Naci İRİS / SERBEST KÜRSÜ
Enerji projeleri ile uğraştığınızda çevrenizden çok ilginç teklifler ulaşıyor.
Bunların bir kısmı orijinal kaynakları okumak suretiyle, bir kısmı da dünyada farklı ülkeleri ziyarete esnasında karşılaştığı ilginç örnekleri sizlerle paylaşıp bunların ülkemizde şehrimizde uygulanabilirliğini paylaşıyorlar.
Bunların biri de yüzer güneş santralleri ve yüzer rüzgâr santralleri...
Dünya genelinde bu tür santrallerin sayıları artmaya devam ediyor.
Yaygın bilgi ülkemizdeki göl gölet ve barajlara bu tür santrallerin kurulumuna müsaade edilmediği bilgisi...
Bir toprak zemine ihtiyaç duymadan yapılabiliyor olması ve gölge yaptığı için sıcak havalarda suyun buharlaşmasını ve dolaylı olarak da su seviyesindeki düşüşlerin engellenmesi sağlanmış olması bu tür santrallerin en önemli avantajıdır.
Ocak ayının son haftasında Türkiye Büyük millet Meclisi’ndeki ilgili komisyonlara 15 maddelik bir kanun teklifi ile güneş ve rüzgâr enerji santrallerinin gölet ve içme suyu barajları haricindeki tarımsal sulama ihtiyacını sağlayan barajlar ve göletler ile hayvansal ihtiyaçlar için kurulan barajlar ve göletlerde kullanılmasına izin verilmesini kapsıyor.
İçme suyu amacıyla kullanılan göller ve içme suyu barajlarında zeminin su yüzeyinin kaplanması ve suyun güneşten ve havalandırmadan mahrum bırakılması suyun kalitesini olumsuz anlamda etkilemesinden endişe ediliyor.
Dünyada birçok güzel örnek var. Mesela Çin'de eskiden kömür madenciliği yapılan bir bölgede kurulan dünyanın en büyük yüzen güneş enerjisi santrali 2019 yılından bu yana elektrik üretiyor. 40 MW gücündeki santral, 4 ila 10 metre derinliğindeki suda yüzüyor ve şebekeye entegre olmuş durumda.
Birçok yenilenebilir enerji santrali ilave güç artırımı yapmadan bu mevzuat gereği yüzer santralleri uygulamaya geçer de umarım bu tür enerjiden gereken payı da alırız.