Yücel Uygun
DBA Consulting Eğitim ve Danışmanlık
Nezaket davranışları için her gün beş-on dakikalık zaman ayırmak, günümüzün harika geçmesini sağlayabilir.
Günümüzde zaman yönetimi, önemli bir sorunsal. Çoğumuz bu konuda zorlanıyoruz. Neredeyse herkesin acelesi var. Termin süreleri, sürekli bir yerlere yetişmeye çalışmak, kendini yeterince yönetememek vb. durumlar çoğu zaman çalışanlara panik durumları yaşatabiliyor. Böyle olduğunda ise etkin iletişimin önemli bir bileşeni olan nezaket yaklaşımlarının görülme sıklığı da azalıyor. Hani bazen kendi kendimize konuşuruz ya: “Keşke zamanım olsaydı, geçiş önceliğini karşı tarafa verebilseydim” (vb.) diye… Evet zamansızlık, çoğu zaman nezaket davranışlarının önünde bir engel oluşturabiliyor.
Özellikle çalışan bireylerin, zaman yönetiminde bazı nüanslara dikkat etmesi uzun vadede şirket içinde veya paydaşlarla olan etkileşimde kelebek etkisi oluşturabilir. Nasıl mı?.. Bir çalışanın, her gün nezaket için 5-10 dakikalık bir zaman rezervi hazırda bulundurduğunu düşünelim. Ve bu zamanını -önemli işleri için çok acelesi olmadığı durumlarda- başkalarına öncelik tanımak veya nezaketli yaklaşımlar için kullansın.
Bunlar neler olabilir?
-
Arabayla işe gidiliyorsa, yayalara veya diğer araçlara yol vermek
-
Serviste, toplu taşımada veya asansörde aceleci davranışlardan kaçınmak
-
Yazışmalara veya konuşmalara nezaket cümleleri eklemek
-
Yine yazışmalarda/konuşmalarda karşı tarafta kim olursa olsun, -kendisini kötü hissettirebilecek- aceleci tavırlardan kaçınmak
-
Yapılan işlerde teşekkür etmek için fırsat kollamak
-
Bazı küçük hatalara karşı daha hoşgörülü davranmak
-
Sabah ve akşam diğer çalışanlara karşı samimi bir selamlaşma ve vedalaşma yaklaşımı gösterebilmek
-
Sabırlı/etkin bir dinleyici olabilmek vb.
Yukarıdaki örnekleri yapılan işin tanımına göre farklılaştırabilir veya çoğaltabiliriz. Bu maddeler için günlük zaman rezervimizde yaklaşık olarak 5-10 dakika bulundurmak yeterli olacaktır. Gelelim bu yaklaşımların kelebek etkisine. Bu tarz davranışları her ne kadar karşılık beklemeden yapıyor olsak da gelecekte bazı pozitif etkilerin olması kaçınılmaz bir gerçektir. Bunlardan bazıları aşağıdaki gibidir:
-
Çoğu insan bu tarz davranışları görmezden gelmez. Yüzlerde bir tebessüm oluşturmuş oluruz ve özgeciliğin bulaşıcı etkisi diğer insanların da benzer davranışlar gösterme ihtimalini yükseltir. (Böylece çevremizdeki bencil davranışların düzelmesine de katkı sağlamış oluruz.)
-
Karşı taraf kendisini değerli hisseder (Ve bu, özellikle korku kültüründe yetişmiş bir birey için önemli bir duygudur.)
-
Biz de kendimizi -gün içinde veya sonunda- daha iyi hissederiz; kendi mutluluğumuza da katkı sağlamış oluruz
-
Nezaket dalgaları giderek şirket içine ve dışına yayılır. Ve bu durum biz bilincine -ekip ruhuna- önemli oranda katkı sağlar.
-
Yapılan araştırmalar, nezaketli davranışların sağlığımız üzerinde de önemli bir rol oynadığını bulguluyor; kalbimize iyi gelmesi, bağışıklık sistemimizi koruması vb.
-
İletişimin içinde nezaket olduğunda, olmayacak şeyleri oldurabiliriz
-
İletişimde olduğumuz insanlar üzerinde güzel izler bırakmış oluruz vb.
Günümüzde birçok insan, farkında olamama, empati yoksunluğu, kapitalist sistem baskısı veya kendini yeterince yönetememe vb. sebeplerden dolayı yukarıdaki yaklaşımlardan uzakta hareket edebiliyor. Dolayısıyla insanlar üzerinde güzel iletişim izleri de bırakamamış oluyor.
Etkin iletişim konusunda cahil bireyler tarafından, nezaketin zayıflık olarak algılanması konusuna gelecek olursak bazı durumlarda, Sadi Şirazi’nin “Ne etrafınızı kıracak kadar sert ne de karşınızdakilere cesaret verecek kadar yumuşak olunuz” sözünü hatırlamamız bizlere fayda sağlayabilir. Ve müzakere tekniklerinde ‘güçlü dur, sakin konuş’ kuralı vardır. Bu yaklaşım da bazı durumlarda daha kontrollü bir şekilde davranmamızı sağlayacaktır.
Günlük yaşamımızda karşımızda iletişimi zayıf bireyler görmemiz oldukça olasıdır. Elimizden geldiğince, empati yaklaşımıyla onların dilinden konuşmaya çalışmak, olası iletişim krizlerinin oluşmasını engelleyecektir. Bu tarz yaklaşımları kişisel algılamamak da ‘etkin iletişimde’ en çok dikkat etmemiz gereken şeylerin başında gelir. Ayrıca ‘mutlu yaşam’ sırlarından en önemlilerinden birinin, ‘başkalarına fayda sağlamak’ olduğunu da unutmamak gerekir.