AHMET YİĞİT - Mersin notları
Mersin, 1990’lı yılların sonunda başlattığı sanayi atakları ile sağlam zemine oturmuş firmalara sahip oldu. Gıda, tarım ve hayvancılık için önemli üretim kentlerinden Mersin’de kurulan en köklü firmalardan olan Yörüksüt, ürettiği başarılı türev ürünler ile Toros dağlarının yüksek proteinli sütünü katma değere dönüştürüyor. Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (MTOSB) fabrikasında, günlük 250 ton süt işleyen, standart ürünlerin yanında özel soslu ve yüksek protein oranlarına sahip yeni peynir ve kaymak çeşitleri de geliştiren Yörüksüt ürünleri, yurt dışında 13 ülkeye ihracat ediliyor. 1940’lı yıllarda başlayan Öz ailesinin süt tutkusu, 1992 yılında Ramazan Öz ve kardeşleri tarafından kurulan aile şirketi ile kurumsal bir hal aldı. Hızlı başlayan markalaşma süreci aradan geçen 30 yıla rağmen hız kesmedi. Hemen hemen her yıl portföyüne yeni ürünler ekleyen Yörüksüt, şimdi de geleneksel pazarlarda yoğunlukla kahvaltı, salata ile belirli soslarda kullanılan ve ekşi krema olarak bilinen Smentana’yı üretmeye başladı. İç pazarın yanı sıra bu ürünün Rusya, Türk cumhuriyetleri, Doğu Avrupa pazarına girişi için çalışmalar devam ediyor.
Mersin’in en tanınmış firmalarından olan Yörüksüt, yurt içi ve yurt dışındaki fabrikalarında yüzlerce kişiye istihdam sağlıyor, üreticinin ürettiği sütleri değerlendirerek, üretim şemasının sürekliliğine katkıda bulunuyor.
“Üretim bütçemizin yaklaşık 4’te 1’ini yeni ürün çalışmalarına ayırdık” diyerek başarılarının sırrını veren Yörüksüt Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Öz, üretmeye başladıkları ilk günden bu yana heyecanlarını kaybetmediklerini ifade ediyor.
Kendisi ile sık sık sohbet ettiğimiz ‘memleket sevdalısı’ Ramazan Öz, kendi firmasına olduğu kadar sektöre de kafa yoruyor. Yasal düzenleme nedeniyle zincir marketlerin 90 günde üreticiye ödeme yaptığını aktaran Ramazan Öz, bu durumunun enflasyona yansıdığını belirterek, “Temel gıda ürünlerinin yaklaşık yüzde 70’i artık zincir marketler üzerinden tüketiciye ulaştırılıyor. Avrupa, Amerika ve Kanada gibi pazarlarda, gıda sanayicileri, zincir marketlerden alacaklarını kanunen en geç 30 gün içerisinde tahsil ediyor. Vade farkı nedeniyle oluşan maliyet artışları ise raftaki fiyatlara yansıyor ve gıda enfl asyonu artıyor” dedi. Sütte KDV yüzde 1 olmasına rağmen üretimin yüzde 40’ını oluşturan ambalaj malzemelerinden yüzde 18 KDV alındığını, bu durumun sofra fiyatlarına yansıdığını belirten Öz, bu iki konuyla ilgili yetkililerden çözüm istedi.