Yazımın başlığı ilk bakışta yanlış gibi gelebilir ama yok, bir yanlışlık yok. Hükümet neredeyse doğrudan hiç zam yapmaz, ne var ki tüm zamların altında hükümetin icraatları yatar. (Bu arada artık hükümet yerine kabine deniliyorsa da benim tercihim yine eski tanımlamadan yana.)
En tipik örnek akaryakıta yapılan zamlar ya da zaman zaman yaşanan indirimlerdir.
Daha önce de birkaç kez yazdım ama ısrarla aynı görüş korunuyor.
Akaryakıta zam mı geldi, başlıyor hükümete dönük eleştiriler.
İndirim mi yapıldı, bu kez de bunun ya o ayın enflasyonunu düşük göstermek amaçlı olduğu ileri sürülüyor, ya “Ham petrol fiyatı daha çok düştü, akaryakıt indirimi de daha fazla olmalıydı” gibi görüşler dile getiriliyor.
Zam yapıldığındaki görüş de yanlış, indirime gidildiğindeki görüş de...
Çünkü akaryakıtta zammı da, indirimi de hükümet yapmıyor. Ama o önyargı yok mu o önyargı!
Motorinde dün ve bugün için iki gün üst üste indirim söz konusu oldu ya; neler yazılıyor neler... Bakın bu konuda sosyal medyada yalnızca bana iletilen görüşlerden seçtiklerim:
- Demek ki yeni yılda da çok kötü zam yapacaklar.
- Kesin zam gelecek o zaman.
- Brent dört haftadır 78 dolarda, daha yeni indirim yapılıyor.
- Enflasyon masalına katkı sunma oyunu mu?
- İndirim algısını gündemde tutarak prim yapabilmek için.
- Yıl sonu enflasyonunu düşük gösterme çabası.
- Aralık enflasyonunu güzel ayarlarız.
- Bu indirim hayra alamet değil.
- Yeni yılda ÖTV’yi artıracaklar, indirim yapmasalar ve fiyat aynı kalsaydı daha iyiydi.
- Emekli ve memurlara düşük zam yapmak için.
Görüşler özet olarak böyle ve neredeyse hepsi yanlış ya da önyargılı.
Çünkü dedim ya akaryakıt fiyatlarını kararlaştıran hükümet değil. Akaryakıt zam ve indirimlerinde temel belirleyici yurt dışındaki ürün fiyatları.
Ama hükümetin icraatları akaryakıt fiyatlarını dolaylı olarak tabii ki etkiler.
Örneğin faizi düşürüp dövizi zıplatırsanız, yurtdışı borsalarda (Türkiye için ölçü Cenova borsası) döviz bazında oluşan ürün fiyatının Türkiye’deki karşılığı artar ve bu da zamma yol açar.
Örneğin vergiyi gerektiği yerden eksiksiz toplayamazsanız ya da olmadık harcamalar yaparsanız, bütçe dengesi için akaryakıttaki ÖTV ve KDV’yi artırmak zorunda kalırsınız ve böylece hükümet olarak dolaylı zam yapmış olursunuz.
Ham petrol fiyatı gecikmeli yansır
Temel bir yanılgı da akaryakıt fiyatlarını doğrudan ham petrol fiyatıyla kıyaslamak. Tamam, akaryakıt tabii ki ham petrol ürünü ama fiyat bağlantısı öyle sanıldığı gibi eş zamanlı gitmiyor.
Petrol fiyatı örneğin 50 dolardan 100 dolara çıkarsa bu Cenova’daki ürün borsasına, dolayısıyla Türkiye’deki perakende fiyatlara elbette kısa sürede yansır. Ama ham petrol fiyatında yaşanan 3-4 dolarlık artış ya da inişlerin ürün fiyatlarına gecikmeli yansımasında ya da hiç yansımamasında şaşılacak bir durum yok.
Çünkü akaryakıt fiyatlarını daha çok arz-talep dengesi belirliyor. Son birkaç yıldır motorin fiyatlarının benzin fiyatlarının üstünde seyretmesi buna en güzel örnek. Rusya-Ukrayna savaşından dolayı motorin arzında ortaya çıkan daralma ve yine aynı savaşın etkisiyle Avrupa’da yaşanan doğalgaz teminindeki zorluğun ısınma amaçlı motorin kullanımını artırması bu ürünün fiyatını benzinin üstüne taşıdı.
Ekonomik milat olarak nitelediğim Ağustos 2021’den bu yana geçen dönemde Cenova borsasında benzin yüzde 15, motorin ise yüzde 44 zam gördü. İç piyasadaki artış ise kur ve vergi artışından dolayı çok daha yüksek oranlara vardı.
Oysa Cenova borsasında Ağustos 2021’den önceki 27 ayda benzin yüzde 6 artarken, motorin fiyatında yüzde 8’e yakın gerileme olmuştu.
İşte son dönemde motorin fiyatındaki artış tümüyle talep artışından kaynaklandı.
Akaryakıt fiyatı nasıl oluşur?
Akaryakıt fiyatı tümüyle otomatik bir şekilde oluşur, kimse belirlemez.
Fiyat oluşumunu, Türk parasının değerinin aynı kaldığını, Türkiye’de herhangi bir vergi değişikliğinin de söz konusu olmadığını varsayarak çok yalın bir şekilde şöyle aktarmak mümkün:
Cenova’daki borsada motorin fiyatı ton başına örneğin 100 dolar, benzin fiyatı 95 dolar. Fiyatlardaki yüzde 3’e kadarki artış ya da düşüşlerde yurtiçi fiyatı değişmez. Motorin fiyatı 104 dolara mı çıktı, o zaman zam gelir; ya da 96.5 dolara mı indi, o zaman da indirim yapılır. Aynı durum benzin fiyatı için de geçerlidir. 96.5 dolara inen motorin fiyatında yüzde 3’ü aşan bir gerileme daha olduğunda yeniden indirime gidilir. Arada geçen süre bir gün de olabilir (7 ve 8 Aralık indirimleri gibi) on gün de, yirmi gün de.
Bu arada ham petrol fiyatı çok farklı yönde ve farklı oranda seyredebilir. Önemli olan arz ve talebe göre ürün fiyatının hangi düzeyde oluştuğudur.
Cenova’daki fiyat esas alınarak bunun üstüne rafineri karı, vergiler ve akaryakıt istasyonların karı eklenir ve perakende fiyat ortaya çıkar.
Bütün bu aşamalarda hükümet yoktur. Ama İtalya’daki borsada oluşan (örneğin) 100 dolar olan tutarın TL karşılığını dolaylı olarak hükümet belirler. Vergiyi hükümet belirler. Nihai fiyatın oluşumunda aslında son sözü hep hükümet söyler; ama görünürde kararı hükümet vermez.
Aynı durum konut ve kira için de geçerli
Vatandaşın canını son yıllarda konut ve kiradaki artış da çok yakıyor.
Konut ya da kiraları tabii ki hükümet artırmıyor; ama bu rekor artışlara sebep oluyor. Konut fiyatlarındaki artışla ilgili olarak elimizdeki tek bilimsel veri Merkez Bankası’nın konut fiyat endeksi. Ekonomik milat saydığım Ağustos 2021’den bu yılın eylülüne kadar geçen 25 aydaki konut fiyat artışı tam yüzde 465.
Peki Ağustos 2021’den önceki 25 ayda yaşanan konut fiyat artışı kaç, yüzde 71.
Konut fiyatındaki artışın yüzde 71’den yüzde 465’e fırladığı iki 25’er aylık dönem... Konut fiyat artışı böylesine hızlanmışken kira artışı buna ayak uydurmadan kalır mı?
Ne konut fiyatını hükümet artırıyor, ne kiraları. Ama dövizi tırmandıracak yanlış adımlar atarak, genel fiyat düzeyini çok yukarı çıkararak, bu kapsamda inşaat maliyetlerinin çok hızlı artmasına yol açarak fiyatları ve kirayı doğrudan olmamakla birlikte sonuçta hükümet artırıyor, yani sebep oluyor.
Sonra da yaklaşık iki yılda fiyatı yüzde 465 artan bir konutun kirasını zapt etmeye uğraşıyoruz.
Hükümetin tercihleri, fiyatlara davranışlarının bozulmasına, fiyatların sürekli artacağı algısının yerleşmesine yol açıyor. Herhangi bir mal ya da hizmete zam gelmiş olmasına kimse şaşırmıyor, çünkü bu kanıksanmış durumda.
Ama hükümet zam yapmıyor; yapılmasına zemin hazırlayacak politikaları tercih ediyor.