Haziran ayları yaza geçiştir. Bacasız sanayi turizmin canlandığı aylardır. Döviz hareketliliği başlar. Nispeten rahat aylardır. Salgın başladığından bu yana diğer aylardan farkı kalmayan haziran için Türkiye 2021’den umutlu. Ancak haziranın getirecekleri; ekonomiyi her an hazırol’da tutacak.
YÜZDE 7’LİK BÜYÜDÜK YA SONRASI?
Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yıllık bazda %7 büyüdü. Piyasanın beklentisi %6,7’ydi. Büyümek demek gelirlerin artması, refahın artması, istihdamın artmasıdır. Büyüme bir ekonomin en bariz sağlık göstergesidir. Büyüyen bir ekonomi; genel sağlık checkup’ından geçmiş bir insan gibidir.
Türkiye checkup sonuçları çok başarılı olmasına rağmen içerideki veriler kırmızı alarm veriyor. Dolar kuru 8,47, faiz %19 ve resmi işsizlik %13,1 gerçeği de %26 seviyesinde. En önemlisi de TÜİK enflasyonu %17 fakat sokak enflasyonu 2 katı… Türkiye’nin risk primi 397’de… Kredi genişlemesi ile büyüme sağlandı ancak sürdürülebilirliği noktasında veriler asla destekleyici değil.
PİYASALAR TEDİBİRİ BIRAKMAYACAK
Haziran’da dolarizasyon eğiliminde azalma yok. Altın ve gümüş değerli metallerin ışıltısı cezbetmeye devam ediyor. Enflasyonda tepe noktalara gelindi. TÜFE ile ÜFE ayrılması sürer ama makas daha açılmaz. Dövizde güçlü talep yükselişi zorluyor. Borsa yılbaşından bu yana yatay hareket ediyor. Bu hareketi sürer.
HAZIRLIK YAPMAYANA HAZIR DAYANMAZ
Ekonomisinde zor zamanlara hazırlık yapmayanın önüne; ne yığarsanız yığın, damlası düşmez ve hazıra mal dayanmaz. Ülke üretir faiz yer, ülke üretir enflasyon yer, ülke üretir dolar yer… Şirketler %50 kâr eder, kârı yabancı yer. Ekonomi %7 büyür de ekonomideki büyümeyi tedbirsizlik, reformsuzluk yer.
Zafer; hazırlığı sever. Hezimet ise gaflete âşıktır. Türkiye; geri döndürülemez ekonomi hasarı ile artık siyaseti de kapsayan devrimci adımlarla baş edebilir.