Türkiye’de olup da yurt dışındaki bir şirkete ya da bir global firmanın ülkemizdeki ofisine serbest çalışan olarak tarif edilen ‘freelance’ hizmet verenlerin sayısı 100 bin olarak tahmin ediliyor. Çalışanın yüzde 65’i Türkiye’deki bir global şirkete, yüzde 35’i de yurt dışındaki bir şirkete hizmet üretiyor. Bu rakamsal tahminler, bana ait değil. Tahminler, sorularımı yanıtlayan Sovos Türkiye Kıdemli Satış Direktörü Ali Bulut tarafından dile getiriyor.
Sovos’un hizmetleri arasında, sözünü ettiğim istihdam yapısının yasal zeminde çalışmasına, mevcut vergi sistemine dahil edilmesine yönelik faaliyetler de bulunuyor. Sovos Türkiye Kıdemli Satış Direktörü Bulut, “100 bine ulaştığını düşündüğümüz bu kesimin önemli bir kısmı son yıllarda oluştu. Yüzde 90’lık kısmını yazılım başta olmak üzere teknoloji alanında çalışanlar meydana getiriyor. Türkiye’den ülkemizdeki firmalarda serbest çalışan yazılımcıların yanı sıra yurt dışına hizmet veren çalışanlar, mevcutta kazandığının 6-7 katı kişi/saat ücretleriyle iş yapabiliyor” diyor.
Serbest mesai yürüten çalışan, işverenle aylık veya saatlik ücret üzerinden anlaşma yapıyor. Ali Bulut’un verdiği bilgiye göre aylık ücretler, 500 Euro’dan, 30 bin Euro’ya kadar değişiklik gösteriyor. Bulut, büyük çoğunluğun kazancının ise 1900 ile 2450 Euro arasında değiştiğini ifade ediyor. Yurt dışındaki bir şirketle mesai yürüten çalışan sayısının 35 bin olduğu hesabından yola çıkarak (100 bin çalışanın yüzde 35’i olarak düşünüldüğünde), Türkiye’ye aylık giren döviz rakamının ciddi boyutlara ulaştığı söylenebilir. Dileyen büyük çoğunluğun kazancı ile 35 bin rakamını çarparak, yurt dışından aylık gelen miktarı ortaya çıkarabilir.
Vergi sistemine dahil olmak şart
Şimdiye kadar, yurt dışından kendi hesaplarına gelen ödemelerle ilgili hiçbir işlem yapmamış olan birçok freelancer/serbest çalışan bulunduğunu kaydeden Bulut, “Bazıları bu süreçte şirketleşme yoluna gittiler ancak bu var olanın çok küçük bir kısmı. Bu bilinçte olanlar genelde tek tek kişiler değil de bir arkadaş grubu olarak birkaç kişinin bir araya geldiği oluşumlar” diyor. Serbest çalışanın, kazancını mutlaka vergi sistemine sokması gerektiğini ifade eden Ali Bulut, “Bu kişilerin eksik kaldığı ve hem günümüzde hem ilerleyen dönemde karşılaşacakları en önemli konu ise vergi. Bir kazancın olduğu yerde mutlaka ilgili kazanca karşılık tahakkuk edecek vergiden de bahsetmek gerekir. Bu kişiler de gelirini vergilendirmek için adım atmalılar. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sisteminde bulunmaları şarttır. Bu hem çalışan, hem ülkemiz açısından önem taşımaktadır” diyor.
Firmalaşma uygulamasındaki yararlılıklar
Ali Bulut, Türkiye üzerinden yurt dışı şirketlerle freelance çalışanların firmalaşma yoluna gitmeleri halinde devletin kendilerine sunduğu bazı ek vergi avantajlardan da yararlanabileceklerini kaydederek, şu değerlendirmede bulundu: “Genç girişimciler için yurt dışına kesilecek faturalarda yüzde 50 gelir vergisi indirimi, SGK teşvikleri vb. diğer yandan, vergi mükellefi olmak için bazı kişilerin limited veya A.Ş. kurmalarına gerek kalmadan, serbest meslek erbabı olarak serbest meslek makbuzu da düzenleyebiliyorlar, bu da bazı avantajları beraberinde getiriyor. Her şeyden önce vergi mükellefi olma şartları serbest meslek erbabı için daha kolay ve prosedürleri daha hızlı. Faturadan farklı olarak stopaj vs gibi sonra da beyan edilmesi gereken kesintiler/vergileri aynı belge üzerinden tazmin edilebiliyor. Bunun yanı sıra şahıs firması olsaydı, geliri belirli bir tutarın üstüne çıkıldığında bilançoya geçmesi gerekiyor. Bu da daha fazla muhasebe masrafı, daha karmaşık muhasebe sistemi tutmasına tekabül ediyor. Serbest meslek erbabı olunduğunda ise böyle bir ticari kazanç/gelir tutarı limiti bulunmuyor.”