Yurtiçi turizm verilerinden ekonomiyi okumak

Prof.Dr. Burak ARZOVA EKONOMİDE GÖRÜNÜM

Üzerinde çokça durmadığımız aslında önemli olduğunu düşündüğüm bir veri geldi bu hafta.

Ben gelen verileri başka birkaç veri ile birlikte okumayı çok seviyorum. O zaman açıklanan veri bana daha anlamlı geliyor. 

22. Ekim.2024 Tarihinde ‘Hanehalkı Yurt İçi Turizm, II. Çeyrek’ verilerini gördük. Bu veri işte o türden bir veri. 

Gelen veriyi elbette yorumlayacağız ancak öncelikle birkaç hususu bilmemiz lazım. 

Öncelikle; Türkiye sınırları dahilinde bulunan tüm yerleşim yerlerinde yaşayan hane halkları çalışmanın kapsamında yer alıyor. Kurumsal olarak nitelendirilen nüfus yani askerler, yurtlarda, hapishanede, hastanede sürekli olarak kalanlar, huzurevlerinde kalanlar vb., ayrıca Türkiye'de on iki aydan az süredir ikamet edenler ve 15 yaşından küçük hane halkı fertlerinin yalnız başına yaptıkları seyahatler bu istatistiklerin metodolojisi gereği kapsam dışında bırakılmış durumda. 

Bu zorunlu açıklamayı yaptıktan sonra artık gönül rahatlığı ile verilere bakabiliriz.

Nisan, Mayıs ve Haziran aylarından oluşan 2024 yılı II. çeyreğinde, yurt içinde ikamet eden 16 milyon 148 bin kişi seyahate çıkmış. Bu sayı aklımızda kalsın. Sanki bir yerlerden hatırlıyor gibiyiz.

Hemen TÜİK tarafından açıklanan ‘Gelir Dağılımı İstatistikleri, 2023’ verisine dönüyorum. Gelir Dağılımı İstatistiklerinin açıklanma tarihi de 10.Ekim. 2024.

Gelir Dağılımı İstatistikleri 2023 yılı verileri bir önceki takvim yılı olan 2022 yılını referans alan veriler. Bu neden önemli? Çünkü 2021 yılı Eylül ayı ile birlikte seri faiz indirimlerinin başladığı ‘Nas Ekonomisi’ dönemini yaşamıştık. 

Ekonomide Nas söylemleri ile Dolar/TL kuru patlatılmış akabinde yüksek enflasyona maruz kalmış ve hepimiz fakirleşmiştik. 

Şimdi gelen veriler o yıldan itibaren gelir grupları itibariyle uygulanan ekonomi politikasının etkilerini görmek açısından çok önemli. Yani doğrudan ‘Nas Ekonomisi’nin etkilerini bize gösteriyor. 

TÜİK verilerine göre 2022 yılını referans aldığımızda; en yüksek eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0,7 puan artarak yüzde 48,7'ye çıkarken, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı pay ise 0,1 puan artarak yüzde 6,1 olmuş. 

Türkiye’nin en zengin yüzde 20’lik kesimi toplam gelirin neredeyse yarısını alıyor. 

Artık politika hatası mı dersiniz yoksa bilinçli politika tercihi mi? Ama Nas Ekonomisi ile birlikte üst gelir grubuna sahip yüzde 20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay bir yılda yüzde 0,7 artmış. 

Yüzde 20 demek basit bir hesapla, Türkiye nüfusunu yaklaşık 86 milyon kişi alırsak, 17 milyon 200 bin kişi anlamına geliyor. Bu da hemen hemen Hollanda’nın nüfusuna eşit. 

Biz uygulanan ‘Nas Ekonomi’ ile Hollanda’nın toplam nüfusu kadar kişiye toplam gelirden bir yılda yüzde 0,7 artış sağlamışız. Bunu Hollanda bile başaramaz. 

Şimdi ‘Hane halkı Yurt İçi Turizm, II. Çeyrek’ verilerine geri döndüğümüzde; 2024 yılı ikinci çeyrekte seyahat eden kişi sayısı işte bu yüzde 20’lik grup. 

‘Ülke ekonomisi kötü diyorlar ama her yer tıklım tıklım dolu. Otellerde yer bulunmuyor’ diyenlere saygı ile sunulur. 


Merkez Bankasının Para Politikası Kurulu metinlerinde sürekli vurgu yaptığı hizmetler sektörü enflasyonun kaynağı tam da bu kişiler. Yani önceki dönem uygulanan Nas Ekonomisi ile zenginleşen kesimler. Bunlar harcamaya devam ediyor ve bunlar talep ettikçe fiyatları kontrol altına almak mümkün gözükmüyor. Maliye Politikasının burada yardımcı olması gerekiyor ama bir türlü devreye girmiyor ya da giremiyor. Orası ayrıca bir muamma. 

‘Hane halkı Yurt İçi Turizm, II. Çeyrek’ verilerine derinlemesine bakınca geceleme sayısının da düştüğünü görüyoruz. Ortalama geceleme sayısı 6 olmuş. Aslında görece geliri artan kesim bile küme düşmüş. Geceleme sayısında geçtiğimiz yıllara göre düşüş dramatik. 

Peki, seyahate çıkmayı başaranlar nereye gitmiş diye merak ediyor olabilirsiniz.

Seyahate çıkanların yüzde 73,2’si akraba ve arkadaş evine giderken, yüzde 11,8’i kendi evine gidebilmiş. Otel ve pansiyona gitmeyi başaranların oranı ise sadece yüzde 9,9. 

Bu oranlar Avrupa ölçeğinde en düşük oranlar.  Hayatında hiç otele tatile gidemeyecek bir yeni nesil geliyor. Bu çocukların neden yurt dışını tercih ettikleri için sadece bu veriler bile yeter şart aslında. 

Yerli turistlerin, yurt içinde yaptıkları seyahat harcamaları 2024 yılının II. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 115,8 artmış. İşte size ‘Gerçek Enflasyon’. Hane halkının yılsonu enflasyon beklentisi de hemen hemen bu seviyelerde. Hane halkının enflasyona ilişkin tahmininin piyasa katılımcılarına göre çok daha doğru olduğunu da hatırlamakta fayda var. 

Peki, hane halkının enflasyon beklentilerini ne etkiliyor diye baktığımızda üç unsur ön plana çıkıyor.

Bunlardan ilki yiyecek içecek fiyatları. İkincisi ulaştırma iken üçüncüsü ise ısınma giderleri. Hane halkı buralardaki fiyat hareketlerine bakarak enflasyon beklentisini oluşturuyor. Bunları da İngiltere Merkez Bankası’nın çalışma notları söylüyor. 

Peki, ‘Hane halkı Yurt İçi Turizm, II. Çeyrek’ verilerinde durum nedir acaba diye baktığımızda;

2024 yılı ikinci çeyrekte harcama türlerinin toplam seyahat harcamaları içerisindeki dağılım oranları incelendiğinde en fazla paya yüzde 33,1 ile yeme ve içme harcamaları, yüzde 27,3 ile ulaştırma harcamaları ve yüzde 14,1 ile konaklama harcamalarının sahip olduğunu görüyoruz. 

Hane halkının enflasyon beklentisini bir türlü yönetemeyen ‘Ekonomi Yönetimine ‘veriler ben buradayım diye haykırıyor adeta. 

Özetle açıklanan tek bir veriden Türkiye’nin halini tüm yönleriyle görmek mümkün. Bazen bir veri beklendiğinden fazla şey anlatır. Bu kez de öyle olmuş gözüküyor. 

Tüm yazılarını göster