‘Yüksek faize hâlâ karşıyım ama bu kez artıracağız’

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini kabul etmesi ve Merkez Bankası Başkanının değişmesiyle birlikte para politikasında köklü değişikliğe gidileceği, daha doğrusu tam bir U dönüşü yapılacağı zaten belliydi. Herkesin “Faiz artırılır mı, artırılmaz mı” aşamasından "Faiz ne kadar artırılır” aşamasına geçtiği bir dönem yaşıyorduk zaten. Faiz artışına ilişkin bu gerçeği Cumhurbaşkanı Erdoğan dün bir anlamda resmen açıkladı. 

Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu söylerken faiz konusundaki görüşünü değiştirmediğini vurgulamayı da ihmal etmiyor; sanki örtülü biçimde, faizin bir süreliğine yüksek olacağını söylüyordu. 

Erdoğan, KKTC ve Azerbaycan ziyaretleri sonrasına Türkiye’ye dönüşte uçakta yaptığı açıklamada faiz konusunda şunları söyledi: 

Bazı arkadaşlar ‘Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor’ yanılgısının içine düşmesin. Ama Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası ile atmasını kabullendik, hayırlı olsun dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik.

Türkiye’yi ve Türk siyasetini bilmeyen biri “N’oluyor şimdi, faiz artıyor mu, artmıyor mu” diye sorabilir. Ama Türk halkı olarak bizlerin satır aralarını okuyabilme gibi bir meziyetimiz var. 

Erdoğan’ın söylediği açık: “Ben faize hala karşıyım karşı olmaya ama bu aşamada başka çare kalmadı ve faiz artırımına gideceğiz...” 

Erdoğan nasıl ikna oldu? 

Mehmet Şimşek’in uzun süren uğraşlardan ve defalarca davet edildikten sonra sonra kabinede görev almayı kabul etmesi, zaten ısrarla dile getirdiği dönüşümlerin yapılması konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikna olduğunu gösteriyordu. Bu konudaki detaylar geçtiğimiz günlerde Middle East Eye adlı internet sitesinde yer aldı. 

Öyle ki Erdoğan'ı faiz konusunda ikna edebilmek için aile fertlerinden devreye girenler bile olmuştu.

Sonrası malum... Mehmet Şimşek kendisine bir hareket alanı sağlanacağını gördü, bazı şeyleri değiştirebileceğine kanaat getirdi ve görevi kabul etti. 

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan da uçakta yaptığı açıklamada her ne kadar hala faize karşı olduğunu dile getirmişse de bir faiz artışının başlayacağını resmen ilan etmiş oldu. 

Akıllara hemen daha seçim öncesi söylenen “Faiz artırılmayacak” söylemleri, yine sürekli tekrarlanan “Nas” gelecektir. Gelsin! 

Merhum Demirel’i anmamak olmaz: “Dün dündür, bugün bugündür!” 

Daha geri gidenler 2021’in eylülünde başlatılan faiz indirimi ve tırmanan kur, tırmanan enflasyon, tırmanan yoksulluk gibi sorunları da hatırlayacaktır. O zamanki kararın hata olmadığını ve bilinçli bir tercih sonucu o düzenlemelerin yapıldığını, bu sayede ekonomide çarkların iyi kötü dönmesinin sağlanıp mayıs seçimlerinin kazanıldığını unutmamak gerekir.

Para politikası kökten değişirken muhalefet ne yapıyor?

Son dönemde olan biten bana biraz ABD siyasetini hatırlatıyor. 

ABD’de seçim öncesi başkan adayları ortaya çıkar, biri kazanır, diğeri ise bizdeki gibi bir parti yapılanması söz olmadığı için adeta unutulur gider. ABD’de klasik anlamda bir muhalefet de yoktur zaten. Örneğin hiç “Cumhuriyetçi lider falanca Başkan Joe Biden’a şunları şunları söyledi” gibi bir cümle duymazsınız. Bunu söyleyecek bir lider yoktur ki... Ama orada çok güçlü bir medya ve sivil toplum kuruluşu muhalefeti bulunmaktadır. 

Mayıs seçimlerinden sonra biz de adeta ABD gibi olduk. Muhalefet neredeyse yok! Var da yok, kendi derdine düşmüş durumda çünkü. 

AKP iktidarı ekonomi politikasında çok radikal bir dönüşüme imza atmak, neredeyse iki yıldır büyük bir ekonomik yıkıma yol açmış para politikasını değiştirmek üzere, bu konuda muhalefetten kayda değer tek bir görüş bile duymadık. Arada beylik ve boş laflar ediliyor, o kadar. 

Faiz 2020’nin kasımından 2021’in martına kadar artırılmış, aynı yıl eylüle kadar yatay gidilmiş, eylülde faiz indirimi başlamış ve ekonominin tüm temel göstergeleri bozulmuş, 2022’de yine bir süre yatay seyir, ardından bu kez ağustosta yeniden bir indirim furyası ve bu yıl şubatta bile indirim yapılmış... 

Bu dönemde de sürekli olarak düşük faizin yararından, faiz düşünce enflasyonun da düşeceğinden dem vurulmuş, yıllık enflasyon oranında dört işlem bilen herkesin hesaplayabileceği şekilde baz etkisine dayalı bir düşüş olmuş ama bu da aşağı çekilen faizin nimeti olarak pazarlanmış... 

Peki bütün bunlar muhalefet tarafından vatandaşa izah edilebilmiş mi? Kocaman bir hayır! 

Şimdi de neredeyse son iki yıldaki uygulamanın tersi yapılıyor. 

Muhalefet kendi içinde sorunları hallederse, ondan da önce seçimi niye kaybettiği (aslında kaybetmiş de sayılmıyor ya, neyse) sorusuna yanıt bulursa eminim son politika değişikliğine de eğilecektir.

Tüm yazılarını göster