Yılın ilk FOMC toplantısını geçtiğimiz hafta ile birlikte geride bırakmış olduk. Aralık ayından bu yana piyasa ile Fed arasındaki beklenti ayrışması da toplantı ile birlikte biraz daha normalleşme yolunda ilerleme fırsatı buldu. Esasen Fed’in söylediği ya da işaret ettiği farklı bir durum söz konusu değil; istediği sadece biraz daha zaman ve geniş veri seti. Başkan Powell da bunu basın toplantısı kısmında açık açık belirtti: daha iyi veriden ziyade daha çok veri görmek istiyorlar.
Politika metnindeki beklenen minör değişiklikleri takiben basın toplantısının da ağırlıklı beklentileri kontrol altında tutmak üzerine şekillendiğini söylemek fazlasıyla mümkün.
Enflasyonun biraz daha fazla yüzde 2 bölgesine yakınsaması ve bunun için de takip edilen göstergelerin çoğalması isteniyor. Burada herhangi bir sıkıntı yok. Zira manşet ile çekirdek enflasyonlar arasındaki “hız” ayrışması bir süredir herkesin sorguladığı bir durum. O nedenle Fed’in de daha temelde, trenddeki gidişatı takip etmek istemesi kadar doğal başka bir şey olmamalı. Öte yandan Başkan, istihdam ve büyüme için de yakından izlenmesi şeklinde yönlendirmede bulundu. Daha zayıf bir istihdam ya da daha güçlü bir büyüme Fed açısından farklı senaryoları gündeme getirebilir. Tüm bunlar Mart ayını traderlar açısından radardan çıkarmış oldu. Zaten Başkan da açıkça Mart’ın uzak ihtimal olduğunu işaret etti. Daha ağırlıklı yıl ortasını ve sonrasını beklemek şu aşamada mantıklı görünüyor.
Kısa vade gelişmeler ile trendi ayırmakta her zaman fayda var. O nedenle Fed’i ve diğer merkez bankalarının gittiği yolu da bu eksende okumak son derece faydalı. Fed, şu an için faiz indirmeyeceğim, sıkılaşmaya devam edeceğim gibi bir iletişim içerisinde bulunmuyor. Aksine, indirim yolunda olduğunu ve fakat bunun için de neleri dikkate alacağını ve ihtiyaç duyduklarını da ayrıca sıralıyor. Durumumuz budur.
Piyasalar tarafında ise yılın ilk işlem ayını tamamladık. Genel risk iştahı hisse senetleri açısından korunmasına korundu; ancak, ABD grubunun ağırlığı fiyatlamalarda fazlasıyla hissedildi. Ocakta MSCI dünya endeksi yüzde 0,53’lük yükselişi ile üçüncü ayı da pozitif bölgede tamamlarken, ABD hariç sepete baktığımızda yüzde -1 ile 3 ay sonra ilk geri çekilmeyi takip ettik. Özellikle Asya’da Çin grubundaki baskılanma gelişmekte olan ülke varlıklarında yüzde -5’lik zayıf performansı karşımıza çıkarırken, ağustostan bu yana da en yüksek düşüşü takip etmemize zemin hazırladı. Amerikan doları yılın ilk ayında yüzde 2’lik yükselişle kasımdaki seviyelerine geri gelirken, aralıktaki finansal koşulları zayıflatma eğiliminin de önemli bir kısmını vermiş oldu. Faizler ise tüm bu karmaşa sırasında yatay seyretti. Küresel taraf için yılın ilk çeyreğinin son kısmında ya da baharda pozisyonların yeniden gözden geçirildiği ve realizasyon isteğinin belirdiği bir ortamın oluşması mevcut değerlemeler ile pek uzak bir ihtimal değil. Ancak, 2024 ve 25’in para politikaları kanalı üzerinden risk iştahını destekleyici ortamda geçeceğini de unutmamalı.
"Başkan Karahan açısından yakın vadedeki en önemli sınav 8 Şubat’taki Enflasyon Raporu sunumu olacak ki bu virajın son derece iyi dönüldüğü senaryoda ciddi bir avantajın da sağlanacağını unutmayalım."
Yerel varlıklarda ise cuma gecesi gelen açıklamalar ile birlikte TCMB’de başkan değişikliğinin gerçekleştiğini ve fiyatlamalara olası etkileri üzerine tartışmaların gölgesinde haftaya başlıyoruz. Bir süredir kulislerde tartışılan değişikliğin çok daha erken bir zamanlama ile gerçekleşmesi ve Bakan Şimşek’in destek açıklamaları para ve maliye politikalarının koordinasyonu açısından herhangi bir risk teşkil etmiyor. Ayrıca, yeniden gündemin sadece para politikası ve enflasyonla mücadele üzerinden şekillenecek olması da fokusun olması gerektiği şekilde gerçekleşmesi açısından son derece pozitif. Bu nedenle lokal varlıklar açısından herhangi bir negatif yansıma beklentisi içerisinde değiliz. Başkan Karahan açısından yakın vadedeki en önemli sınav 8 Şubat’taki Enflasyon Raporu sunumu olacak ki bu virajın son derece iyi dönüldüğü senaryoda ciddi bir avantajın da sağlanacağını unutmayalım.