılacaktır.

Ülkemizde sigorta bilinç düzeyi düşük olduğu dikkate alınırsa, Trafik Sigortalarında olduğu gibi zeyilname yapılması şartının (mevzuatta olmayan ama uygulanan) kaldırılarak, riziko gerçekleşmesi anındaki cari metrekare bazında yeniden yapım maliyeti ve azami teminat tutarlarının geçerli olduğuna dair bir düzenleme yapılmasına, aksi halde sadece gelecekteki depremler için yukarıda bahsedildiği gibi öncelikle düzenleme eksikliğinin giderilmesi ve akabinde de uygulama hatalarının giderilmesi elzemdir.

ZDS sonuçta sadece konutların yeniden yapım maliyetine yönelik kısmi bir sigorta olması nedeniyle sigortalı, konutunun geri kalan kısmına ve eşyalarına ilişkin ihtiyari deprem sigortası yaptırmak zorunda kalmaktadır. Ancak ihtiyari deprem sigortasının tek başına satılmaması, yangın sigortası kapsamında birçok teminatla birlikte ‘ek teminat’ olarak satılmasından dolayı öne çıkan bir ürün olmaması ve diğer ürünlerinden alınmak zorunda bırakılması nedeniyle daha pahalıya mal olması, ayrıca ülkemizde olan sigorta bilinç düzeyinin düşük olması da dikkate alındığındaher iki üründe sigorta süresi içinde Resmi Gazete’de ilan edilen farklı güncel yeniden yapım bedellerine (biri Emlak Vergisinde esas alınan bedeller, diğeri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ilan ettiği bedeller) göre ayrı zeyilname yapılmasının takibinin güç olması ve ZDS ve ihtiyari poliçe aynı dönemde yapılmazsa ihtiyari poliçe tanzimi esnasındaki ZDS sigorta bedeli güncel tarifeye göre zeyilname yapılmamışsa, teminatta boşluk oluşması nedeniyle ZDS ve İDS’nin ayrı ayrı sürdürülmesinin pratik olmadığı ve her deprem sonrası aşırı düzeyde memnuniyetsizlik yarattığı da düşünüldüğünde, ZDS kapsamının genişletilmesi ve bütün deprem hasarlarını kapsayacak şekilde genişletilmesi ve ödeme gücü olmayanların priminin tamamını veya tarım sigortalarındaki gibi bir kısmının Devlet tarafından ödenmesi şeklinde bir sisteme geçilmesi düşünülebilir.

Diğer taraftan, ZDS kapsamında ödenecek tazminatların önemli kısmının alınan reasürans koruması tarafından reasürörlerce karşılayacaktır. Ancak bu yıl içinde İstanbul ve başka yerlerde deprem olması halinde mevcut havuzun ve reasürans korumasının yeterli olmayacağı da düşünülmektedir. Ayrıca, gelecek seneden itibaren reasürans fiyatlarının yükseleceği ve belki de DASK’ın reasürör bulmakta zorluk yaşayacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, Devlet’in her depremden sonra konut yardımı yaptığı da düşünülürse, gelecek yıldan itibaren yüksek maliyetli reasürans koruması alınması yerine primlerin havuzda toplanması ve nemalandırılması seçeneği düşünülebilir.

Sigortacılığın, özelde ZDS’nin gelişmesi için, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün siyasetçilerin deprem sigortasının önemini vurgulaması ve gelecekte devlet konut yardımlarının yapılmaması veya azaltılması gerektiğini açıklaması, böylelikle hem ZDS hem de diğer sigortalarda (konut, eşya, hayat ve sağlık sigortaları gibi) sigortalılık oranları artışı sayesinde ülke içinde önemli bir kaynak yaratılmış olacak ve böylece hem ülke ekonomisinin gelişmesine katkısı hem de başta deprem olmak üzere bütün katastrofik risklerin devlet yardımları olmadan karşılanması mümkün olabilecektir.

Tüm yazılarını göster