Yoksullar için açlık virüsü tehlikesi

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Corona’dan da büyük bir bela şu açlık virüsü… Covid sürecinde bizi öldüren virüsten ne farkı var ki… Açlık, en büyük kitle imha silahıdır. Kavim göçü sebebi, ulusları çökertendir. Açlık sınırı; yatağa aç girmektir. Açlık virüsü her gün 8 bin çocuğu öldürüyor. Üstelik aşısı da var; YEMEK. Evet; yemek…

Ancak aşısına erişim zor, çünkü biz zengini doyuramadığımız için bu çocuklar aç. Uzaklarda arama bu çocukları… Acaba ülkemde kaç çocuk gece yatağa aç giriyor? Aça dokuz yorgan örtsen, gene de uyuyamaz. Açlık sınırı: karnı aç iken uyuyamamaktır. Açlıktan ölmek, topluma yüz karası yazılır.

AÇLIĞI GİDEREMEYEN YÖNETİMİN SONU YAKINDIR

Açlar ve toklar arasındaki savaşta zenginler kendilerini, teknolojinin ve silahların ardında gettolarında korumaya alacaktır. Nitekim alıyorlar da… İşe yarar mı? Elbette hayır. Zengin kendisine 4,5 metrelik duvar öremeden, aç 5.5 metrelik merdiveni çoktan o duvara yaslamış olur.

Her ülke yönetimi için geçerli kural şudur; “Eğer açlar ile toklar arasındaki uçurumu kapamaz isen yönetim olarak kendi sonunu hazırlamış olursun.” Her ne kadar güçlü, korunaklı ve silahlı olsan da, aç insanlar ülkesinde iktidarda kalamazsın. Açlar gelir ve toklardan hakkını alır. Hep böyle olmuştur.

İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…

Açlığın önemi nedir? 

İhtiyaçlar piramidinde güvenlik katmanı üzerindeki üçlünün en önemlisidir; beslenme, giyinme ve barınma… Aç kalmak, ahlakı da zorlar. Açlığı gıda giderir de ahlaksızlığa çare; kesinlikle yoktur. Aç, aşçıya kusur bulmaz, umduğu değil, bulduğudur. Açlığı ortadan kaldırmak, yönetim önceliği olmalı.

Açlığın bize 5 öğüdü?

1-Harekete geç. 2-Doyduğunda açlığı unutma. 3-Acıktıklarının değerini bil. 4-Açlığı arayışa çevir. 5-Komşun açken uyuma. İnancımız zaten “komşusu aç iken uyuyan bizden değildir” der ve açlığa karşı duyarlılığa vurgu yapar. Bu yüzden; yoksula yardımın birinci merhalesi, onun karnını doyurmaktır.

not/DAR GELİRLİYİ KORUYACAK BİR KALKAN GELİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ

Karnı tokken aç halinden anlar mısın? Anlamalısın. Zira açlık toplum barışının bozulduğu noktadır. Dünya tarihi zaten açlar ile toklar arasındaki mücadele ile şekillenmiş ve savaşlarla yazılmıştır. Eğer toplumda bir kesim açlık çekiyorsa, toklar da yataklarında rahat uyuyamayacaktır, uyutmazlar zira…

Bugün enflasyon, gelir dağılımını öylesine bozdu ki, TÜİK verilerine göre dahi en zengin %20, ülke gelirinin yarısına sahip. Yabancı araştırma kurumlarında ise daha vahim bir tablo var. Nüfus içindeki %1 civarındaki süper zenginler, ülke kaynaklarının çeyreğini tüketirken %99 kıt kanaat geçiniyor.

Söylenen şu; asgari ücretliye %30, emekliye %15 gibi güdük artışlar, bütçede kaynak biriktirmek içinmiş. Ancak 2026’nın ikinci yarısında seçim sürecine girildiğinde yoksul kesimlere adeta para yağdırılacak. Fakat bu zamana kadar yoksulun ayakta kalabilmesi için bir kalkana ihtiyaç gerekir.

Şu anda 11,5 milyon emekli, 4,5 milyon dezavantajlı kesim, açlık sınırının altında hayatta kalma savaşı veriyor. Asgari ücretin bu yıl ikinci kez arttırılma zarureti konuşulmaya başladı. Tıpkı corona sürecinde olduğu gibi hükümetin dar gelirliye kaynak aktarması lâzım zira açlık virüsü yayılıyor.

Özetle; yoksulları değil, zenginleri doyuramadığımız için açlık çekiyoruz. Kıtlık zamanlarında ise insanı açlık değil, alıştığı tokluk öldürüyor. Dezavantajlı insanlara koruyucu kalkan geliştirmeliyiz.

Tüm yazılarını göster