Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bakanlığının bütçesi görüşülürken Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada 2025 için yönetilen-yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefiyle uyumlu artırılacağını söyledi.
Ne anlamalıyız yönetilen-yönlendirilen fiyat artışlarından?
Doğrudan kamu tarafından yapılan zamları ve kamunun belirlediği bazı oranlara bağlı olarak bu oranların dolaylı etkisiyle özel sektör tarafından yapılan zamları...
Kamunun fiyatını doğrudan belirlediği başlıca kalem doğalgaz. Diğer önemli kalem olan elektriğin fiyatını ise kamu doğrudan belirlemiyorsa da bu konuda son sözü söyleyen yine kamu oluyor. Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren kalemler bunlar. Daha az önemde başka mal ve hizmetler de var ama önemli olan doğalgaz ve elektrik.
Kamunun belirlediği fiyatlar denilince akla akaryakıt fiyatları da gelebilir. Akaryakıt fiyatlarının oluşumuyla ilgili yanlışı düzeltmek adına bu konuya bir kez daha değinmek gerek. Çünkü bu konuda büyük bir yanılgı söz konusu. Akaryakıt fiyatları İtalya borsasındaki ürün fiyatlarına göre kendiliğinden oluştuğu ve gerek yapılan zamlarda, gerekse indirimlerde hükümetin hiçbir etkisi olmadığı halde zamları da, indirimleri de hep hükümetin yaptığı sanılıyor. Hükümetin akaryakıt fiyatları üstündeki etkisi, olsa olsa dolaylı olabilir. Örneğin vergi oranları değiştirilir, örneğin her ne kadar serbestçe belirlendiği ileri sürülüyorsa da pratikte öyle oluşmadığı bilinen döviz kuruyla ilgili bir adım atılır, işte o zaman akaryakıt fiyatına devlet bir şekilde etki etmiş olur. Onun dışında bu fiyatlar kendiliğinden oluşmaktadır. Dolayısıyla akaryakıt fiyatı doğalgaz ve elektrik gibi kamunun doğrudan belirlediği bir fiyat değildir.
Şimdi dönelim yeniden Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamasına... Şimşek’in bu açıklamasından yola çıkarsak, istisnasız tüm vatandaşları ilgilendiren ve her türlü mal ve hizmet üretiminde temel girdi olan elektrik ve doğalgaza 2025’te yapılacak zamda oranın yüzde 25’i aşmaması gerekiyor. Şimşek 2025 enflasyon hedefi olarak orta vadeli programda yazan yüzde 17.5’i mi dikkate alıyor, yoksa Merkez Bankası’nın tahmini olan yüzde 21’i mi, bunu bilmiyoruz ama Merkez Bankası’nın tahminine göre hareket edilse ve bu oranın da bir miktar üstüne çıkılsa bile olabilecek en yüksek zam yıllık bazda yüzde 25’tir. Bakalım zamlarda bu orana bağlı kalınacak mı?
Peki YDO kaynaklı zamlar ne olacak?
Doğrudan kamu eliyle yapılan ya da izin verilen zamlar kadar, belki onlardan daha önemli olan kamunun kararlaştıracağı bazı oranlarla özel sektör tarafından yapılacak zamlar.
Burada da temel belirleyici vergi, harç gibi kalemlerde yaşanacak artışlar olacak.
Bu artışlarda belirleyici de yeniden değerleme oranı. TÜİK’in ekim ayı fiyat endekslerini açıklamasıyla 4 Kasım’da zaten öğrendiğimiz 2025 yılında uygulanacak yüzde 43.93’lük YDO, mevzuat gereği Resmi Gazete’de yayımlandı.
Şimdi bir dizi vergi, ceza ve harç bu orana göre yeniden belirlenecek.
Bu oran yalnızca cezalarda aynen uygulanmak durumunda.
Vergilerde ise her bir vergi mevzuatında yer alan sınırlar çerçevesinde yüzde 43.93’ü daha aşağıda ya da daha yukarıda uygulamak mümkün ve farklı oran uygulamak için de Cumhurbaşkanı kararı gerekiyor.
Birkaç örnek vereyim...
Emlak vergisi, mevzuat gereği zaten YDO’nun yarısı kadar uygulanıyor. Ancak Cumhurbaşkanı kararıyla istenirse bu oran YDO düzeyine çıkarılabiliyor. Ne var ki emlak vergisi hasılatı belediyelere gittiği, belediyelerin çoğu da CHP’de olduğu için emlak vergisinin YDO düzeyine, yani yüzde 43.93’e çıkarılması beklenmiyor. Uygulanacak oran çok muhtemeldir ki yaklaşık yüzde 22 olacak.
Motorlu taşıtlar vergisindeki artışın Cumhurbaşkanı kararıyla yüzde 8.79’a kadar indirilmesi mümkün. Çünkü MTV’de YDO yüzde 80’e kadar varan oranda aşağı çekilebilir. Yani yüzde 43.93’lük oran, bu düzeyle yüzde 8.79 arasında belirlenebilir.
Bu kadar örnek sanırım yeter.
Çünkü asıl vurgulamaya çalıştığım başka...
■ YDO 2025’te kanunların verdiği yetki kullanılarak daha düşük mü uygulanacak, yoksa yüzde 43.93 düzeyinde mi?
■ YDO eğer yüzde 43.93 olarak uygulanırsa (değişik oran uygulanması mümkün olanlar için söylüyorum) bu tercih “Yönetilen yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu artıracağız” söylemiyle çelişmeyecek mi? Çünkü YDO, 2025’in enflasyon hedefinin bir kat üstünde.
■ Bu durumda kamu eliyle dolaylı da olsa yaklaşık yüzde 44 zam yapılırken ya da bu düzeyde zamma zemin hazırlanırken enflasyon hedefinin bunun yarısında tutulması bir çelişki oluşturmayacak mı?
■ Yoksa, OVP’de yüzde 17.5 olarak yer alan hedef bir yana Merkez Bankası’nın yüzde 21’lik enflasyon tahminine ekonomi yönetimi bile zaten inanmıyor ve bu biraz da bir takım dengeleri kurmak için mecburen yazılan bir oran olarak mı görülüyor?