Yönetilen-yönlendirilen fiyat artışlarından TCMB de rahatsız

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Dün sabah erken saatlerde Gazetemizin Ankara Temsilcisi sevgili dostum Maruf Buzcugil aradı. Maruf bu köşede dün yer alan yazımı okuyup katkıda bulunmak istemiş, nitekim bulundu da...

Dünkü yazımda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bakanlığının 2025 yılı bütçesi görüşülürken Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmaya ve burada dile getirdiği 2025 yılında yönetilen- yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefiyle uyumlu bir şekilde artırılacağına ilişkin sözlerine atıfta bulunmuş ve “Yönetilen- yönlendirilen fiyatlar ne kadar artırılacak” diye sormuştum.

Yazımda ayrıca yüzde 43.93 düzeyinde oluşan 2025 yılının yeniden değerleme oranının, mevzuat gereği değiştirilebilecek alanlarda Cumhurbaşkanı kararı ile farklı uygulanıp uygulanmayacağını, yani yüzde 21’lik (ya da yüzde 17.5’lik) enflasyon hedefine uyumlu bir şekilde aşağı çekilip çekilmeyeceğini ele almıştım.

Dedim ya Maruf arşivinden çıkarıp gönderdiği bilgi notunda bu yazıma çok önemli katkıda bulundu. Kamunun doğrudan belirlediği ya da dolaylı etkide bulunduğu mal ve hizmetler meğer çok daha fazlaymış, bir kere bu ortaya çıktı.

İkincisi de yönetilen-yönlendirilen fiyatlardaki artıştan meğer Merkez Bankası da şikayetçiymiş. Merkez Bankası, ayrıca bir önceki yılın Yİ-ÜFE artışına göre belirlenen yeniden değerleme oranının geçmiş enflasyona endeksleme davranışını pekiştirdiği görüşünü taşıyormuş. Hemen belirteyim; Merkez Bankası’nın bu konudaki değerlendirmesi yeni değil ama sanmıyorum ki Merkez bugünlerde farklı düşünüyor olsun.

Buyurun tam liste...

Gelin şimdi yönetilen- yönlendirilen kalemlerin neler olduğuna bir göz atalım ve bu konuda Merkez Bankası (yeni bir değerlendirme olmamakla birlikte) neler söylüyor, ona bakalım...

Vergi değişimine konu olabilen kalemler:

■ Alkollü içecekler ve tütün ürünleri

■ Otomobil

■ Akaryakıt Yönetilen-yönlendirilen kalemler:

■ Elektrik

■ Şebeke suyu

■ Şehir içi yolcu taşımacılığı (metro, tramvay, belediye otobüsü, vapur ücreti vb.)

■ Çay

■ Şehir gazı ve doğalgaz

■ Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nden etkilenen özel eğitim hizmetleri (özel ilköğretim ve lise ücretleri)

■ Çeşitli kamu eğitim hizmetleri (açık öğretim öğrenci katkı ücreti, yurt ücreti, devlet anasınıfı ücreti)

■ Çeşitli kamu hizmetleri (ehliyet alım masrafları, mahkeme işlemleri ile ilgili evraklar, noter ücreti, pasaport ücreti, zorunlu deprem sigortası, zorunlu trafik sigortası, araç muayene ücreti, emisyon ölçüm ücreti gibi)

■ İlaçlar

■ Hac ve umre gidiş ücreti

■ Çeşitli sağlık hizmetleri (devlet hastanesi doktor muayene ücreti, aile hekimi doktor muayene ücreti gibi)

■ Belediye ekmeği

■ Şans oyunları (at yarışı, Milli Piyango, Sayısal Loto)

■ TCDD tren ücretleri (şehirler arası, YHT, banliyö)

■ Otoyol ve köprü geçiş ücreti

■ Diğer (PTT kargo gönderme ücreti, devlet tiyatroları ücreti)

Bu liste düzenlendikten sonra yönetilen-yönlendirilen fiyatlara tüm toplumu ilgilendiren iki hizmet daha eklendi. Cep telefonu ve internet hizmeti. Turkcell ve Telekom’un Varlık Fonu bünyesine katılmasıyla piyasada hakim durumda olan bu şirketlerin fiyatları da tümüyle kamu tarafından belirlenir oldu.

Bir de dolaylı etki var

Merkez Bankası’nın yönetilenyönlendirilen fiyatlarla ilgili değerlendirmesi, biraz önce de belirttim, yeni değil. Bu değerlendirme Merkez Bankası’nın 2018 yılındaki ikinci enflasyon raporunda yer alıyor. Ama sanmıyorum ki bu konuya ilişkin görüşler değişmiş olsun. Hatta o raporda bile akaryakıt, elektrik ve doğalgaz zamlarının dolaylı etkilerine dikkat çekilirken, ulaştırma harcamalarının daha da arttığı bu dönemde söz konusu etki daha da büyümüştür ve Merkez Bankası’nın bu konudaki hassasiyeti de herhalde daha da artmıştır.

Bakın Merkez Bankası akaryakıt, elektrik ve doğalgaz gibi kalemlerdeki doğrudan etkiden çok dolaylı etkiye dikkat çekerken neler söylüyor:

“Doğrudan etkilerin yanı sıra akaryakıt, elektrik ve doğalgaz gibi enerji ürünlerindeki fiyat veya vergi değişikliklerinin üretim maliyetleri kanalıyla enflasyon üzerinde dolaylı etkileri de bulunmaktadır. Örneğin, akaryakıt fiyatlarının maliyetlere etkisi başta ulaştırma hizmetleri kanalıyla olmak üzere geniş bir sektörel yayılımla gerçekleşmekte ve enflasyon üzerindeki dolaylı etkileri doğrudan etkisinin 1.5 katına kadar ulaşabilmektedir.

Herhangi bir fiyat artışının dolaylı etkileri, maliyet kanalıyla sınırlı kalmamakta; sinyal etkisi ve enflasyon beklentilerine yansıması da önemli olmaktadır. Yeniden değerleme oranında veya ücretlerde endeksleme mekanizmalarının güçlü oluşu, beklentileri ve enflasyon katılıklarını etkileyen uygulamalara örnek teşkil etmektedir. Özetle, doğrudan ve dolaylı etkiler bir arada değerlendirildiğinde kamu davranışının enflasyon üzerindeki etkisi daha da belirginleşmektedir.”

YDO’dan Merkez Bankası da yakınıyor

Merkez Bankası’nın değerlendirmesinde yönetilenyönlendirilen fiyatlar ve vergi ayarlamalarının enflasyonun oynaklığını çok artırdığı, bunun da beklentileri olumsuz etkilediği vurgulanıyor.

Değerlendirmeye şöyle devam ediliyor:

“Öngörülemeyen fiyat hareketleri enflasyon belirsizliğini besleyerek fiyatlama davranışlarını bozabilmektedir. Yönetilenyönlendirilen fiyatların enflasyon üzerindeki bir diğer etkisi de bu fiyatların çoğunun geçmiş enflasyon ve döviz kuru gelişmelerine göre belirlenmesi şeklinde ifade edilebilecek endeksleme mekanizmaları ile ortaya çıkmaktadır. Geçmiş Yİ-ÜFE artış oranlarına göre hesaplanan yeniden değerleme oranı esas alınarak artırılan kamu fiyatlarının varlığı, enflasyonda atalete sebebiyet veren bir fiyatlama davranışıdır.”

Merkez yıllar öncesinden uyarmış!

Değerlendirme yıllar önce yapılmış ama bugüne işaret ediyor, bugünü özetliyor:

“Özetle, yönetilen-yönlendirilen fiyatlar ve dolaylı vergi ayarlamalarının enflasyon dinamikleri üzerinde kayda değer etkileri olmaktadır. Yönetilenyönlendirilen fiyatların önemli bir kısmının enflasyonun üzerinde bir oranda artması, bu kalemler aracılığıyla tüketici enflasyonundaki düşüşü destekleyebilecek bir alan olduğuna işaret etmektedir. Yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarında tüketici enflasyonu üzerindeki olası etkilerin de dikkate alınması, makroekonomik politika tasarımının içsel tutarlılığı açısından kritik önem taşımaktadır.”

Bakalım Şimşek’in dediği olacak mı?

Bakan Şimşek Plan ve Bütçe Komisyonu’nda çok kesin konuştu. Zaten enflasyonu gerçekten düşürmenin yolu da bu.

Kamu, hem enflasyonu düşürmek ister, hem de enflasyonu yukarı itecek şekilde fiyat artışına gider mi?

Şimdi ilk sınav, kamu eliyle yapılacak zamlarda oranın hangi düzeyde belirleneceğiyle verilecek.

İkinci sınavın konusu da belli. Yeniden değerleme oranı mevzuatın elverdiği durumlarda aşağı çekilecek mi, yoksa yüzde 43.93 aynen uygulanacak mı?

Tüm yazılarını göster