Bozulan bütçe disipliniyle birlikte borçlanmaya hız veren Hazine, son iki yıldan bu yana döviz cinsinden iç borçlanmasını da rekor seviyeye çıkardı. Ağustos ayı itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 49 artışla 1 trilyon 98 milyar liraya ulaşan iç borç stokunun, 274,2 milyar lira ile yüzde 25’ini yabancı para cinsinden iç borçlanma oluşturdu. Döviz cinsinden iç borçların toplam iç borç stokuna oranını ifade eden ve literatürde “Yurtiçi orijinal günah göstergesi” seviyesi olarak tanımlanan bu rakamın ulaştığı düzey, 2001-2002 kriz yılları hariç olmak üzere rekor seviyeyi ifade ediyor. Aynı dönem itibariyle döviz cinsinden borçların, 1 trilyon 863 milyar liraya yükselen merkezi yönetimin iç ve dış borç toplamındaki payı da 1 trilyon 45 milyar lirayla yüzde 56’sını oluşturdu. Böylece, toplam borçlar içindeki yabancı para payı da bugüne kadarki en yüksek seviyeye ulaşmış oldu. Hazine ilk kez 1996 yılında döviz cinsinden iç borçlanmaya gitmiş, 2001 kriziyle birlikte, döviz cinsi ve dövize endeksli borçlanmanın toplam iç borç stoku içindeki payı 2001 yılında yüzde 36’ya yükseldikten sonra izleyen yıllarda hızlı bir tempoyla aşağı yönlü bir seyir izlemişti. 2004’ten itibaren terkedilen döviz cinsinden iç borçlanma, 2017 yılına kadar sürdü. Borç bakiyesinin de ödenmesiyle 2012- 2017 arasındaki altı yıllık dönemde iç borç stokunun tamamı TL ile gerçekleştirildi ve yabancı para cinsinden borcun payı sıfırlandı. 2018 yılında yeniden başvurulan dövizle iç borçlanma izleyen iki yılda sıçrama kaydetti. Son iki yılda döviz kıtlığı devasa boyutta rezerv eritirken bir yandan da hızlı artış trendine giren döviz kurları borçlanmanın maliyetini hızla yukarı çekti. Yanı sıra, kamu bankalarının döviz açık pozisyonunu ve dolayısıyla kur riskini de yükselterek kırılganlığı daha da artırdı.
Dipnot
(*) 1997 krizinin ardından literatüre giren “Yurtiçi orijinal günah göstergesi” (YİGG) kavramı, ülkelerin yabancı parayla yaptıkları iç borçlanmanın toplam iç borç stokundaki payı üzerinden tanımlanıyor.