Zorlukları Aşmak: Edinilen Dersler ve Önümüzdeki Yollar

Stephen Cahill / UN World Food Programme (WFP) Türkiye Representative and Country Director
KONUK YAZAR

Geçtiğimiz yıl ortak aklımızı gün be gün sınayan zorluklarla doluydu. Yıkıcı depremleri ve kayıplarımızı andığımız bugünler, sadece olayın ani sonuçlarını değil, aynı zamanda daha geniş resme bakmak, dersler çıkarmak ve bölge ısındıkça ortaya çıkabilecek yeni zorluklara da hazırlanmak için de bir fırsat anlamına geliyor.

Hali hazırda süregelen küresel açlık ve beslenme krizi boyutları çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Tahminlerimize göre, 2023 yılında 333 milyondan fazla insan bir sonraki öğünü konusunda belirsizlik yaşadı. Bu rakam, COVID-19 öncesi rakamlara kıyasla neredeyse 200 milyon kişilik kaygı verici bir artışı işaret ediyor.

Çatışmalar, ekonomik şoklar, iklim krizi ve yüksek gübre fiyatları gibi bir dizi faktör, olağanüstü bir gıda krizini tetiklemiş durumda. Buna karşılık, şu anda 783 milyon insan kronik açlıkla mücadele ediyor. BM Dünya Gıda Programı (WFP) ise önceki yıllara kıyasla önemli ölçüde düşen finansman sorunuyla başa çıkmaya çalışırken, bu durum bize insani yardım dünyası için yeni ve daha zorlu bir mali manzarayı işaret ediyor.

Bu zorluklar korkutucu görülebilirken, WFP en çok ihtiyaç duyanları beslemeye devam ediyor; 2023 yılında dünyanın en savunmasız 175 milyon insanına yardım ettik. Bunu, 78 ülkede gıda ve nakit desteği sağlayarak yaptık. Dünyadaki açlığa çözümler bulunabileceğine inanıyoruz, ancak mevcut finansman krizi, WFP'nin gerekli önlemleri gereken ölçekte almasını engelliyor. Bu işin içinden çıkamamak, felaketle eş değer sonuçlara gebe. Aç insanlara daha az gıda sağlamak, tek bir sonuç doğurur: daha fazla açlık.

WFP, Türkiye’de 1.6 milyon kişiye ulaştı

Depremlerin yarattığı kayıplar, insan ekosistemi üzerinde çok ciddi bir yıkım yarattı. Kritik endüstrilerin iş sürekliliğini ciddi şekilde bozarak, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeleri etkileyerek işgücü ve varlık kayıplarına sebep oldu. Tedarik zincirleri bozuldu ve hem perakende hem de toptan pazarlardaki toplam talep azaldı, bu da 103 milyar dolarlık bir hasara yol açtı.

Olayın hemen ardından, Birleşmiş Milletler Türkiye deprem bölgelerine hızla müdahale etti. WFP de acil operasyon kapsamında, bağışçılarının desteğiyle yaratılan 80 milyon dolarlık kaynak ile, üç ay boyunca sıcak yemek, mobil mutfak, hazır gıda, gıda kolisi ve nakit desteği ile 1.6 milyon insana destek sundu. Bu süreçte Türk Kızılay KIZILAYKART, Uluslararası Kızıl Haç ve Kızılay Cemiyetleri Federasyonu (IFRC), Metro Türkiye, yerel STK'lar ve yerel belediyeler gibi kritik ortaklıklar çok önemli rol oynadı.

Bugün, deprem bölgesinin ihtiyaçları devam ediyor. WFP olarak acil operasyon sürecinden, iyileşme dönemine geçerken odak noktamız, deprem bölgelerinde yeniden yapılanma sağlayan iyileşme odaklı projeler ve acil durum hazırlığı programlarında olacak. Çeşitli ortaklarla iş birliği yaparak depremlerden etkilenen çiftçilere ve KOBİ'lere yönelik yerel kalkınmayı desteklemeyi, iş kaynaklarını artırmayı ve depremden etkilenen bölgelerde işlevsel pazarlar kurulmasını sağlamayı hedefliyoruz. 2024'teki yeni zorluklar arasında, etkimizi artırmak için özellikle özel sektörle yeni ortaklıklar keşfetme ve yenilik yapma zamanının da geldiğini düşünüyoruz.

Zorluklarla dolu bir dünyada, böylesi bağlantıları keşfetmek, insanlığın geleceğe güvenle bakabilmesi için önemli bir yol gibi görünüyor. Tüm engeller, aslında bir yandan da birbirimize etkili bir şekilde ulaşmanın ve acıyı hafifletmenin bir yolu olarak insani görevimizi vurguluyor. Geçen yıl, Türkiye'deki doğal felaketle başladı ve bölgesel bir çatışmayla sona erdi. Bu zorluklara rağmen, BM Dünya Gıda Programı olarak 'Hayatları Kurtarma ve Değiştirme' görevimize olan bağlılığımız, tutkumuzu paylaşan ortaklarımızla beraber sarsılmaz bir şekilde devam ediyor. Gelecek için umudu örgütlemek, fark yaratmak ve insan acısını azaltmak için gerekli olan bilgi ve bağlılıkla bir araya gelmek dileği ve hedefiyle…

Tüm yazılarını göster