Yüksek faizde bile 50 milyar dolar alanlar

Atılım MURAT AYKIRI FİNANS

Keşfedilmemiş bir arazideyiz. Yüksek çift haneli enflasyon ortamlarında tahmin yapmak zordur. Döviz kurlarındaki hareketler fiyatlara direkt yansıyor. Merkez geçen hafta yayımladığı 2022 Para ve Kur Politikası metninde, sıkılaştırıcı para politikasından bahsetmedi. Dün Halkbank üzerinden, esnaf ve sanatkârlara sıfır faizle kredi verileceği açıklandı. Bunun da doğal olarak Hazine’ye yükü olacaktır. Önümüzdeki dönemde belli sektörlere vergi indirimleri, Kredi Garanti Fonu üzerinden cazip koşullu krediler gelebilir. Ne genişletici maliye politikasının, ne de çok gevşek para politikasının biteceğine dair sinyal var.

Çift haneli enflasyonla 1971’de tanıştık. Elli yıl geçti. Türk halkının enflasyonla imtihanı bitmedi. Ahali mücadeleye devam ediyor. Kur korumalı Türk Lirası (TL) mevduatı, yüzde 17’lik tavan faizin serbest bırakılması, dün Hazine ve Maliye Bakanı’nın açıkladığı kur korumalı enflasyon mevduatı gibi ürünler ve hamleler, dolar kurunun hızını kesebilir. Ancak bunlar, enflasyonla mücadelede, faiz artırımlarının yarattığı etkiyi yaratmayabilir. Kaldı ki, faiz artışları bile, dolar talebini düşürmeyebiliyor. Ağustos 2018’de yaşanan kur krizinde, Dolar/TL paritesi 10 günde yüzde 53 arttı. Sonraki günlerde Merkez’in faiz artışı yapacağı spekülasyonu yapıldı. O zaman diliminde döviz tevdiat hesaplarından 9-10 milyar dolarlık bir çözülme oldu. Eylül 2018’de politika faizi 625 baz puan (yüzde 6,25) yükseltildi. Yerleşikler sonraki haftadan itibaren döviz almaya başladılar. TCMB sıkı para politikasını Temmuz 2019’a kadar sürdürdü. Beklentileri yönetmeye çalıştı. Bu dokuz ayda yerleşiklerin döviz hesapları 50 milyar dolar arttı. Bugün ne yüksek faiz söylemi, ne de beklenti yönetimi var. Enflasyonla mücadele konusunda kapsamlı bir program açıklamalıyız.

Tüm yazılarını göster