Yumurtada sabır taşı çatladı

Handan Sema CEYLAN YERELDEN KÜRESELE

Irak’a yumurta ihracatının mümkün olduğu dönemde altın günlerini yaşayan Afyon’daki yumurta üreticileri, bugün iflasın eşiğinde. 27 üreticiden 15’inin iflas ettiği kentte yumurta üreticisi devletten ‘nefes’ istiyor. Maliyetinin yüzde 25 altında 45 kuruşa yumurta satan, “frene basamayız, tesislerin ikinci el değeri bile yok” diyen üretici “hiç böyle bir girdaba girmemiştik. Hem Tarım Bakanlığı’na bağlıyız hem Ticaret Bakanlığı’na bağlıyız. Arada kaldık acilen devletimizin, bu üretim gücümüzü ayakta tutmak için bizlerle ortak bir çalışma yapmasına ihtiyaç var. Destek, lisans ve planlama istiyoruz” diyor.

Çok ortaklı yapısıyla ve bir dönem İSO (İstanbul Sanayi Odası) Türkiye’nin En Büyük 500 Kuruluşu arasında yer almasıyla kentin göz bebeği konumundaki Afyon Yumurta’nın yöneticileri DÜNYA’ya konuştu. Afyon Yumurta İthalat İhracat ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Haci Sait Evrenkaya, Afyon Yumurta Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Genç, Genel Müdür Raşit Baş sorularımızı yanıtladı.

Afyon Yumurta Yönetim Kurulu Başkanı Haci Sait Evrenkaya, “Tarım ve endüstri arasında sıkıştık. Bazı sorunlarımız için Ticaret Bakanlığımıza bazı sorunlarımız için Tarım Bakanlığımıza başvuruyoruz. Bazen de bu yüzden ortada kalmış hissedebiliyoruz” dedi.

Evrenkaya, “Bizim tek işimiz yumurtacılık. 2005 yılında kuş gribi yaşadık. Büyük zararlar oldu. Biz de yumurtacılar olarak bir araya geldik ne yapabileceğimizi değerlendirdik. Bu yüzden ortak bir yatırım yaptık. 27 üretici birlikte Afyon Yumurta’yı kurup ihracata başladık. Çok da güzel günler yaşadık. Bu birliktelik sayesinde yurtdışında etkin olduk” diye konuştu.

Evrenkaya, “2014’ten sonra Irak bizden yumurta almayı bırakınca, yüzümüz gülmedi” diyerek, şunları kaydetti: “Eskiden buradan bir haftada 400-450 TIR yumurta yolluyorduk. Şimdi İran üzerinden bir şekilde ihracat yapmaya çalışıyoruz ama ancak 40-50 TIR. O dönemde Bağdat’a giden bir TIR’ın maliyeti 4 bin dolardı. Bugün aynı işin maliyeti 20 bin dolar. Afyon Yumurta olarak İSO ilk 500’e giriyorduk. 2017’den sonra düştük. Irak’a 20 dolara satamadığımız yumurtanın kutusu, Bağdat’ta 50 dolar. Ama sıkıntımızı çözemiyoruz. Bağdat’a kadar gittik. İnsanlar bizi anlayışla karşıladılar ama pazarı açmadılar. Bize ‘Siz de tek pazara bağlı kalmasaydınız’ diyorlar. Ama halıcısı, kilimcisi bu işe girdi. Bizim tek geçim kaynağımızın bir lisansı yok. İsteyen istediği yerde yumurta tesisi kurabiliyor. Bir planlama yok. Öyle olunca, büyükler geldi bizi süpürdü. Çok yakında sektör 4-5 holdingin eline kalır. Binlerce insanın ekmek yediği yerler yok pahasına kapanır.”

Tesisini bıraksa evine ekmek götüremez

Tesislerinin ikinci el değeri olmadığını bu yüzden, işi kapatıp çıkmanın mümkün olamadığını da belirten Evrenkaya, “Üreticimiz gırtlağına kadar kredi borcuna batmış durumda. Bu üreticilerimizin oranı yüzde 95. Tesislerin ikinci el değeri de yok. Geçtiğmiz günlerde 700 bin tavuk kapasiteli Maya Tavukçuluk 70 milyon TL’den icradan satıldı. Kimse almayınca banka 8 milyon TL’ye aldı. Bu iflas eden üreticilerimizin, tesislerini bıraktıkları anda evlerine götürecek ekmek parası yok” diye konuştu.

Az müdahale ne yaşatıyor ne öldürüyor

Sektörde en önemli sorunlardan birinin de yem olduğunu kaydeden Evrenkaya, “Yemle bağlantılı büyük firmalar avantaj yakaladı. Pandemide insanlar yatırım amaçlı mısır, buğday gibi alanlara yatırım yapınca, elinde az parası olan yumurta üreticisi mağdur oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi bize destek olduğunda alabildiğimiz yem ayın ancak bir gününe yetiyor. Biliyorsunuz ithalat izinleri de tanınıyor. Halbuki desteği bir kez ver, aylık ver. Bir defaya mahsus bir aylık alım yapabilelim. Fiyatların kafası kırılsın. Ama az az müdahale ne hayat veriyor ne öldürüyor” şeklinde konuşuyor.

Maliyetinin yüzde 25 altına satıyor

“Şu anda bir civciv 2 lira 75 kuruştan 6,5 liraya çıkmış durumda” diyen Evrenkaya, “Bir civciv yumurta verebilecek duruma 150 günde geliyor. 6 kilogram yem yiyor. Girdi maliyetlerimiz çok yüksek. Şu anda yumurta 45 kuruş. Maliyetinin yüzde 25 altında satıyoruz” açıklamalarını yaptı.

Evrenkaya, “İhracatımız için yeni pazarlar da geliştirmeye çalıştık. Türkiye’nin en iyi anlaştığı ülkelerden birisi Katar. Ancak Katar da yumurtada ihracatta konsolosluk onayı istiyor. Bu da daha fazla ihracat yapabilecekken bizi kısıtlıyor. Suudi Arabistan, İsrail gibi ülkelere de politik nedenlerle ihracat yapamıyoruz. Katar, Bahreyn, BAE, Cibuti, Dubai, Katar ve Somali gibi ülkelere ihracatımız var” dedi.

Evrenkaya, Türkiye’de günlük 125 milyon yumurtlayan tavuk kapasiteli tesis olduğunu, şu anda bunun 100 milyonluk kısmının çalıştığını günde 80 milyon yumurta elde edildiğini de söyledi.

“Gezen tavuk yumurtaların yüzde 90’ı bizim tesislerden” iddiası

Afyon Yumurta Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Genç, yumurtanın yüzde 60’ının ulusal marketlerde satıldığının bilgisini vererek, “Pandemiden dolayı yaşanan kapanmalar döneminde bu oran çok daha fazlaydı. Pazaryerleri açılamamıştı. İnsanlar sağlıklı beslemek istedi. Ama bazı fırsatçılar çıktı. Pastörizeye verdiğimiz kirli yumurtalar gezen tavukçular tarafından alınıyor. Bu çıkma yumurtalar kıymete bindi. Bizim gramajlarımız denetleniyor. Bir pakette üç yumurta gramaja uymazsa biz 30 bin lira ceza ödüyoruz. Oysa gezen tavukta standart yok. Marketler de istedikleri şekilde bizlerin çıkma yumurtalarını satıyor. Gezen tavuk yumurtası dediklerinin yüzde 90’ı bizlerin tesislerinde üretilen yumurtalar. Maalesef denetim olmadığı için durum böyle. Entegre tesislerin yanına gezen tavuk tesisi izni veriliyor. Biz hastalıklara karşı korumalıyız. Ama yan kümesteki bulaşıcı hastalığa karşı savunmasız kalıyoruz. ‘Gezen tavuk’ suiistimal ediliyor. Olan hem üreticiye hem tüketiciye oluyor” şeklinde konuştu.

Öğrenciler ve turizm tesisleri yumurta kırmadı!

“Pandemide devletten 1 kuruş destek alamadık” diyen Afyon Yumurta Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Genç, şunları kaydetti: “Çünkü tavuk bu, tesis duramaz. Durmadığımız, 7/24 çalıştığımız için de desteklerden faydalanamadık. Çalışanlarımızı kısa çalıştıramadık. Bizim yumurtayı iç pazarda sattığımız iki önemli müşteri grubu vardı. Oteller turizm tesisleri ile öğrenciler. Üniversiteler açılmayınca öğrenciler anne evlerinde kaldı. Hepimiz yaşadık öğrenciler en çok yumurta kırıp yer. Yumurta satışları düştü. Ulusal marketler dışında en büyük alımları gerçekleştiren turizm tesisleri kapandı.”

Tüm yazılarını göster